Bölüm 5

10.1K 1.1K 2.4K
                                    

Journey
What I Needed (2008)

Bölüm 5

      Duyduklarını algılamaya çalışırken Ron'un onu kolundan tutup çekmesine itiraz edemedi. Sana yapılan bütün büyüleri o hissediyor. Bu cümle zihninde yankılanırken kolundan sürüklenircesine çekiliyordu.

      "Görmemişler," dediğini duydu Hermione'nin. "Harita nerede?"

      "Bende değil, Harry'de oluyor genelde."

      Neville, "Ne oluyor?" diye araya girdi.

      "Harry'yi bulmamız gerekiyor," diye açıkladı Hermione. "Bir an önce."

      "Dağılalım o halde," dedi Luna.

      Ron ve Hermione bu kadar endişeliyken kimse açıklamaya ihtiyaç duymamıştı. Harry'yi bulmaları gerektiğini bilmeleri yeterliydi. Fazla uzatmadan ikişerli gruplar halinde dağıldılar. Bu sırada Draco'nun kolu özgür bırakılmış olsa da yerinden kıpırdamadı. Hala ne olduğunu anlayabilmiş, Ron'un açıklamasını sindirebilmiş değildi.

      "Harry!" diye bağırdı Ron, bir umutla.

      Orada öylece bekleyemeyecekleri için Ron ve Hermione de göl tarafına doğru koşmaya başlamışlardı. Draco da onların peşinden gidiyordu. Henüz kaleden fazla uzaklaşamamışlarken tanıdık bir yüz gördüler.

      "Hey! Ron!"

      "Nate!" dedi Ron, telaşla. "Harry'yi gördün mü?"

      "Harry mi?" diye sordu Nathaniel. "Henüz değil, ben de yanına gidiyordum. Yemekten önce Quidditch oynamak için sözleşmiştik. Bir sorun mu var?"

      "Nate, Madam Pomfrey'e haber ver, lütfen."

      "Harry'ye bir şey mi oldu? Hermione-"

      Bunu kadarı yeterliydi. Nathaniel'a cevap vermeden Quidditch sahasına doğru koşmaya başladılar. Draco bütün sessizliğiyle koşarken bunun bir tür şaka, oyun falan olmasını umuyordu. Harry'nin Draco'ya yapılan büyüleri hissetmesi kolayca kabullenebileceği bir şey değildi. Zihni türlü düşüncelerle dolup taşarken attığı her adımda omuzlarına yük bindiğini hissediyordu. Yine de soğukkanlı olmak için elinden geleni yapıyordu. Henüz hiçbir şey bilmiyordu. Yanlış anlamış olabilirdi. Düşündüğü gibi olmayabilirdi. Harry'yi görene kadar saçma düşüncelere kapılmayacaktı.

      Quidditch sahasına girdiklerinde hepsi bir anlığına duraksadılar. Sahanın ortasında kırılmış bir süpürge, biraz ötesinde de Harry'nin bedeni vardı.

      "Harry!"

      Sahanın ortasına doğru koştukları sırada Draco'nun soğukkanlı olacağına dair inancı azalmaya başlamıştı.

      "Büyü havadayken çarpmış olmalı," dedi Hermione, ses tonundan ağlamak üzere olduğu belliydi.

      Yanına ulaşır ulaşmaz Ron ve Hermione dizlerinin üstüne oturmuşlardı. Çimlerin üstünde yüzüstü yatan Harry'yi yavaşça çevirirken ikisi de çok endişeliydi. Jackson'ın bahsettiği büyü iç organlara zarar veren bir büyüydü; yeterince iyi yapılırsa ölümle sonuçlanabiliyordu. Üstelik büyü geldiğinde Harry'nin ne kadar yüksekten düştüğünü bilmiyorlardı.

      "Bir an önce götürmemiz gerekiyor," dedi Hermione. Kararsızdı. Madam Pomfrey'in buraya gelmesi daha hızlı olabilirdi ve yanlış bir şey yapmak istemiyorlardı. "Bir şeyler yapmamız gerekiyor."

A Living Death | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin