1.1

284 10 3
                                    

multimedya: Ethan ve Kiethan

Dersten çıktım ve ilerideki on dakikayı nasıl değerlendireceğimi düşünmeye başladım. Aklıma kantin geldi ve ben de adımlarımı oraya yönlendirdim. Masalarda oturan birkaç kişi vardı; aralarında Jasmine’i aradım ama bulamayınca kahve almaya gittim. Jasmine, son günlerde buralarda bulabildiğim tek normal insan olduğu için onu aramıştım.

Omzuma dokunan eli hissettiğimde arkamı döndüm ve kim olduğuna baktım. Karşımda Anayasa Hukuku hocamı gördüğümde kendime bir çeki düzen verdim ve başımla selam verdim. Bay Javensen da bana selam verdiğinde sıcak kahvemi elime aldım ve biraz hocamı inceledim. O kadar gençti ki ya da genç gözüküyordu ki onu kendimle kıyaslamıştım. Erken ya da orta yirmilerindeydi ama kesinlikle yaşının cazibesinden daha fazlasını taşıyordu. Çizilmiş gibi görünen kaşları, gür saçı ve parlak yeşil gözleriyle çok yakışıklıydı; öğretmenim olmasa gayet düşünülebilir bir adaydı.

“Caroline?”

“Evet Bay Javensen?”

“Sizinle birkaç dakika görüşebilir miyiz?”

“Tabi.”

“Caroline, size ‘sen diye seslenebilir miyim?”

Duyduğum cümlenin saçmalığına kıkırdadım.

“Ne kadar salak duyuluyorum kim bilir!”

“Hayır, hayır. Ondan dolayı gülmedim. Sadece öğretmenler genelde böyle şeyleri sormazlar.”

“Ben de mi sormamalıydım? Şu anda kendimi çok ilkel hissettim.”

“Ah, inanamıyorum! Benim amacım sizi böyle hissettirmek değildi, ben özür dilerim. “

“Özür dilemeye gerek yok, iki taraf için de.”

Kıkırdadım ve Bay Javensen’ın bana baktığını –derin bir ilgiyle baktığını- fark ettim. Yanlış bir şey yaptığını anlamış gibi suratını başka yöne çevirdi ve yüzü kızardı.

“Tabi ki bana ‘sen’ diye seslenebilirsiniz.”

“Bu akşam okuldan sonra bir yerde buluşma imkânımız var mı?”

“E-e-efendim?” kekelediğimi gören Javensen, kıkırdadı ve cevap verdi.

“Hayır, o anlamda değil; ödevin hakkında düzenlememiz gereken birkaç şey var da.”

“Öğle arasında gelsem olmaz mı? Okuldan sonra bir işim var da.”

“Dersten daha mı önemli senin bu işin acaba?” ses tonunu dikkate almamaya çalıştıysam da kendime engel olamadan bozuldum.

“Hayır, Bay Javensen, izninizle.”

“Caroline, öğle arasında gel.”

Başımı salladım ve uzaklaştım. Sırada psikolog seansım olduğu için ve sadece üç dakikam kaldığı için adımlarımı hızlandırdım ve psikolog olan Aden’ın ofisinin önünde beklemeye başladım. Kısa süre sonra geldi ve içeri geçmem için bana yol verdi. Gülümsedim ve her zaman oturduğum koltuğa doğru ilerledim.

Aden kendisini bir öğretmen olarak görmediği için ona ‘siz’le seslenilmesini sevmiyordu. Ben de onun isteği üzerine ona sen diliyle sesleniyordum. İlk başlarda biraz rahatsız ettiyse de zaman geçtikçe rahatlıyordum ve bu daha da yakın hissettiriyordu.

“Bugün nasılsın?”

“Fena değil, sen?”

“İyiyim, her zaman olduğum gibi. Yakın zamanlarda canını sıkan herhangi bir olay yaşadın mı Caroline?”

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 30, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

mazoşist (klaroline) [düzenleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin