Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Özlem önündeki boş kağıdı karalayıp duruyordu. İki hafta. Koca iki hafta boyunca Kürşad'ı neredeyse hiç görmemişti. Gördüğünde ise konuşmaları birkaç kelimenin ötesine geçmiyordu. 'Günaydın, iyi akşamlar, selam söyle.'
"Özlem daldın gittin yine." diyen Esme ile elindeki kalemi bırakan genç kadın arkasına yaslandı.
"Odaklanamıyorum."
"Hala mı görüşmüyorsunuz?"
"Çıldırmak üzereyim. Mesajlarıma cevap vermiyor, arıyorum açmıyor. Ne olduğunu bir türlü anlamıyorum Esme."
"Ya kızım iyi düşün bir şey olmadığına emin misin?"
"Eminim. Sabah mesajlaşmıştık. Ne olduysa öğlen oldu. Davadan önce bir sorun yoktu."
"Of çok üzülüyorum ya. Çok yakışıyordunuz. İnşallah düzelir aranız."
"İnşallah."
"Hadi yemeğe gidelim."
Özlem çantasını alıp arkadaşı ile birlikte bürodan ayrıldı. Zaman ona hiç ama hiç iyi gelmiyordu. Sürekli Kürşad'ı düşünüyordu. Aynı zamanda o gördüğü kadını. Acaba yine birlikte işe ya da bir yere gitmişler miydi? Kalbi bunu düşündükçe sıkışıyordu.
O sıralarda Kürşad ekibiyle birlikte öğle arasına çıkmıştı. Yemek yerlerken bir yandan da şakalaşıp bazı dosyalarla ilgili konuşuyorlardı. Adamın keyfi pek yerinde değildi.
Kürşad "O dosyanın yerine yeni bir dosya mı verdiler?" diye sordu Halil'e.
"Evet başkomiserim. Dosyayı biraz okudum. Hırsızlık olayındaki bir cinayet. Dükkan sahibi hırsızları yakalamış. Şerefsizler adamı bıçaklayıp kaçmışlar."
"Yapma ya." diyen Yakup adama çok üzülmüştü.
"Maalesef ölmüş. Birkaç şüpheli var. Onları sorgulamakla başlayabiliriz başkomiserim."
"Sorgu işi sen de ve Yakup'ta."
Birden çalan telefonu ile Kürşad dikkatini telefona verdi. Arayan babasıydı. Kardeşi ile tatilde olan babası tatile gittiğinden beri üçüncü kez falan arıyordu. Keyfi yerinde olmalıydı. "Alo baba."
"Alo Kürşad."
Babasının sesi sinirli ve otoriter geliyordu. Kürşad ekibine sessiz olmasını işaret edip "Ne oldu?" diye sordu.
"Daha ne olsun? Tatilde bile keyif bırakmıyorsunuz insanda. Elini çabuk tutamadın kız elden gitti. Aferin sana."
"Ne diyorsun baba?"
"Özlem diyorum. İki gün sonra görücü gelecekmiş. Ayhan oğlun ciddi değilse vereceğim kızı diyor."