Ertesi sabah Karahan gelip beni aldı. Onunla da ilgilenemiyordum. Şahin sağolsun "Evlenmeden olmaz" diye diye ayarlarımı bozmuştu iyice.
— Bizim mekana gidelim mi önce. Termosla kahve de yaptım, azıcık dertleşelim, dedi yalvarırcasına gözlerime bakarak. Açıkçası işlere verecek kafam zaten yoktu, balıklama atladım fikrine.
Doğruca sahile indik. Termosu ve bardakları aldık, kayamıza çıktık. Minderleri yere attı, oturduk.
— Eee ortak senin derdin ne?, diye sordum kahveleri doldururken.
— Simin'e evlenme teklif edeceğim. Biliyorum kafan dolu, işin çok ama bana yardım eder misin?, dedi yalvarırcasına.
— Ne yapacağım?, diye sordum omuzlarımı kaldırarak.
— Sadece onu buraya getireceksin, gerisi ben de dedi sırıtarak.
— Tamam ama bir şartla. Biz gelelim, sen bir saat sonra falan gel. Biz biraz konuşalım, dertleşelim, dedim dudaklarımı sarkıtarak.
— Kim dertleşecek sen mi, Simin mi?, diye sordu merakla.
— Karahan benden bir şey rica ettin ben de senden, deşme, dedim kahvemden bir yudum alırken.
— Kanka senin bir derdin varsa eğer ben ne güne duruyorum? diye sordu, sitemle yüzüme bakarak.
— Canım demek ki sana anlatabileceğim bir mevzu değil, dedim sinirle.
— Kızım biz en iyi dost, kanka değil miydiz? Ne oldu? Aramıza Şahin mi girdi?, dedi iğneleyerek.
— Ya Karahan inan sana söyleyemem, utanırım zorlama n'olursun, dedim yalvararak.
— Kızım meraktan çatlatma adamı söyle işte. Biz birbirimizin her b.kunu bilmiyor muyuz zaten, dedi inatla.
— Bu başka türlü bir şey...
— Nasıl başka türlü? Sekli meksli bir şey mi?, dedi muzip bir tavırla. Utancım çeneme vurmuş, kendimi savunmak için hızlı hızlı konuşmaya başlamıştım.
— Abart Karahan abart. Şahin'le yattım kız arkadaşına onu anlatacağım tövbe tövbe. Ulan herifle çıkmaya başladığımızdan beri öpüşmedik bile daha ne yatması. Adam evlenemeden olmaz diyor... diye biranda itiraf ettim. Karahan gözüne far tutulmuş tavşan gibi, gözleri ve ağzı kocaman açık, gözbebekleri irileşmiş bana bakıyordu.
— Şey yani bunu seninle değil ben Simin'le paylaşmak istemiştim. Şeker'e söyleyemedim, abisi ama birine de söylemem lazımdı çünkü içimde şişti artık, dedim yanaklarımı balon balığı gibi şişirirken.
— Zaten yüzünden belli şiştiğin. Eee bu kadar anlattın, devamını da anlat bari, dedi Karahan merakla. Nasıl anlatılırdı ki?
— Karahan özel bir durum. Yani ben s.çtım, Şahin'de sinirlendi, sıvadı. Neslihan Annenin varlığını öğrendiğim gün, dağılmıştım. Evlatlık olduğumu, başka bir annem ve babam olduğunu, sen dahil kimseye anlatamazdım. Çünkü annenle baban, bizimkilerin en yakınıydı. Belliki onların öğrenmemesi gerekiyordu. Annemle babamın sakladığı sırrı benim onlara yakın birilerine anlatmam o yüzden hoş olmazdı. Bundan dolayı da hiç kimsenin kapısına gidemedim, Şahin'e sığındım. Kafam karışıktı zaten, üstüne bir de içtim...
— Gerisini anlatmana gerek yok kanka. Az çok anladım. O gün hastanede, Şahin Abi zaten yerde mi, gökte mi?, belli değildi. Biz beraber kafeteryada otururken, elinde çay bardağı öylece dalıp dalıp gitmişti.
Özlenen sen harbiden manyaksın kızım. Koskoca Şahin Atik'i aldın maymun ettin ya. Adam senin yüzünden mecnuna döndü. Allah'tan adamın halini sadece ben ve Şeker anlıyoruz. Güven bile farkında değil. Senin adın geçince bile yüzü, gözü başka parlıyor adamın. Kendine nasıl aşık ettiysen artık, dedi alay ederek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZLENEN AŞK(Tamamlandı)
Ficción GeneralÖzlenen Şenyüz 22 yaşında iri gözleri ve gülen yüzüyle sevimli ve sempatik bir kızdır, Yekta Ateşoğlu ise 27 yaşında yeşil gözlü, yumuşak kalpli bir işadamı. İki genç tamamen tesadüf eseri tanışırlar. Birbirlerini tanımaya ne zamanları olur ne de fı...