Bölüm 2

11K 1.1K 2.7K
                                    

Aerosmith
Fly Away From Here (2001)

Bölüm 2

      Düello Kulübü haberinin etkisi akşam yemeğinde de devam ediyordu. Genel olarak bir heyecan uyandırsa da Draco'nun katılacağını bilmek çoğunun canını sıkmaya yetmişti. Bu yüzden yemeğin başından beri ana konu Draco'nun kulübe katılmasıydı. Üzerindeki bakışlardan rahatsız olmuş olacaktı ki; sadece beş dakika sonra Büyük Salon'dan ayrılmıştı Draco.

      "Gerçekten çok saçma," dedi Dean.

      "Malfoy'a karşı kaybetmek istemiyorum," dedi Seamus. "Ama başka şansımız var mı sanki?"

      "Belki de Profesör McGonagall ile yalnız konuşsak faydası olur," diyen Ron'du. Bakışları Harry'deydi. "Ne dersin dostum?"

      Harry tepki vermedi. Yemeğin başından beri devam eden muhabbete katılmayı düşünmemişti.

      "Bence de seni dinleyebilir," dedi Ginny.

      Harry yine tepki vermedi. Yanında oturan Nathaniel turta tabağını önüne ittiğinde, "Teşekkürler," dedi sadece.

      Neville, "Belki Profesör Flitwick bir şey yapar," diye katıldı muhabbete. "Sizce gerçekten yapmış olabilir mi?" diye fısıldayarak devam etti. "Yani... Ruhunu falan satmış olabilir mi?"

      Harry derin bir iç çektiğinde masadaki bakışlar ona döndü. "Bu dedikodulara gerçekten inanıyor musunuz?" diye sordu.

      "Ama başka açıklaması yok ki," dedi Dean.

      "Bazıları da taraf değiştirmesi için benden koruma talep ettiğini falan düşünüyor," dedi. "Böyle bir şey olmadığını biliyorum, siz de biliyorsunuz. Herkes bir şeyler söylüyor da ruhunu satmak ne? Voldemort'tan bahsediyoruz, kendinden başka kimseyi umursamazdı."

      "Doğru," dedi Nathaniel. "Öyle bir şey olsaydı okula dönmesine izin verilmezdi, değil mi?"

      Harry, Nathaniel'ı başıyla onayladıktan sonra diğerlerine baktı. "Siz de tuhaf tuhaf şeyler düşünmeyi bırakın."

      "Ama yine de," dedi Seamus, "kulübe katılması saçma. Sonuçta ona zarar veremiyoruz."

      Dean, "Evet," diyerek katıldı Seamus'a. "Düşünsenize, büyü işlemiyor bile ona! Sene başından beri kaç kişi denedi, yok, olmuyor. İnsan kendini Muggle gibi hissediyor onun karşısında."

      "Orasını da Profesör Flitwick halleder bir şekilde," diye cevapladı Harry. "Belki sadece izleyecektir, bilmiyorum."

      "Ama Harry-"

      "Ben biraz hava alacağım," diye ayağa kalktı Harry.

      Ron da hemen ardından ayaklanmış, "Hadi o zaman," demişti.

      Harry kaşlarını kaldırıp, "Kütüphaneye gideceğinizi sanıyordum," dedi. "Hermione'ye söz vermemiş miydin?"

      "Vermişti," dedi Hermione. "Sorun değil, seni yalnız bırakmayalım."

      "Gerek yok, biraz hava alıp döneceğim."

      "Olsun," dedi Ron. "Ne olur ne olmaz, yalnız başına dolaş-"

      "Ben eşlik ederim," dedi Nathaniel. "Kütüphaneye gitmeniz gerekiyorsa gidin," dedikten sonra yerinden kalkıp Harry'ye baktı. "Sorun olur mu?"

      Harry bir Nathaniel'a bir arkadaşlarına baktı. "Tamam," dedi. "Siz planınızı bozmayın, görüşürüz."

      Ron ve Hermione bir anlığına kararsız kalsalar da sonunda onayladılar. Harry ve Nathaniel ise Büyük Salon'un çıkışına yöneldiler. Salondan çıktıktan sonra yavaşça merdivenleri indiler ve gece karanlığında sessizce yürümeye başladılar.

A Living Death | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin