Bölüm 10

9.6K 1K 2.4K
                                    

Roo Panes
Lullaby Love (2015)

Bölüm 10

      Draco'nun gösterdiği sayfayı çok iyi biliyordu Harry; günlerce üzerinde çalışmış, her satırını aklının bir köşesine kazımıştı. Draco'yu sinirlendirenin ne olduğunu anlamak için tekrar okumasına gerek yoktu. Yazanlar doğruydu; ancak ağzını açıp cevap veremedi. Ne söyleyecekti ki? Zaten sessizliği bir tür onaydı ve Draco da bunun farkındaydı.

      "Potter," derken Draco'nun sesine öfkeden çok çaresizlik hakimdi artık. "Lütfen doğru olmadığını söyle, yanlış büyüyü bulduğumu söyle."

      Harry sessizliğini korudu. Gerçeği kabullenmeyi istemeyen Draco'nun parmakları, elindeki kağıdı daha sıkı tutar olmuştu.

      "Burada diyor ki bunun için- beni korumak için ruhundan vazgeçmek zorundaymışsın."

      Harry'nin aksini söylemesi için susup cevap bekledi; ancak Harry cevap vermedi.

      "Diyor ki ruhunun bir parçası etrafımda kalkan görevi görüyormuş, öyle mi?"

      Harry bakışlarını kaçırmadan önce başını hafifçe salladı. Başından beri aldığı ilk onay işareti Draco'nun gözyaşlarının özgür kalması için bir tür sinyaldi. Kendini daha fazla tutamayıp gözyaşlarının akmasına izin verirken ayakta nasıl durabildiğinden emin değildi.

      "Hayatın boyunca mutlu hissedemeyeceğin yazıyor, Potter... Ölümün nefesini her saniye ensende hissetmenden bahsediyor. Yaşamla ölüm arasında bir yerde sıkışıp kalacağından..."

      Okuduklarını Harry'den aksini duymak isteyerek dile getirirken gözlerinin önüne sene başından görüntüler geliyordu. Harry'nin asla mutlu görünmeyişi, ortalarda ruhsuz gibi gezişi... Onu eğlenirken hiç görmediğini hatırladı. Herkes savaşın bir etkisi olarak düşünmüş, kimse altında bir sebep aramamıştı. Tavırlarını ve suratsızlığını; savaştan sonraki yorgunluğuna vermişlerdi.

      "Hep yarım hissedeceğin yazıyor," derken daha çok kendine konuşuyor gibiydi artık. "Senin yaşayan bir ölüden, hayatının ise yaşayan bir ölümden farkı olmayacağı yazıyor. Zamanla hissizleşeceğin..."

      Harry ile göz teması kuramıyordu çünkü Harry sürekli olarak bakışlarını kaçırmaya başlamıştı. Söylediklerinin gerçek olduğunu yavaş yavaş kabullenirken gücü kalmadığını hissederek yanındaki sandalyeyi sıkıca tuttu Draco.

      "Bunu nasıl yaparsın?! Ruhundan nasıl vazgeçersin?!"

      "Sadece bir kısmından-"

      "Sadece bir kısmındanmış!" derken öfkeyle sandalyeyi çekip odanın bir tarafına fırlattı. Sonra kağıt tuttuğu eliyle masaya sertçe vurdu, kağıdı bırakarak elini çekti.

      "Bak- yazanlar doğru, evet ama o kadar da kötü değil."

      "Daha kötü ne olabilir?! Daha-"

      "Yeter!"

      Harry dayanamayarak bağırdığında ve ayağa kalktığında Draco sessizleşmiş, şaşkın bakışlarını yüzüne dikmişti.

      "Bağırmayı kes artık," dedi daha alçak ama ciddi bir tonda. "Tamamen hissizleşmiş değilim, Malfoy. Üzülebiliyorum, kırılabiliyorum ve susuyorum diye beni kırmaktan vazgeçmiyorsun."

      Draco cevap vermedi.

      "Sinirlenmeni ve tepki göstermeni anlıyorum ama dinlemeyeceksen soru sorma, olur mu?"

A Living Death | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin