Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Genç kadın gülümseyerek sevgilisinin elini tuttu. Birlikte düğün salonundan içeriye girerlerken oldukça mutluydu. "Hoş geldiniz başkomiserim." diyen Yakup çifti onlar için ayrılan masaya yönlendirdi.
Kürşad ve Özlem masaya otururlarken Halil ve eşine, Şevval ve eşine de selam verdiler. Esme, Çağla ve Kamil birlikte gelecekleri için daha gelmemiş görünüyorlardı. Açıkçası arkadaşı Esme için heyecanlıydı. Geçirdikleri günlerde arkadaşının Yakup ile oldukça ilgilendiğine şahit olmuştu. Ondan bahsederken bile sesi titriyordu.
Kürşad masadakilerle sohbete dalarken Özlem'in gözü girişteydi. Eli ise masanın altından Kürşad'ın elini tutuyordu. En sonunda arkadaşlarını gördüğünde gülümseyerek olacakları izlemeye başladı. Esme gerçekten çok güzel görünüyordu. Ne fazla abartı ne da fazla sadeydi. Çağla'nın onu hazırladığı çok belliydi.
Girişteki aileye selam verdikten sonra yine Yakup tarafından oturdukları masaya yönlendirildiler. Özlem'in beklediği gibi bir etkileşim olmasa da gece uzundu. Ne olacağı belli olmazdı.
Yanlarına gelip oturan arkadaşlarıyla konuşan Özlem arkadaşı Çağla ile işbirliği yapıp Esme ve Yakup'u bir şekilde dans ettirmeleri gerektiğine karar verdiler. Nasıl olacağını bilemeseler de bir şekilde olmalıydı.
Salon iyice kalabalıklaştıktan sonra ışıklar kapandı ve evlenecek çift salona giriş yaptı. Gelinde damatta oldukça mutlulardı. Alkışlar koparken evlenen çift dans etmeye başladı. O sırada kısa bir süreliğine Yakup yanlarına uğramış bir şeye ihtiyaçları olup olmadığını sormuştu. Abisi ve o iki kardeşlerdi. Şimdi buradaki işlerle o ilgilenecekti. Yani büyük ihtimalle Esme'yi görecek hali bile olmayacaktı. Özlem'in içini bir sıkıntı kapladı. Bu düğün onlar için iyi bir fırsattı.
Oyun havaları oynanmaya başladığında masadaki erkekler hep birlikte ayaklandı. Özlem oynayan Kürşad'ı izlerken gülmeden edemiyordu. Oynarken bile nasıl bu kadar göz alıcı olabilirdi? Gerçekten kalbi fazla mesai yapmaktan hiç bıkmayacağa benziyordu.
"Seninki efsane oynuyor." diyen Çağla'ya gülümseyen Özlem, Kürşad'ı izlemeye devam etti. Az sonra gözleri adamla buluşunca hiç çekinmeden ona bakmaya da devam etti. Bu adamın kalbi ona aitti. Bu gerçekte kanını kaynatıyordu. Oyun havası değişirken Kürşad hızlı adımlarla masaya gelip genç kadının elini tuttu.
"Haydi gel güzelim."
"Ben pek oynayamam Kürşad."
"Kimin umurunda?"
Sevgilisi ile birlikte dans pistine ilerleyip oynamaya başlayan Özlem gülmeden duramıyordu. Kendi düğünlerinde de böyle karşılıklı oynayacaklardı. Ah aklı yine düğüne gitmişti.
Oyun havası bittikten sonra dans müziği çalmaya başlayınca genç çift birbirine yapışan bedenlerini hareket ettirerek dans etmeye başladı. Bu ilk danslarıydı. Kürşad'ın kollarında olmak ona ayrı bir huzur veriyordu.
