Bölüm 12

9.5K 1K 2.8K
                                    

Alec Benjamin
Let Me Down Slowly (2018)

Bölüm 12

      Harry önce rüyada olduğunu düşündü. Draco'nun dudaklarını dudaklarında hissetmek Harry'nin gerçekliğinden çok uzaktı. Hatta o kadar uzaktı ki; Harry böyle bir anın hayalini kurmaya bile cesaret edemezdi. Hayallerinde ya da rüyalarında bile olsa böyle bir huzura layık olmadığını düşünürdü. Tam da bu yüzden rüyada olduğu düşüncesi yavaşça uzaklaştı aklından. Draco gerçekten oradaydı, dudaklarındaki sıcaklık gerçekten onun dudaklarına aitti.

      Harry'nin yaşadığı şoktan karşılık veremediği öpücük sadece birkaç saniye sürdü. Ufak temasın ardından dudakları ayrıldığında Harry, Draco'nun sıcacık nefesini dudaklarında hissetti. Draco, Harry'nin ruhu tamamlansın diye ruhunu üflese ancak o kadar iyi hissedebilirdi. Ancak o an hissettiklerinin ruhunun eksik kısmıyla ya da tamamlanmasıyla ilgisi yoktu; Harry'nin yıllarca beslediği sevginin bir şekilde karşılık bulduğu düşüncesiydi iyi hissettiren. Ruhunun tamamlanmış olması Harry için sadece ufak bir detaydı.

      Draco için daha net bir andı. Sonunda ne istediğini anlamanın, daha doğrusu kabullenmenin rahatlığı vardı üzerinde. Nathaniel'a karşı 'huzursuzluk' diye geçiştirdiği hislerin 'kıskançlık' olduğunu biliyordu. Harry'ye yakın olmak istediğini, ona değer verdiğini ve yaptığı aptallığa kızmasında verdiği değerin de çok etkili olduğunu artık biliyordu. En önemlisi on haftalarda ondan uzak durmanın ne kadar saçma bir hareket olduğunu anlamıştı. O yüzden buradaydı.

      Onun vereceği tepkiden korkmuyor değildi. Sonuçta Harry geçmişteki duygularından bahsetmiş olsa bile geçenlerde 'sevmene izin vermem' demişti. Bunun altında Draco'nun hislerinin sadece 'vicdan' temelli olacağını düşünmesinin yattığını biliyordu Draco; aksini göstermeye hazırdı.

      Küçük öpücüğünün ardından başını yeniden yastığına koymuştu. Gözlerine bakarken yanağını okşamaya devam ediyor, aklından neler geçtiğini anlamaya çalışıyordu. Harry'nin tepkisizliği ve sessizliği uzadıkça endişesi artmaya başlamıştı.

      "Potter," diye fısıldadı, Harry'yi kendine getirmek ister gibi.

      "Hmm?"

      "Sanırım senden hoşlanıyorum."

      Harry'nin yüz ifadesi kötü bir şey duymuş gibi değişmeye başlamıştı. Draco bunu  umursamadı.

      "Hayır," diyerek kendini düzeltti Draco. "Direkt hoşlanıyorum. Sanırımsız. Böyle direkt, net yani."

      Harry yatak küçük olduğundan uzaklaşamadı; ancak sırtüstü dönerek araya mesafe koymayı denedi. Draco bunu da umursamadı, kolunu Harry'nin karnına bırakıp yarım da olsa sarılmayı sürdürdü.

      "Ne düşündüğünü biliyorum," diye fısıldarken yastıkta biraz daha yaklaşıp alnını Harry'nin başına yasladı. "Düşündüğün gibi değil."

      Harry yutkundu ve sonunda, "Öyle," diye cevap verdi fısıltıyla.

      Draco gözleri kapalıyken gülümsedi. "Değil."

      "Malfoy-"

      "Seni üzdüğüm için özür dilerim," diyerek sözünü kesti. "Sabah konuşalım, izin ver şimdi sadece uyuyalım."

      Harry sessiz kaldı. Draco bu sessizliği onay olarak kabul etmişti bile.

      "Ağlarsan duyarım," diye fısıldadıktan sonra Harry'ye biraz daha sıkı sardı kolunu.

A Living Death | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin