EY AŞK!

8.3K 729 67
                                    

O güzel ambiyansın üzerine, beni zor da olsa eve bıraktı. Kapıyı annem açtı. Beni öyle rüyalar aleminde görünce;

— Neredeydiniz?, diye sordu şirin şirin.

— Annem, müstakbel kocam bana yemek yapmış biliyor musun? Üstelik tatlı olarak da panna cotta vardı, dedim hülyalı bir şekilde.

— Ey aşk! Sen nelere kadirsin, dedi annem gülümseyerek. O da şöyle bir geçmişte dolandı muhtemelen. Onların aşkı da büyük aşkmış. Zaten ayrılmak yerine beni almalarından da belli değil mi aşklarının büyüklüğü.

— Ey aşkı sana sormak lazım Narin Sultan, sizin aşkınız da çok büyükmüş baksana, dedim muzip bir şekilde. Yanakları kızardı, utandı.

— Ay deli kız. Kurt kocayınca köpeklerin maskarası olurmuş. Ben seninle uğraşamayacağım. Hadi sana iyi geceler, dedi ve salına salına yatak odalarına geçti.

Sabah çalan alarmı kapatırken gördüğüm mesaj beni çok şaşırttı. Ben Türkiye'ye gelecek diye beklerken gelen mesaj tuhaf geldi.

"Saat kaç olursa olsun beni arar mısın? Biyolojik baban Cengiz" ve uzun bir telefon numarası. Aramakla aramamak arası öylece gidip geldim. Sonra da "Amaan inceldiği yerden kopsun" dedim. Sanırım artık içimde bir yerlerde bu olaylara karşı bağışlık kazanmıştım.

— Kızım, diyerek açtı karşı taraf telefonu. Sesi titriyordu.

— Merhaba, ben...

— Özlenen. Ben senin hakkında pek çok şeyi Neslihan'dan öğrendim, dedi sevgi dolu bir sesle.

— Ben de öğrendim, dedim acı dolu bir sesle.

— O kendine göre anlatmıştır. Bir de anlattıklarını benden duy istedim. Bak ben onların şirketine girdiğimde mesleğim bile yoktu. Son sınıf öğrencisiydim, stajyerdim. Üniversite yıllarım biraz uzamıştı. Abimin arkadaşı beni Neslihanların şirketine sokunca "Ben burada kalırım" hayalleri kurmaya başlamıştım. Beni Neslihan'ın yanına monte ettiler. Yalan yok çok çalışkan bir kadındı, bir o kadar da güzel ve alımlı. Her erkeğin aklını başından alabilecek bir güzellikteydi.
Ben de zaten kapılmaya yer arıyordum. Aramızdaki bir kaç yaşın benim için önemi yoktu da ailesi öğrendiği zaman tepkileri hiç hoş olmadı. Hem yaş farkını bahane ettiler hem de benim durumumu. Ailem tanınan, zengin bir aile değildi. Standartlarına uymadım.
Bizi ayırmak istediler ama biz daha çok bağlandık. Sonra karşıma "Hamileyim" diyerek çıktı. İşim yoktu, gücüm yoktu. Belli ki birlikte olduğumuz müddetçe onun da işi olmayacaktı. "Bebeği aldır" dedim önce. Yalvardı yakardı. "Bari bebek doğana kadar evli kalalım, sonra ailem bebeği ve beni nasılsa kabul eder, defolup gidersin" dedi çok sinirlendim. Yine paralarıyla ve mevkileriyle beni eziyorlardı. Sustum o da gitti.
Bir kaç gün sonra babası geldi. Saçma sapan konuştu. Git dedi, para teklif etti, kabul etmedim. Sonra yine geldi. Bebek gitti, aldırdı dedi. Önüme bir tomar para attı, hayat kur kendine, dedi. Aldım. Benim canım yandı onun da canı yansın istedim. Ben seni hiç doğmadın biliyordum kızım.
Bak bir anne, anne olduğunu bilir. Bebeğini görür, hisseder ama bir baba bebeğini ancak kucağına verirlerse bilir. Sokakta yan yana geçsek kan çeker belki hissederim ama bilemezdim kızım. Bana seni aldırdık dediler. Özür dilerim kızım yaşadıkların, yaşattıklarımız için...

— Bakın Cengiz Bey kusura bakmayın ama bu durumda ne denir bilemiyorum o yüzden şimdilik ben "Bey" diyeyim. Özür dilemeniz gereken bir durum yok aslında. Sizler ortaya çıkana kadar mükemmel bir hayatım vardı. Babamın prensesi, annemin biricik kızı olarak büyüdüm. Belki çok lüks bir hayatım olmadı ama asla yoklukta çekmedim. Ay keşke şunumda olsa dediğim eşya veya kıyafet ya da aklınıza ne gelirse, olmadı hayatımda. Hiç kimseye de özenmedim.
Ayakları yere sağlam basan, ne istediğini çok iyi bilen birisi olarak yetiştirdi annem ve babam beni. Çok huzurlu bir ortamda büyüdüm. Sonra tamamen tesadüf Neslihan Anne ortaya çıktı. Sırça köşkümü parçaladı. Babamın bana kurduğu muhteşem dünyayı yerle bir etti. Şimdi de siz gelmiş benden özür diliyorsunuz. Neyin özürü bu Allah aşkına, dedim isyan ederek.

ÖZLENEN AŞK(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin