Özlem yanında oturan Kürşad'a bakış attıktan sonra diğer yanında oturan yakın arkadaşı Esme ve Çağla'ya baktı. Onun bürosundaki arkadaşları ve Kürşad'ın iş arkadaşları yani polisler gelmişti. Aslında tam olarak hepsi gelememişti. Toplam sekiz kişilik bir yemekti ve iki kişi daha gelmemişti.
"Halil ile Yakup gelir birazdan." dedi Kürşad.
Şevval iki kadın avukat ile konuşurken Özlem çok heyecanlı olduğunu hissetmişti.
Kürşad kulağına "Bugün neden bu kadar güzelsin?" diye sorduğunda gülümseyerek adama baktı. Öyle miydi? Sadece biraz daha farklı giyinmişti.
Şevval "Geldiler." dediğinde herkesin bakışları masaya gelen ikiliye çevrildi.
"Sorgu ancak bitti başkomiserim. Çok beklettik mi?" diye soran Yakup'a "Yok kardeşim." dedi Kürşad.
İki arkadaşını masadakilere tanıttı. "Sevgilim Özlem. Arkadaşları Esme, Çağla ve Kamil."
"Merhaba çok memnun oldum." diyen Yakup'un yakışıklı çehresine masada oturanlardan birisi kapılmak üzereydi. Esme'nin neredeyse ağzı akacaktı. Ne kadar yakışıklı bir adamdı. Ah eriyecekti. Yüreği ağzında çarpıyordu.
"Memnun oldum." dedi Halil de.
Hep beraber masaya oturduklarında Yakup, Esme'nin tam karşısına denk gelmişti. Ne oluyordu böyle? Esme kendi kendine içinden söyleniyordu. Adamın parmağında yüzük yoktu. Demek ki evli ya da nişanlı değildi. Bunu neden merak ettiğine dair bir fikri yoktu.
Başını sallayarak kendine gelmeye çalışan Esme "Avukatlıkta zor meslek." diyen Halil ile dikkatini diğer adama verdi.
"Polislik kadar olmasa gerek." dedi yanındaki Çağla.
"Bence her mesleğin kendine göre zorlukları var." dedi Kamil. Masadaki herkes sohbet etmeye devam ederken Esme zihnini toplayamıyordu. Sürekli gözleri karşısındaki Yakup'a gidip duruyordu.
Esmer tenli, siyah saçlı, hafif sakallı adamın aslında dikkat çeken pek bir yanı yoktu. Fakat dikkatini çekmişti işte. Yemekler gelmeden önce bir lavaboya gitmek isteyen genç kadın müsaade isteyip masadan kalktı.
Özlem arkadaşında bir gariplik olduğunu fark etmişti. Normalde konuşmadan duramayan Esme şimdi sesini bile çıkarmıyordu. Telefonunu çıkarıp arkadaşına mesaj attı.
Ö: Neyin var?
E: Özlem ben galiba aşık oldum.
Ö: Ne?
E: Yakup. Çok yakışıklı kızım düştüm ben bu adama.
Ö: Esme sen ciddi misin?
E: Çok ciddiyim.
Özlem sırıtarak telefona bakarken Kürşad sevgilisinin neye güldüğünü merak etti. "Ne oldu?" diyerek Özlem'i yoklayan adam sırıtmaya bırakan kadına bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karahisarlı
General FictionBaşkomiser Kürşad Karahisarlı. O mahallenin ağabeyi, herkesin saygı duyduğu delikanlısıydı. Karahisarlı soyadıyla nam saldığı mahallesinde hayatına birden giren Özlem ile kalbinden vurulmuşa dönmesi çokta geç olmayacaktı. (Tamamlandı) ©Tüm Hakları...