°°°Keyifli Okumalar..
°°°
Hayatım boyunca kendime yaşattığım rezillikler yaşımı, boyumu hatta ve hatta doğumlarına şahit olduğum bebeklerin şimdi ki yaşlarının toplamının çarpımını geçmiştir! Bir insan neden kendini sürekli bir rezillik içerisinde bırakır ki anlamıyorum! Sitemim kendime, sitemim salaklıklarıma!
Canan haklı. Ben bir aptalım! Öyle aptalım ki her fırsatta kendimi rezil etmekten çekinmiyorum.
Mesela hastahanenin ortasında yürürken biranda kendimi yerde bulabiliyorum ya da biriyle birlikte dümdüz yolda yürürken ayaklarımı birbirine dolayıp yanımdakinin koluna ahtapot gibi yapışıp kendimle birlikte onuda yere kapaklandırabiliyorum. Ya da herkesin önünde iç sesimle konuşurken biranda her şeyi aslında içimden değil dışımdan söyleyebiliyorum. Bence en fenası bu! Ve ben ısrarla en son dediğimi sürekli olarak yapıyorum. Hemde her fırsatta! Tıpkı iki hafta önce Ahfazların yanında yaptığım gibi.. Aksi ben işte!Iki haftadır şu odamdan dışarıya hiçbir şekilde çıkmamaya, onlarla karşılaşmamaya çalıştım. Hatta öyle ki yakınımdaki insanların hepsini tek tek uyarıp onlardan biri beni sorarsa hiçbir şekilde müsait olmadığımı söylemelerini rica ettim. Tamam tamam önce rica ettim sonra çirkefleştim. Hemde ne çirkefleştim! Sonuç olarak onlarla hiç karşılaşmadım. Resmen hastahane dolaylarında köşe kapmaca oynadım onlarla.
En son aldığım duyuma göre Amr artık evdeydi hatta Fas'a gitmişti. Tabii nişanlısı ve diğerleri de. Mostafa ise hastahane ve diğer işleriyle ilgilenmeye çalışıyordu. O yüzden çok meşguldü. Galiba o yüzden bana hala dönüş yapmamış yani beni bir güzel azarlamamış, güzel güzel bağırıp cağırmamıştı. Ay ne güzeldim ben böyle be! Keşke artık hepsi gitseydi de bende şu odamdan rahat rahat çıkabilseydim.
Bir ses duydum ve düşüncelerim, hayallerim bir toz bulutu misali dağılıp gitti. Keşke elimle tutsaydım da gitmeselerdi. Çünkü çok güzel hayal kurmaya başlamıştım.
"Ahla hanım, Profesör sizi odasına çağırıyor. Acil bir durummuş. Hatta öyle ki kurul toplanacakmış" dedi. Ciddi olup olmadığını bir süre düşündüm ve "Sen ciddi misin? Bu kadar önemli ne olabilir ki? Allah Allah" dedim. Ece bilmediğini belirttikten sonra ayağa kalktım ve üstüme çeki düzen verdim.
Oturmaktan kırışan siyah kalem eteğimi elimle düzelttikten sonra yeşil v yaka gömleğimi de duzelttim ve masamın üstüne gelişi güzel atmış olduğum beyaz önlüğümü üzerime geçirip hastahane koridorunda yol aldım."Ahla hanım" duyduğum sesle durdum. Oysa ki durmak değil kaçmak isterdim. Çünkü bu ses iki haftadır kaçtığım insanlardan birine aitti ve o şuan karşıma geçmiş bana bakıyordu. Hay aksi talih!
"Kusura bakmayın rahatsız etmedim umarım?" Diyen Mahla'ya baktım. Hani Ahfaz ailesi gitmişti yahu? Suratıma bakan Mahla'ya zoraki olduğunu belli etmediğini düşündüğüm bir gülümseme gönderdim.
"Estağfurullah ne rahatsızlığı! Buyrun""Ah, ben uzun zamandır sizi göremiyordum. Gerçi bende yoktum burada. Neyse sizinle konuşmak istediğim konular var. Müsait olduğunuz zaman bana haber verirseniz çok mutlu olurum" dedi. Ya veririm tabiki demek istesemde içimden gelmiyordu. Çünkü her ne kadar Mahla rezilliğimi unutmuş gibi yapsada unutmadığını biliyordum ve bu beni sinir ediyordu.
"Tabi ki haber veririm. Ancak bugün içerisinde müsait olacağımı sanmıyorum. Bu aralar baya bir yoğunum. Ancak siz bana telefon numaranızı verin ben genede müsait olduğum ilk an size haber edeyim."
"Tamam olur. Hastahane içerisinde konuşmak durumunda da değiliz aslında yani siz (telefonumu elimden alıp şifremi girmemi istedi, şifremi girince de bir şeyler yazıp ki galiba numarasını yazdı ve telefonumu bana uzattı) ben size mesaj attığım zaman müsait olduğunuzu söyleyin ve olduğunuz yerin konumunu atın ben oraya gelirim" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYDA "Tehlikeli Çöl" (✔)
Romance{HİKAYE TAMAMLANMIŞTIR!} Sessizlik en acı şeydi aslında kalpte.. Çünkü kalp ne zaman sessiz kalsa, insan çaresiz kalırdı.. Kaç gece sessiz, kaç gündüz kimsesiz kalmıştı?.. Diller farklı, ırklar farklı. Ama kalp ve mantık aynı. İnsan önce kalpte, ba...