Artık tam anlamıyla nişanlanmıştık. "Evlenmem, beni alan böyle alsın", diye yanlarında atıp tuttuğum kuzenleri de tüm gece benimle alay edercesine göbek atmış, halay çelmişti. Düğünde sanırım alenen alay edeceklerdi ama olsundu, sonuçta kuzenleri artık benim kocam olacaktı.
Nişanın sonunda da bildiniz, Şahin kendini yine öptürmedi. Ulan Türkan Şoray kanunlarına döndük ya ben ona yanıyorum. Öyle ya o da filmlerinde öpüşme ve açık sahne varsa kabul etmezmiş. Tüm film boyunca başroller öpüşecek diye beklerken, film biter Türkan Şoray öptürmezmiş. Hah aynı benim biricik nişanlım.
Büyükler restorandan erken ayrılıp, mekanı bize bırakınca gönlümüzce eğlenmiştik. Mutluluğumuza kadehler kaldırılıp, iyi dilekler dilenmişti. Annemlerin yanında da eğleniyorduk ama ben onlara kıyamadığım için daha yumuşak müzikler, daha çiftlerin dans edebileceği parçalar çalınmıştı.
Onların ardından ise oyun havalarından, yeni tarz müziklere kadar hareketli ne var ne yoksa açılmış, düğünlerin olmazsa olmazı damat halayı ve en sonunda da kasap havası ile kapanış, es geçilmemişti.
— Yeni nişanlıları baş başa bırakalım, diyen akıllı görümcem sayesinde, Şahin'in arabasına binip, evin yolunu tutarken yine dayanamamış;
— Bir kere öpsem n'olurdu?, demiştim. Aldığım cevap hem hoşuma gitmiş, hem de beni utandırmıştı.
— O öpücükle kalsa, artık dükkan senin de güzelim, kendime güvenmiyorum, deyip, sözlü olarak çıktığımız siteye, nişanlı olarak girmiştik. Güvenlik görevlilerinin tebriklerini de kabul ettikten sonra beni apartman kapısında indirirken,
— Erkan Baba kızmasın şimdi sen tek çık, demişti.
— Şahin öyle daha çok kızar. Sen artık resmen damatsın, evin oğlusun. Beni kapıya kadar bırakman lazım, dedim sırıtarak.
— Babanın bana laf çarpması hoşuna gitmiyorsa ben de bir şey bilmiyorum ama güzelim kayıtlara geçsin diye söylüyorum, gün gelecek devran dönecek, o adam beni senden çok sevecek, bakalım o zaman ne yapacaksın?, dedi yüzüne çok yakışan p.ç gülümsemesi ile.
— Daha çok beklersin paşam, dikkat et de iyice düşman kesilmesin, dedim ve topuğumun üzerinde 180 derece dönüp, içeri girdim. Peşimden yetişti, belime sarıldı;
— Aman da aman babasını benden de kıskanırmış, diye benimle dalga geçmeye başladı.
— Şahin zaten sana kılım, daha fazla üzerime gelme istersen, dedim durup, yüzüne bakarken.
— Hayırdır Özlenen neyime kılsın, dedi şaşırmış gibi yaparken.
— Sanki bilmiyorsun. Türkan Şoray kanunların var en başta. O zaten başlı başına bir kıllık sebebi. Üstüne tuzlu kahveni bile bana içirdin be gıcık şey. Şimdi de gelmiş babanı benden kıskanıyorsun. Oğlum sen de bu bal varken babamı da ikna edersin, dedim gözlerimden ateşler çıkarak.
— Aşkım inan bu kadar sinirleneceğini bilsem o kahveyi içerdim. Ben espri olsun diye şey etmiştim, dedi telaşla.
— Niye öptürmüyorsun?, diye ayağımı yere vurdum.
— Sevgilim, yemin ettim anla beni. Herkesin önünde evet diyeceğiz ondan sonra al bu dudakları istersen yanında taşı umurum olmaz, dedi gözleri dolu dolu.
— Neden yemin ettin Allah'ın cezası neden? Bana, sevgime neden güvenmedin?, diye ağlamaya başladım.
— Güzelim ağlama lütfen, yalvarırım. Vallahi bak sana değil kendime güvenmiyorum.
O geceye dönersek de bana geldiğin zaman ateş gibiydin. İçindeki yangınla herkesi yakmak için gelmiştin. Ben, senin beni seçmemene kırgındım ama halin o kadar perişandı ki kırgınlığımı bir tarafa koyup, seni teselli etmeye çalıştım. Tabii bu pek mümkün olmadı. Sen, tüm öfkeni bana kusarken, ben dik durmak için çok çaba sarfettim. En sonunda dayanamadım ve kendimi buz gibi suyun altına attım. Sen o arada sızmıştın. Seni yatağıma yatırırken, kollarını boynuma dolayıp;
"Yekta ben seni seçtim, sen neden beni değil de inanadığını seçtin" dedin iç çekerek. O söz içime oturdu. "Eğer bana gelirse, benim olmayı kabul ederse, nikah masasına oturmadan, ona elimi bile sürmeyeceğim. O Yekta dingilini, unuttuğuna emin olmadan, bemim olmayacak", diye yemin ettim, dedi gözünden bir damla yaş inerken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZLENEN AŞK(Tamamlandı)
General FictionÖzlenen Şenyüz 22 yaşında iri gözleri ve gülen yüzüyle sevimli ve sempatik bir kızdır, Yekta Ateşoğlu ise 27 yaşında yeşil gözlü, yumuşak kalpli bir işadamı. İki genç tamamen tesadüf eseri tanışırlar. Birbirlerini tanımaya ne zamanları olur ne de fı...