"Bu hazırlık da neden?" dedi odamın aralık kapısını tamamen açarak içeri giren annem. Eve daha yeni geliyordu ve sabahtan beri onu görmemiştim.
Yatağımın üstünde hazırladığım ufak çantaya, kamp gezisi için gerekli bazı eşyalarımı yerleştiriyordum. Annemin sesini duyunca doğrularak ona baktım.
"Yarın kampa gideceğim. Onun için hazırlanıyorum." diye cevapladım onu. Dudakları memnuniyetle kıvrıldı. Onun bakışlarındaki bu ışığın bile neden olduğunu bilecek kadar onu tanıyordum.
"Gitme kararı verdiğine sevindim. ChungHee ile böylelikle daha fazla vakit geçirirsiniz." Kollarını göğsünde bağladı. Düşüncelerimi destekler şekilde konuşmuştu.
ChungHee, benden önce gelip annemle konuştuğundan dolayı ondan gitmek için izin almama bile gerek kalmamıştı. ChungHee'nin ağzından çıkanlar onun için emir niteliğindeydi sanki; karşı çıkmak imkansızdı.
"Anne," dedim derin bir nefesle. "ChungHee ile aramda senin istediğin türden bir şey yok, olamaz da."
Annem tek kaşını kaldırdı. "Ailemizin geleceğini daha iyi bir konuma taşımak elinde varken bunu geri tepemezsin, Yoora."
Dudaklarımı birbirine bastırdım bundan sonra konuşsam da annemin konuyu nereye çekeceğini iyi bildiğim için lafı çevirdim. "İzin verirsen, hazırlanıp erken uyumak istiyorum."
Üstelemediğim için memnun bir şekilde gülümsedi. "Tabii." dedi. "Kamptayken de diyet listeni aksatma. Ondan sonra seni yoğun bir hafta bekliyor." Bunlar son sözleri oldu. Geldiği gibi sessizce odamdan çıktı ve ben de yatağımın üstüne çöktüm.
Son bir haftadır annemin bana hazırladığı programlara uymaya çalışıyordum. Birçok davete katılıyordum ve yeni girdiğim bu meşakkatli dünyada varlığımı herkese göstermeye çalışıyordum. Yoğun bir diyet programı uyguluyordum. Üst üste binen derslerim ve bir de aralığın ilk haftasında olacak defilelerin de baskısı beni iyice strese sokmuştu. En azından bu üç günlük kamp iyi gelebilirdi. Biraz olsun kafa dinlemeye ihtiyacım vardı.
MiCha ile bu hafta içerisinde yüz yüze görüşme sayımız bir elin parmağını geçmezdi. Onun da sınavları başlamak üzereydi ve en az benim kadar stresliydi. Düzene sokmaya çalıştığı bir ilişkisi ve korumaya çalıştığı bir başarı sırası vardı.
Yarın kampa gidecek olanlar okulun belirlediği toplama alanlarından alınacaktı. MiCha ile buna dair aramızda telefonla kısa bir konuşma yaşadıktan sonra yatağıma yatarak uykuya dalmaya çalışmıştım ama gece yağmaya başlayan yağmur pek de buna müsaade edecek gibi değildi. Tüm gün boyunca günlük güneşlik olan havanın birden böylesine bozulmuş olması kötü talihti. Her ne kadar hava durumunda tam tersini gösterse de yarın hava böylesine kötü olursa tüm plan iptal olabilirdi.
Camıma vuran yağmur damlalarının sesi boşaltmaya çalıştığım zihnime bir çivi gibi çakılıyordu. Karanlıkta bir anlığına aydınlanan odamın duvarlarında iri iri gölgeler oluşuyordu. Gözlerimi sıkıca yumarak yorganın altında bir top halini alıncaya kadar kıvrıldım ve ellerimi kulaklarıma kapadım.
Yakında yirmi iki yaşıma girecek olmama rağmen bu tür havalardan korkardım. Yağmur suları, koca bir sele dönüşüp geçmişin artıklarını tek tek zihnimin kıyılarına sürüklemeye başladığında bundan kaçışımın olmadığını anlamıştım.
Yağmur sesi benim için işkenceydi.
Küçükken, henüz Bayan Yongsun'un artık benim büyüdüğümü düşünerek geceleri de evde kalmayı bıraktığı zamanları hatırladım. Eski evimizde çatı katında olan ve çatısının bir kısmı cam olan odamın her yerine karalıktan korktuğum için renkli ışıklandırmalar takmıştık. O gece de hava böyleydi. Belki daha kötü. Rüzgarın şiddetli uğultusu ve cama vurup duran yağmurun sesi huzurumu kaçırmaya yetmişti. Gök olağanca kuvvetiyle aydınlanıp birden tekrar kararıyordu. O gece, Bayan Yongsun gitmeden önce, yıldızları ve ayı göremediğim için bu tür havalardan nefret ettiğimi söyleyip duruyordum. Bayan Yongsun ise benimle beraber gri bulutlarla kaplı havaya baktı, o esnada büyük bir şimşek çarpmıştı. Öyle deme, demişti. Gücün kendisinde olduğunu sanan insanoğluna, asıl hakimiyetin kimde olduğunu hatırlatıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heaven in the Darkness
Hayran KurguKim Yoora hayatını belli planlar doğrultusunda yaşardı. Ansızın karşısına Jaehyun çıktığında o planları kendine göre şekillendirdi ama gidişi ardında bir yıkıntıdan daha fazlasını bırakmadı. ... "Onu ilk gördüğüm an, anlamıştım onda farklı şeylerin...