×20×

685 180 96
                                    

{MEDYA: EL HOB ZAY EL WATAR/ NANCY AJRAM}


°°
Keyifli Okumalar..

°°

BEYDA II

Her kelimenin bir anlamı vardı, bir yerlerde.
Her kelime, kendi dilinde bir anlam taşıyordu.
Bazense bir kelime, size anlamsız gelirken, başkasının dilinde o kelime mutlaka bir anlam taşıyordu.
Ben "beyda"nın anlamını bulmuştum!
Beyda, arapçada "tehlikeli çöl" demekti.
Ben, bu kelimenin anlamını, en acı şekilde öğrenmiştim...

●○●

Canan ve Batuhan evlenmiş, koca ev bana kalmıştı. Gerçi bende yavaş yavaş eşyalarımı toparlıyordum. Çünkü salı günü yani yarın Fas'a gidecektim. Canan ise, düğünümden iki önce orada olacaktı. Onlara kalsa, balayına bile gitmeyeceklerdi sırf bizim düğünümüz var diye. Allah aşkına, düğünden sonra balayına gidilmez mi hiç! Onları bir güzel fırçalamış ve zorla balayına göndermiştim. Balayı için onlara bileti ve yeri ben ayarlamıştım. Onları Dubai'ye göndermiştim. Tabi bunu Mahla'nın ve Fayza'nın sayesinde yapmıştım. Açıkçası oraları bilmiyordum ve nerede kalmaları gerektiğini ya da nereleri gezmeleri gerektiğini hep Mahla ve Fayza'dan öğrenmiştim. Daha sonra ise, biletleri onlara uzatıp:

"Pazartesi saat 06.00'da Dubai biletiniz var. Ona göre hareket edin." demiştim ve itiraz haklarının bulunmadığını bakışlarımla onlara güzelce anlatmıştım.

Şimdi saat akşam yediydi ve ben koca evde yapayalnızdım. Cihan haytası da düğünden sonra gitmişti. Mostafa Ali ise bu sabah Fas'a gitmiş ve orada hazırlıklara başlayacaktı. Yarın ise Maryam ve Ahmet gelip beni alacaklardı. Düğünden önce ki, yani cuma günü ise Sema ve Sinan Abi geleceklerdi. Zaten benim burada başka kimsem yoktu ki! Rayhan ve Camal Abi ise zaten dün düğünden sonra memleketlerine gitmişlerdi.

●○●

Bazen, her şeyin çok çabuk olduğunu düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum. Neredeyse bir sene içerisinde, bir adamla evleneceğim. Onu sevdiğimi anlamam, onun beni sevdiğini anlaması derken, olaylar çok hızlı bir şekilde ilerlemiş ve biz, birbirimizi doğru düzgün tanımadan belki evleneceğiz. Bilmiyorum, belki bu benim bir kuruntum. Sonuçta öyle insanlar var ki, yaklaşık bir aydır tanıdıkları kişilerle evleniyorlar. Böyle düşününce aslında çokta hızlı gelmiyor, olan bitenler. Ama tam tersi düşündüğüm zamanlarda, her şey aniden olup bitiyormuş gibi geliyor.

Canan ile ne zaman böyle bir konuşma içerisine girsek bana hep: "Ahla, sevda zaman mı bilir? İkinizin kalbi de birbiri için atarken niye bekleyesiniz ki?" diye sorular yöneltiyor ve aklımda bulunan "Her şey çok hızlı ilerliyor!" cümlesinin yok olmasına vesile oluyordu.

Aslında gerçekten de öyleydi! Sevda, insanın kalbine bir kere girdimi ne zaman tanırdı, ne de mekan! Sevda bu! Sağı solu belli olmaz, her şey bir anda oluverirdi!

Yatağımda bir sağa bir sola döne döne sabahı yapmıştım. Heyecandan gözüme bir türlü uyku girmek bilmemişti. Gerçi evlenecek olan hangi insanın gözüne uyku girerdi ki!

Çalan saatin alarmını durdurmak için, komidinin üzerinde bulunan, telefonumu elime aldım ve saatin 06.30 olduğunu haber eden sesi kapattım. Ardından yataktan kalktım ve yatağımı toplayarak, odadan çıktım.

Salona geldiğimde, ortalıkta bulunan kolilere toslamamak için büyük bir çaba sarfederek, mutfağa ulaştım. Kıyafetlerimin çoğunluğunu ve kitaplarımı Mostafa Ali ile göndermiştim. Ancak hala arda kalan eşyalarım bulunmaktaydı. Fazla değildi aslında, hepi topu sekiz koli (!) Mutfak dolabını açıp, içinden soğuk sütü aldım ve hepsini bardağa boşalttım. Sütü içmeye başlamıştım ki telefonumun çalan sesini duydum. Mutfak masasında bulunan telefonu elime aldığımda arayanın Mostafa Ali olduğunu gördüm. Yüzümde bulunan gülümseme ile telefonu açtım.

BEYDA   "Tehlikeli Çöl" (✔)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin