{MEDYA: EYLEM AKTAŞ/GECE VE RÜZGÂR}
°°
Keyifli Okumalar...°°
●○●
"Seven kadının yanı, sevdiği adamın yanıdır."
Batuhan duyduğu cümleyi önce idrak edemedi. Boş gözlerle karşısında duran kadına baktı bir müddet. Yüzünde sinir dolu bir gülümseme peyda oldu. Gözlerini kapattı. Derin derin nefesler aldı.
Bu kadın deliydi! Akıllı olsaydı bu sözleri söylemezdi! Bile isteğe kendini ölüme atmaya çalışmazdı!
Diline gelen bütün ağır kelimeleri, bir cümle yapıp karşısında bulunan kadına söylememek için, dilini ısırdı. Arabayı çalıştırdı.
"Seni yakın bir park yerinde bırakacağım. Daha sonra seni alması için birini göndereceğim. Sadece bekle orada Canan. Araba gelince de eve git."
"Seninle geleceğim!"
"Kavga etmeyeceğim seninle. Gelmeyeceksin!"
"Ama Batu..."
Batuhan direksiyona sert bir şekilde vurdu. Canan olduğu yerde sıçradı.
"Deli misin sen kadın! Aklı selim düşünemiyor musun? Bile isteğe ölüme gitmek nedir! Gelmeyeceksin!"
Canan sustu. Çünkü konuşursa kalbi daha çok kırılacaktı biliyordu. Sevdiği adamın şu an ne kadar zor bir durum içerisinde olduğuna şahit oldu.
Arabanın içerisinde sanki ölüm sessizliği oluşmuştu. Batuhan sinirden ve stresten kasılmış bir şekilde öylece arabayı sürer iken; Canan oturmuş olduğu koltuğa sindi. Yüreğinde bir sızı vardı ve geçmesi mümkün değildi sanki!
Gözüne çarpan ilk park yerine giriş yaptı Batuhan. Arabayı müsait bir yerde durdu. Arabadan indi, Canan'da arkasından indi arabadan. Batuhan sevdiği kadının suratına baktı. Gözlerinin dolu dolu olduğunu gördü. Yutkunmayı unuttu sanki. Sahi, bu kadını daha ne kadar parçalayacaktı?
Avuçlarının içerisine aldı sevdiği kadının yüzünü. "Can'ım, ömrünü yoluna serdiğim kadın, yapma. Böyle gönderme beni. Akşam geleceğim. Sağ salim hemde. Birlikte uyuyacağız gene. Ama sen doldurma gözlerini ne olursun."
Canan bir hıçkırık koyverdi. "Batu... korkuyorum."
Batuhan, sevdiği kadının alnından öptü. Nasılda masum bir öpme şekliydi; alından öpmek. Sevgiyi, özlemi, nasılda masum bir şekilde sunuyordu insana, alından öpmek!
"Korkma. Geleceğim. Sadece şimdi dediklerimi yap. Lütfen."
Canan zorlamadı sevdiği adamı daha fazla. Biliyordu, hissediyordu çünkü sevdiği adamın da ne kadar zorlandığını.
"Tamam. Seni evde bekleyeceğim."
Batuhan gülümsedi. Kadınını öptü ve arabasının içerisine girdi. Telefondan Silvia'yı aradı. Telefonu açan Silvia:
"Han ben..."
"Canan'ın telefonunu izle. Bulunduğu yere bir araba gönder. Onu alıp eve götürsünler."
"Tamam"
Hani bir deyim vardı; sıçtım sıvıyorum, diye. İşte Silvia iliklerinde hissediyordu bu deyimi. Masum bir kız, duymaması gereken şeyleri duymuştu. Hatta belki de, görmemesi gereken şeyleri görecekti az kalsın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYDA "Tehlikeli Çöl" (✔)
Romance{HİKAYE TAMAMLANMIŞTIR!} Sessizlik en acı şeydi aslında kalpte.. Çünkü kalp ne zaman sessiz kalsa, insan çaresiz kalırdı.. Kaç gece sessiz, kaç gündüz kimsesiz kalmıştı?.. Diller farklı, ırklar farklı. Ama kalp ve mantık aynı. İnsan önce kalpte, ba...