(HUMOOD ALKHUDHER - KUN ANTA bulunmaktatır.)
...
Keyifli Okumalar
...
°¶°¶°¶°¶°
Yeni bir gün daha... Yeni bir güneşe, yeni bir gökyüzüne tekrar merhaba... Şimdi, tek yapmam gereken, gözlerimi açmak ve güzelim yatağımdan kalkmam gerek. Bence... ben bunu yapabilirim..
***
Mutfaktan kesilmiş ekmekleri getirirken ev arkadaşım, can dostum olan Canan'da çayı getiriyordu. Kahvaltı sofrasına oturup kahvaltıya başladığımızda Canan boğazını temizledi. Eveet, gene bir şey yumurtlayacaktı Canan! Kafamı kahvaltı tabağımdan kaldırmadan: "Evet Canımın Cananı seni dinliyorum" dedim.
Canan sanki nefesini tutmuş gibi bir an da nefesini dışarıya üfledi ve: "Nerden anlıyorsun ki bir şey diyeceğimi? Belki bir şey demeyeceğim?"
Gülümseyip ona döndüm: "Canan, birbirimizi bilmem kaç yıldır tanıyoruz. Bırakta anlayayım ha."
"Tamam be tamam! Amma konuştun!"
Tek kaşımı kaldırıp: "Çabuk söyle ağzındaki baklayı. Hastaneye yetişmem lazım."
Canan dudağını şekilden şekle soktu ve sonunda: "Aman be tamam! Bugün Sena'nın doğum günü, bu yüzden onlara gitmek zorundayız. Yani doğum gününe katılmak zorundayız."
Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Bunu benden isteme"
"Bir kere de olumsuz yanıt verme Yıldız ya!"
"Bir, benim adım Yıldız değil, iki, olumsuz yanıt veriyorum çünkü o tür yerleri sevmiyorum bunu sende biliyorsun Can! Neden ısrar ediyorsun"
"Bir soyadının Türkçe manası Yıldız, bu da sana Yıldız diyebileceğim anlamına geliyor, hem sende bana Can diyorsun be," diye çemkirdi resmen cadolaz Can.!
Tam ağzımı açıp cevap verecektim ki: "Kes o sesini, sakın ağzımı açayım deme, sözüm daha bitmedi. Öyle yerler dediğin ne Yıldız? Sanki kötü yerlere gidiyoruz! Alt tarafı kız kıza bir doğum günü kutlayacağız. Hem neredeyse iki aydır Sena'yı görmüyorsun sen. Bak ayıp yapıyorsun kıza Yıldız. Sadece biraz o saçma sapan düşünce tarzına izin ver ve bu akşam stajdan döner dönmez hazırlan ve seninle Sena'nın evinin orada ki kafede buluşalım."
İlk defa Can haklıydı. İyi mi!
"Peki"
***
Fakültede halletmem gereken bir kaç iş olduğu için fakülteye gelmiştim. Ahh, fakültemi gerçekten çok seviyorum. Çok büyük olduğu için ya da ihtişamlı bir yer olduğu için değil. Seviyorum, çünkü buraya her geldiğimde hayallerimi gerçekleştirebildiğimin, en çokta babamın ve annemin hayallerini gerçekleştirebildiğimin farkına kat be kat varabiliyorum. Ayrıca yemyeşil, türlü meyve ağaçlarının olduğu bir bahçe var fakültemde, en çok orayı seviyorum. Hele bir de küçük göl yok mu, işte oraya bayılıyorum... Okuduğum ve inşallah bu sene sağ salim mezun olacağım bölümü de seviyorum. Babama söz verdiğim gibi...Öğrenci İşleri'nde işimi halledip fakülteden çıktım. Otobüse binip, staj yaptığım hastanenin 15 dakikalık mesafesi olan durakta indim. Sakin, ancak seri adımlarla hastaneye doğru yürümeye başladım. Telefonum çalınca durup çantamdan telefonumu aldım. Arayana bakıp, arayanın Canan'dan sonra en yakın arkadaşım olan Rayhan olduğunu görüp - evet Rayhan bir arap kızı - gülümseyerek telefonu yanıtladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYDA "Tehlikeli Çöl" (✔)
Romance{HİKAYE TAMAMLANMIŞTIR!} Sessizlik en acı şeydi aslında kalpte.. Çünkü kalp ne zaman sessiz kalsa, insan çaresiz kalırdı.. Kaç gece sessiz, kaç gündüz kimsesiz kalmıştı?.. Diller farklı, ırklar farklı. Ama kalp ve mantık aynı. İnsan önce kalpte, ba...