James Blunt
Sun on Sunday (2013)Bölüm 1
Günün son dersi biter bitmez soluğu okul binasının dışında aldı. Son iki haftadır, yani okul başladığından beri kalabalıktan olabildiğince uzak durmaya çalışıyordu. Olmayı istediği son yerdeydi; ancak burası dışında herhangi bir yer de buradan daha iyi değildi. Nereye giderse gitsin Hogwarts'taki gibi dışlanacaktı. Herkes ona lanetliymiş gibi bakmaya, onu suçlamaya devam edecekti. En azından burada iki arkadaşı vardı. Onu yargılamayan, sorgulamayan, suçlamayan...
Blaise ve Pansy'nin de tıpkı diğerleri gibi gerçeği merak ettiklerini biliyordu. Onları diğerlerinden ayıran şey; Draco'nun da gerçeği bilmediğine inanıyor olmalarıydı. En azından ruhunu Voldemort'a sattığını ya da taraf değiştirmek için saçma sapan bir koruma talep ettiğini düşünmüyorlardı. Gerçekten böyle düşünen aptallar vardı. Savaşın 'iyileri' onun Voldemort tarafından ödüllendirildiğini düşünüyorlardı; 'kötüleri' ise Harry Potter'ın tarafına geçmek için koruma talep ettiğini ve bir hain olduğunu... Bütün bu dedikoduların ise tek bir sebebi vardı.
Draco Malfoy ise lanetlendiğinden emindi. Bu durum onun lanetiydi. Kendi hayatını, kendi kararlarıyla mahvettiği yetmezmiş gibi bir de sebebini bilmediği bir lanet yüzünden herkesin hedefi haline gelmişti. Etrafındakiler onunla ilgili konuşuyor, onu suçluyor ve kötü bakışlarıyla rahatsız etmekten çekinmiyorlardı. Oysa Draco'nun istediği tek şey; sıradan olmaktı. İyi ya da kötü olmak değil... Sevilmek ya da nefret edilmek değil... Sadece sıradan olmak istemişti. Bir şekilde kendini savaşın ortasında bulduğunda, taraf seçmek zorunda bırakıldığında ve olayların gidişatını kontrol edemediği zamanlarda bile aklındaki tek düşünce; her şey bittiğinde tarafsız, yalnız ve sıradan olmayı başarabilmekti. Yapamadı. Burada olma sebebi de buydu; bütün dedikodulara rağmen normal olduğunu, en azından olmaya çalıştığını gösterebilmek.
Henüz başarılı olamamıştı; ancak daha yolun başındaydı. İkinci haftadan pes etmek istemiyordu. Yine de bazen sınırını zorlamıyor değillerdi. Koridorda karşılaştığı bazı öğrenciler gerçeği test etmek ister gibi Draco'yu lanetlemeye çalışıyorlardı. Draco ise kendini savunmaya çalışmayı bırakalı çok oluyordu.
Bahçenin en uzak köşesine ulaştığında bir ağacın önüne oturup gövdesine yaslanmıştı. Blaise ve Pansy ders sırasında tartışmaya başlayıp iksir sınıfında bir karmaşaya sebep oldukları için cezaya kalmışlardı. Draco da yalnız kaldığı bu zamanı en iyi şekilde değerlendirmeye kararlıydı. O yüzden çantasından bir kitap çıkarttı ve okumaya başladı.
Bir süre aralıksız okuduktan sonra kısa bir ara vermek için kafasını kaldırdığında Harry'yi gördü. Bahçenin diğer tarafından okul binasına doğru yürüyordu ve yalnız değildi. Yedinci sınıf bir Hufflepuff ile beraberdi. Son zamanlarda Draco'nun alıştığı bir görüntüydü. Hufflepuff, Harry'nin etrafından pek ayrılmıyordu. Ron ve Hermione ile de iyi anlaştığından aralarına katılmakta zorlanmıyor gibiydi.
Okul binasına giren ikilinin arkasından göz devirdikten sonra yeniden kitabına döndü. Bir de dik dik Harry Potter'a baktığı için kimsenin radarına giresi yoktu. Gerçi Harry ile aralarında bir düşmanlık belirtisi yoktu. Harry genel olarak Draco ile muhatap olmuyordu. O da tıpkı Draco gibi kendi halinde takılmak istiyor gibi görünüyordu. Genelde mutsuzdu. En azından Draco'ya öyle geliyordu. Sekizinci sınıf ortak salonunda pek konuşmazdı, bir köşede arkadaşlarının yanında öylece otururdu. Çok uzun zamandır güldüğünü, eğlendiğini görmemişti. Herkesten bir şeyler alıp götüren savaş; Harry'nin neşesini alıp götürmüş gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Living Death | Drarry
FanfictionSekizinci sınıfta geçecek olan bir Drarry kurgusu. Fazla detay vermeme gerek yok, bana güveniyorsanız buyurun okuyun. Buraya ne yazarsam spoiler olur gibi geliyor, her şeyi okurken öğrenin istiyorum. Not: Burası smutsuz hava sahası, smut beklentisi...