×17×

348 189 94
                                    

°°
Keyifli Okumalar..

°°

"Bu kolyeyi her boynuna taktığında bileceksin ki ben bu kelebek olarak her daim saf sevgimle senin yanında olacağım... Her an öleceğimi bile bile..." bu sözler Ali'nin iki dudağı arasından döküldüğünde tam olarak ne demek istediğini anlamamıştım. Ancak şimdi... anlıyordum. Hemde iliklerime kadar! Bu adamı seviyordum, bu adamı her ne olursa olsun çok seviyordum.

○●○

Bazen düşünceler silsilesi beyninizin her bir köşesini adeta istila eder. O kadar çok şey geçer ki aklınızdan ve siz tam olarak ne düşündüğünüzü hatta ve hatta lâl olan dilinizin nasıl çözüleceğini bilemez hale gelirsiniz. Sanırım yaşadığım şey tam olarak buydu benim de şu an.

Karşımda yere diz çökmüş adam, benim adamımdı. Bu adam, bana hayatı olmamı söylüyordu. Buna hangi seven kadın hayır diyebilirdi ki?

"Hayatım olur musun sevdiğim" diyen Ali gibi bende dizlerimin üzerine çöktüm ve kutu tutan eline uzandım. Mutluluktan akan göz yaşlarımla birlikte "Hayatın olurum adamım" dedim.

Daha fazla sevgi sözcüklerine gerek yoktu. Daha fazla düşünmeye gerek yoktu. Seviyorsan eğer beklemeye gerek yoktu. Çünkü biz yeterince beklemiştik. Onun kim olduğu, ne olduğu, nasıl bir iş hayatına sahip olduğu zerre umrumda değildi. Ben onu seviyordum. Onun kalbimde olan sevgisiyle ruhuma çiçekler ekiyordum. Bu benim için yeterliydi. Bu seven her insan için yeterliydi. Çünkü sevmek, en büyük kabullenişti...

●○●

Mostafa Ali ve ben arkadaşlarımızdan aldığımız tebrikleri kabul ettik.

Canan kendine münhasır bir kahkaha atıp: "Sonunda şöyle bir yüzüğü parmağında gördüm ya, artık ölebilirim." dedikten sonra aklına bir şey gelmiş gibi durdu. Gözlerini kocaman açıp: "Allah'ım tövbe Yarabbim. Ben lafın gelişi dediydim onu. Daha ben evlenmedim. Ne olursun dua niyetine sayıp, kabul etme Rabbim." diye bir yandan söyleniyor bir yanda da ellerini açmış duruyordu. Onun bu hâline içimden kahkaha atmak gelmişti.

"Ya Canan Allah aşkına ne yapıyorsun? Ne diyorsun sen?"

"Senin hâline olan sevincimi yanlış şekilde yaşadım ben Yıldız. Az kalsın kendi mürüvvetimi görmeden gidecektim bu dünyadan."

Ona saf saf bakıp: "Nereden çıkardın bunu Canan ya!"

Gözlerini ustaca devirdikten sonra: "Dua kapım açık olabilirdi Yıldız Hanım. Ve kabul olabilirdi. Ne olur ne olmaz ben kendimi garanti altına almalıyım."

Mahla Canan'ın omzuna dokunup: "Garantimiz var mı ki bu dünyada Canan?" diye sorunca Canan umutsuzca omuzlarını indirdi. "Sende haklısın be Mahla."

Uzun uzadıya yapılan sohbetler sonrasında Mostafa omzumda bulunan elini, sağ elimle birleştirdi. Boğazını temizleyip: "Gençler, bize müsaade edin. Biz gidelim artık."

Şaşkın şebelek sıfatımla Mostafa Ali'ye baktım. Nereye gidecektik ki biz? İçimden sorduğum soruyu Amr dillendirdi.

"Hayırdır kardeş, nereye gidiyorsunuz?" Mostafa Ali omuz silkmekle yetinirken Mahla "Abi ya sen ne zaman gittiğin yerin hesabını verdin de Mostafa'dan hesap vermesini bekliyorsun?"

Teslim oluyormuş gibi ellerini kaldıran Amr "Ettariga ilelmerihegin -Yol sizin gençler.- Hena tezhebu ila hayse teriid -Buyrun istediğiniz yere gidin.-"

BEYDA   "Tehlikeli Çöl" (✔)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin