Bölüm 18

10.9K 994 3.2K
                                    

The Band Perry
If I Die Young (2010)

Bölüm 18

      Draco'nun düşüneceği, sindireceği ve muhtemelen uzunca süre sindiremeyeceği çok şey vardı. Aklına takılanlar, merak ettikleri, Harry ile konuşmak istedikleri... Her şey bir anda yüklendiği için hangi birine odaklanacağını bilmiyordu. Bir yanı bağırıp çağırmak, öfkesini kusmak istiyordu. Diğer yanıysa bir köşeye çekilip deli gibi ağlamak... Hatırlamadığı bir geçmişle bugünü arasında sıkışıp kalmıştı. Olayları kendi açısından değerlendirmeye çalışırken bir yandan da Harry'yi düşünmek Draco'ya ağır geliyordu. Sanki üç kişilik acı çekiyordu: Geçmişteki Harry, günümüzdeki Harry ve kendisi...

      Hepsini toparlamak için biraz zamana, Harry ile konuşmaya ihtiyacı vardı. Şimdilik bu odada yapabileceği ve yapmak istediği, daha doğrusu öğrenmek istediği tek bir şey vardı. Başını kaldırıp Dumbledore'un tablosuna baktı.

      "Sor bakalım."

      "Biliyor muydunuz?"

      Dumbledore gülümsedi. "Bildiklerimden oluşan liste biraz geniş, hangisinden bahsediyorsun?"

      "Ben ölmediğim durumda sizin öleceğinizi biliyor muydunuz? Yani- benim yüzümden mi-"

      "Ah, çocuğum... Ben zaten ölüyordum."

      Draco şaşkınca, "Anlamadım," deyiverdi.

      "İhtimaller üzerine düşünmeyi, her ihtimale karşı planlar yapmayı severdim. Ama, Draco, benim ölümüm hiçbir zaman beklenmedik değildi. Her şey olması gerektiği gibi oldu."

      "Yani biliyordunuz," dedi Draco emin olmak ister gibi. "Sizi öldürmem gerektiğini, öldüreceğimi-"

      "Hayır, beni öldürmene asla izin vermezdim. Masum bir çocuğun birini öldürdüğünde ne hâle gelebileceğini az çok gördüğünü düşünüyorum. Can almak, bununla baş etmek kolay değildir. Senden bir parçayı götürür, Draco."

      "Zaten... yapamadım, Profesör Snape yapmak zorunda kaldı..."

      "Sana söyledim," dedi Dumbledore. "Her şey olması gerektiği gibi oldu."

      Draco yaşadığı anlık aydınlanmayla yüzüne yerleşen şaşkın ifadeyi kontrol edemedi. Sonra kendini toparladı ve aklına takılan yeni soruyla yutkundu.

      "O... biliyor mu? Yani zaten ölüyor olduğunuzu? Yoksa- benim yüzümden-"

      "Biliyor."

      Draco odadaki diğer sesle başını çevirdi ve diğer tablolardan birine sabitledi bakışlarını: Snape'in tablosuna.

      "Profesör-"

      "Merhaba, Draco."

      Draco ne diyeceğini bilemeyerek sessiz kaldı. İzlediği görüntülerdeki Snape'in soğukkanlılığı kafasını karıştırmıştı.

      "Ona ölmeden önce anılarımı verdiğimde her şeyi öğrenmiş olmalı," diye açıkladı Snape.

      "Ama bu demek oluyor ki..." derken kendi kendine düşündü Draco, "bir süre haberi yoktu, bilmiyordu."

      "Doğru," dedi Dumbledore. "Bir yıl kadar kendini suçlamış olmalı."

      Draco gözlerini kapatıp derin bir iç çekti. Sonra bakışlarını Snape'in tablosuna dikti.

A Living Death | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin