-Lumos/*
.
.
."Hermione!"
"Efendim!"
"Evden çoktan çıktın sandım. Narcissa, Lucius ve Draco gelecek, çok fazla dolanmanı istemiyorum! Malikaneye çabuk dön!"
"Tamam!" Dedi Hermione göz devirerek. Henüz giyinme odasındayken giydiği kıyafetinde ve saçında son bir kez göz gezdirdi. Siyah deri eldivenini masanın üzerinden alıp ellerine geçirdi.
Kıyafetinin üzerine giydiği siyah uzun pelerinin şapkasını kapattı ve annesinin hediye ettiği hançerin kumaş kılıfını taktı. Elbisesinin eteğini kaldırıp hançeri ve asasını sağ dizinin üzerine taktığı banda sıkıştırdı.
Malikaneden çıktı ve ormana doğru ilerlemeye başladı. Bir süre önce ormanın derinliklerinde dolaşırken terkedilmiş bir ev görmüştü. Bahçesi genişti ve işine yarar bir yer gibiydi. Evi kendine göre dekore etmiş ve rahatlayıp kafa dinlemek için kullanmaya başlamıştı. Boş olan bahçeye siyah güller dikmişti ve arada gidip suluyor, bakımlarını yapıyordu. Oranın kendine özel olmasını istediği için de o evi gizleme amaçlı büyülüyordu. Evin önüne geldiğinde büyüyü kaldırdı ve ilerlemeye başladı. Arkasından gelen çıtırtı sesiyle duraksadı. Sessizce bir ağacın arkasına geçip sırtını dayadı, sol omzu üzerinden geldiği yeri gözetlemeye başladı. Eteğini kaldırıp elini dizine götürdü. Asasını alacaktı ki kendi eli, dizinin ve elinin üzerine yerleşen başka bir elin arasında kalmıştı. Elinin üzerindeki elin yüzük parmağında olan 'M' harfi işlenmiş yüzüğü görünce sarışın çocuğa baktı.
"Sen miydin..."
"Selam Bayan Lestrange... Aa yoksa Bayan kofti mi demeliydim?" Dedi Draco sırıtarak.
"Şakayı kes Draco." dedi Hermione elinin üzerindeki eli itip elbisesini düzeltirken. "Ben bir kofti değilim. Sadece Hogwarts'a çağırılmadım hepsi bu. Ve sende sürekli aptal gibi aynı saçmalığı söyleyip duruyorsun."
Draco histerik bir kahkaha attı. Hermione ise onu izliyordu. Draco kızın sağ dizinin üstünde kalan kısmından eteğini tuttu ve eteği diz kısmına kadar açtı. Elini kızın dizinin altına sabitlenmiş asaya götürdü. Asayı çıkardı ve kızın eteğini geri örttü. Bu sürede Hermione Draco'nun dalga geçeceğini bildiği için ciddi kalıp her zaman yaptığı gibi göz devirmekle yetinmişti. Draco asayı Hermione'nin yüzüne paralel şekilde dik tuttu ve gözlerini kısıp asayı inceler gibi yaptı.
"Bu asa üvey annenin sana verdiği asa değil mi? Yani kendi asan değil..."
Hermione göz devirdi. Draco kıkırdayıp iç çekti. Sonrasında ciddi bir hale büründü."Keşke Rodolphus teyzemi aldatmasaydı..."
"O zaman Hermione Bellatrix Lestrange diye biri de olmazdı salak."
"Evet haklısın. Dalga geçeceğim bir kofti tanıdığım olmazd-agh!"
Hermione yumruğunu Draco'nun karnına geçirdi. Draco acıyla inlerken bu inleme yerini kıkırtıya bıraktı.
"Güldüğüme bakma ama cidden canımı acıttın."
"Draco... Bu umrumda değil." Hermione göz devirip geri Malikaneye ilerlemeye başladı.
"Özlüyor musun onu?" Dedi Draco.
"...Kimi?" Dedi Hermione durup bir ağaca yaslanarak. Draco da karşıdaki ağaca yaslanmıştı.
"Ah Hermione... Anlamamazlıktan gelme. Rodolphus'u tabiki. Babanın hastalığından dolayı öldüğünü ne çabuk unuttun?"
"Saçmalama. Tabi ki unutmadım. Ve özlüyorum. Babam sonuçta."
"Gerçek annen?"
"Onu düşünmeyi bırakalı çok oldu. Zor oldu ama düşünmüyorum artık. Beni babama teslim edip giden ve hiç arayıp sormayan bir kadın benim annem olamaz. Zaten sonra da babam öldüğünü söyledi. Küçük olduğum halde mezarına gitmek bile istememiştim. Açık konuşacak olursam Bellatrix bana anne gibi oldu... Babam onu aldatsa bile bana sahip çıkmış. Zaten babamın son zamanlarında iyi bakılmasını istediği için Malikaneye geri aldırdı... Benim annem kötü biri değil Draco." dedi Hermione ve sırtını yasladığı ağaçtan güç alıp biraz doğruldu. İlk adımını attığında Draco'nun sesi onu durdurdu.
"Peki ya Sirius Black?"
"..."
Hermione arkasını dönüp Draco'ya yaklaştı. Draco'nun yüzüne dikkatlice baktı ve derin bir nefes aldı.
"Sirius'un ölmesinin sebebinin hiç Karanlık Lord olabileceğini düşündün mü? Ya Sirius'un Azkaban'dan kaçtığını öğrendiği için ve Potter'ın ruhen yıkılmasını istediği için Sirius'un ölümünün annemin elinden olması gerektiğini düşündüyse?"
Draco gözlerini Hermione'den ayırmadı ve "...Olabilir." dedi ve gülümseyip kolunu girmesi için Hermione'ye uzattı. "Benimle Malikaneye ilerlemek ister misiniz Bayan Hermione Kofti Lestrange?" Hermione sinirle sırıtıp yanıtladı. "Tek başıma giderim küçük Gelincik" Draco ilerleyen Hermione'nin ardından gözlerini devirdi. "Pansy neden Hogwarts'da olup biten her şeyi sana yetiştiriyor ki!?"
Hermione kahkaha atıp arkasını döndü. "İyi arkadaşlar birbirlerine Rita Skeeter'lık yaparlar Draco. Alışsan iyi edersin." Hermione asasını çıkarıp evin bahçesine doğrulttu. Bahçedeki siyah güllerin üzerine gelen bulut onları sulamıştı. Sonrasında tekrar büyüyle evi gizledi. Hermione sırıtıp yolunda ilerledi ve Draco da 'Bu kız iflah olmaz' dercesine iki yana kafa sallayıp bu evi ona sormayı aklına not etti ve Hermione'yi takip etti. Malikaneye girdiklerinde Hermione eldivenini çıkardı ve ev cinine verip odasına götürmesini söyledi. Bu sırada Draco Hermione'nin elindeki dövmeleri gördü, kaş çatıp gülümsedi. Hermione tam salona girecekti ki Draco onu bileğinden tutarak durdurdu. Kızı kendine çevirdi ve gülümsedi.
"Hey! Ne yapıyorsun sen?"
Draco Hermione'nin ellerini tuttu ve ellerinin üstündeki dövmelere birer öpücük bıraktı.
"Görüyorum ki benim önerdiğim dövmeleri koluna değil ellerine yaptırmışsın. Ama yakışmış.""Normalde dövme sevmem Draco. Sadece değişiklik olsun diye yaptırdım. Hem, kolumun üzerinde de herhangi bir dövme istemiyorum."
Draco'ya doğru yaklaşıp fısıldadı. "...Buna Karanlık İşaret de dahil..."
Kapıdan çıkan Narcissa ile, Draco Hermione'ye kısık sesle "Bunu sonra konuşuruz" dedi. Narcissa ilerleyip Draco'nun yanağını öptü ve Hermione'ye sarıldı.
"Seni görmek çok güzel tatlım."
"Sizi de."
"Draco buraya gelince biraz dolanmak istediğini söylemişti. Sanırım o sırada karşılaştınız." dedi samimiyetle. İkili baş salladı.
"Hadi içeri gelin çocuklar.
Konuşmamız gereken şeyler var."
.
.
.Evettt! Yeni hikayemiz hayırlı uğurlu olsun🎊🎉 Beğendiniz mi?💚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-MORSMORDRE- ~Dramione [TAMAMLANDI]
Fanfiction(Bazı noktalama ve bazı imla hataları var. Umarım sizin için sorun olmaz:) ) "Savaş sadece bir adım uzaktaydı" "Beyaz çabuk kirlenecek kadar aydınlıktır. Siyahsa yeniden kirlenemeyecek kadar karanlık" ~~~~~~~~~~~ "Zorba biriyim belki evet, belki çok...