Bölüm 14

9.8K 1K 2.1K
                                    

Alec Benjamin
If I Killed Someone For You (2018)

Bölüm 14

      Draco'nun bakışlarıyla buluştuğunda korkuyla ve suçlulukla bir adım geriledi elinde olmadan. Durumu idrak etmesi, Draco'nun her şeyi duyduğu gerçeğiyle yüzleşmesi biraz zaman almıştı. Yüzleşmek zorunda olduğunu anladığındaysa gözyaşları bir kez daha hücum etmişti. Buna hazır değildi; bu konuda Draco ile yüzleşmeye asla hazır olmayacaktı ki... Ona yakın olduğu, yüzüne baktığı her saniye büyük bir suçluluk ve utanç duyuyorken şimdi karşısında durup neyi, nasıl açıklayacaktı? Kendini affedemediği ve asla affedemeyeceği böylesine berbat bir konuda ondan af dileyebileceğini sanmıyordu. Çünkü affedilmeyi hak etmiyordu.

      Tam da o anda yerin dibine girip kaybolmak istedi. Yaptığı kötülükle, sadece kendisinin bildiği o gerçeklikle hiç bu kadar 'gerçek' yüzleşmemişti. Hissettiği acı o kadar yoğundu ki; o yarım ruhuyla, onlarca kişilik acı çektiğini hissediyordu. Çok uzun süredir bastırmaya çalıştığı karanlığında oradan oraya savruluyordu sanki.

      "Cevap versene, Potter."

      Harry bakışlarını yerden sadece bir saniyeliğine kaldırdığında Draco'nun yüzüne baktı. Sonra biraz daha geride duran Blaise ve Pansy'yi gördü. Umursamadı.

      "Potter," derken olduğu yerden Harry'ye doğru bir adım attı. Duyduklarını idrak etmek onun için kolay değildi, Harry'den açıklama duymaya ihtiyacı vardı. Kafası karışmıştı ve nasıl tepki vereceğini bilmiyordu.

      "Ben- ben..." Duraksayıp yutkundu. Ne Draco'nun ne diğerlerinin yüzlerine bakmaya çekiniyordu. "Yani sen- ölmüştün, ben- ben düzeltmeye çalıştım. Sonra korumak istedim ama en büyük zararı ben vermiştim."

      Oradaki herkes o kadar şoktaydı ki Harry'nin sessizliğinde kimse konuşmaya cesaret edemiyordu. Hermione ağlamaklı haliyle Ron'un kolunu tutmuştu. Blaise ve Pansy oldukça geride duruyorlardı. Draco ise Harry'den başka kimsenin farkında bile değildi.

      "Bu yüzden mi korumak istedin yani?" diye sordu Draco. "Sevdiğin için değil de bu yüzden mi?"

      Bir anlık cesaretle başını kaldırıp Draco'nun gözlerini buldu. Bunu yaptığı anda gözyaşlarının yakıcılığı artmaya başlamıştı.

      "Hayır," diye cevapladı. "Seni seviyordum, nasıl olduğunu bilmiyorum ama kendimden daha çok seviyordum."

      Draco farkında olmadığı bir beklentiyle, "Hâlâ seviyorsun," deyiverdi.

      Harry, "Artık dayanamıyorum," dedi çaresizce. "Yanımda olmana, bana iyi davranmana, beni sevmene dayanamıyorum."

      Draco cevap verecek gibi oldu; ancak Harry ondan önce davrandı.

      "Dayanamıyorum," diye tekrarladı Harry. "Ölmek istiyorum artık, kurtulmak istiyorum."

      Ron, "Harry-" diye söze girmeyi denedi.

      "Ben burada bir kez öldüm," dedi Harry. "Bu sefer geri dönmek istemiyorum. Öldürün beni," dedi yalvarırcasına. "Ben bunu çoktan hak ettim, daha beterini hak ettim, yalvarırım biriniz... öldürün. Görevimi tamamladım, değil mi? Üstüme düşenleri yaptım. Artık güvendesiniz- güvendesin."

      Bunu gerçekten istiyordu Harry, ölmek istiyordu. Hissettiği suçluluk duygusunun ağırlığı altında ezilmekten yorulmuştu. Bu şekilde daha ne kadar devam edebileceğini bilmiyordu. Ruhunu yarım bırakan büyünün de etkisi vardı belki de; ölümün nefesini her zaman ensesinde hissetmek pek yardımcı olmuyordu.

A Living Death | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin