TᕼE ᗩᒪᖴᗩ ¦𝔱𝔞𝔢𝔨𝔬𝔬𝔨¦

Bölüm-11-

Kendimi birden jungkook"un kucağından yere atmıştım.  Kalçam yere sertçe değince ağzımdan inleme kaçmıştı.  Jungkook ise eğilip beni kucağına alarak kahkaha atmıştı.

"Taehyung,  zaten göreceğimi gördüm dün,  neden bu kadar utanıyorsun anlamıyorum ki."

Omzuna sertçe yumruk atıp kucağından inmiştim.  Kahkahası daha da büyümüştü.  Bir an ona bakıp o kahkahasını izledim. O kadar güzel gülüyordu ki.. tanrım sen kalbimi koru. Siktir ben hala çıplağım! Hemen yatağa girip üzerime örtü çekmiştim ve jungkook"a yastık fırlatmıştım.

"Siktir git jungkook!"

Ellerini havaya kaldırmış ve hala kahkaha atarak odadan çıkmıştı. Yataktan kalkıp üzerimi giyinmiştim hemen. Elimi kapıya attığımda açık olduğunu fark etmiştim.  Çok iyi koku alan burnuma, çok güzel kokular geliyordu.  Kokuları takip ederek mutfağa kadar inmiştim.  Mutfakta jungkook ve Namjoon vardı.  Cheflerin başında durmuş ve onlara bir şeyler yapmalarını söylüyorlardı. Beni fark ettiklerinde ise ikisi de bana dönmüştü. Jungkook yanıma yaklaşıp elini belime sararak boynuma öpücük bırakmıştı.

"Hoş geldin güzelim "

Güzelim mi?! Hayır tae, kendine hakim  ol, düşmek yok! Düşmek yok! Düşmek y.. Siktir, düştüm bile. Alt dudağımı ısırıp derin bir nefes almıştım.  Etrafı biraz süzüp jungkook"a baktım.

"Jungkook, bu kadar hazırlık biraz fazla değil mi?"

Başını sağa,  sola sallamış ve tebessüm etmişti.

"Senin için ne kadar önemli olduklarını biliyorum taehyung,  hem damadım ve gelinim geliyor bir taraftan da"

Ne? Damat tamam, kendileri liderimiz oluyor da.. gelinim? Gözlerine bakıp kaşlarımı çattım.

"Gelinim?"

Dudağını kıvırıp Namjoon'u işaret etmişti.  Şaşkın gözlerle ben ona bakıyordum.  Jungkook ise arkama geçip kulağıma eğilmişti.

"Jin..gelinim olur kendileri."

Duyduğum şeylerle tansiyonum çıkmıştı.  Koşarak namjoon"un kucağına atladım ve saçlarını çekerek kafasını ısırıyordum.  O ise çığlık atarak jungkook"dan yardım istiyordu.  Jungkook ise sadece 'Çok haşin, kendin hallet' demiş ve kahkaha atarak bizi izlemeye devam etmişti.  Elimde  kalan namjoon"un saçları ile durmuş ve kucağından inmiştim.  Elimde ki saçları geri kafasına koyup jungkook"un arkasına saklanarak omzundan sadece gözlerimi çıkarılıp Namjoon"a bakmıştım. 

"Abimi üzersen daha beterini yaparım alfa!"

Kırmızıya dönen  gözlerle bana bakıyordu.  Jungkook boğazını temizleyince gözleri eski rengini almış ve yanımızdan geçerek başka odaya girmişti.  Jungkook bana dönerek saçlarımı okşamıştı.

"Böyle hırçın olman hoşuma gidiyor "

Ben daha ona cevap bile verememişken kapı çalmıştı.  Heyecanla kapıya baktım.  Kapıya doğru giden hizmetliye ciyaklayarak bağırmıştım.

"Sakın açma !"

Bir anda korku ile titremiş ve bana dönmüştü.  Ben ise jungkook"a dönüp masum bakışlar atıyordum.

"Kapıyı ben açabilir miyim? Lütfen..."

Bir süre düşünmüş ve sonra başını olumlu anlamda sallamıştı.  Hızla yanağına öpücük kondurarak kapıya koşmuştum. Kapıyı açmadan önce derin bir nefes almıştım, sonra yavaşça kapıyı araladığımda karşımda gördüğüm hyunglarım ile gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı bile. Kapıyı tamamen açıp hıçkırarak ağlamaya başladım.  Kollarımı ikisine  birden dolayarak daha da çok ağlamaya başladım.  Jin hyung  bana sarılırken, yoongi hyung sadece öyle bekliyordu.  O da özlemişti beni, biliyorum fakat belli edemiyordu duygularını.  Geri çekildiğimde elimin tersi ile gözlerimi silip içeri geçmelerini bekledim.

(Bir kaç saat sonra)

Hep birlikte yemek yemiş ve sohbet etmiştik.  Aramızda ki düşmanlık tamamen bitmişti resmen.  Bunda Hoseok"un da payı vardı. Hoseok tekli koltuklardan birine geçmiş ve bizi izleyerek içkisini yudumluyordu.  Belli ki bu hallerimiz onu çok mutlu etmişti.  Yoongi hyung ile jimin"in arası düzelmişti, jimin şuan yoongi hyungun kucağında oturmuş içkisini içiyordu.  Jin hyung ise Namjoon ile derin sohbetlere dalmıştı.  Jungkook ise Hoseok ile sohbet ediyordu.  Hoseok"un sorduğu soru ile içtiğim şarap nerdeyse bir taraflarıma kaçıyordu..

"Ee Jungkook, ne zaman mühürlüyorsun tae"yi kendine?..."