ONARIMI ZOR YARALAR

106 13 3
                                    

  Yine sayamadığım bir beş  ay geçmişti aradan. Düşe kalka ilerleyen bir beş ay. Yılın sonuna gelmiştik , artık on ikinci sınıf için hazırlanıyorduk. Ayrıca şu an bütün arkadaşlarımın ve akrabalarımın dilinde benim tekvandodaki il birinciliğim vardı. Zorla sokmuşlardı beni turnuvalara , ne kadar zorla olsa da elimden gelen her şeyi yapmış kazanmıştım maçları .

   Bir pazartesi gününe daha saat yedide uyanmıştım,her zamanki gibi okul için hazırlanmaya başladım.Hızlıca yapılan bir kahvaltının ardından durağa yürüdüm. İki günlük hafta sonundan  sonra Yusuf'u görme hayallerim durakta olmayışıyla suya düşmüştü. Neden gelmediğini düşünürken otobüsün geldiğini fark etmemiştim. Yerime oturup okula giderken her zaman geçtiğimiz yolları izlemeye başladım.

   Törenin ardından sınıfa çıkıp arkadaşlarımın alkış sesleri arasında yerime oturdum.Sınıf kapısının açılışıyla hoca geldi düşüncesiyle ayağa kalktım ama gelen hoca değil elinde bir pastayla Yusuf'tu. 

-Tebrikler şampiyon üfle bakalım.

Şaşkınlıktan ve heyecandan ne yapacağımı bilememiştim. Mumları üfledim.

-Neden böyle bir şey yaptın ki?

-Kutlamamalı mıydım yani? Hadi otur da  pastayı şuraya koyalım teneffüste yeriz.

 Yusuf'a gülüp kafamı çevirdiğim anda Didem'in beni yiyecekmiş gibi olan bakışlarıyla karşı karşıya geldim.Dikkatimi çekmemiş gibi davranıp tekrar kafamı önüme çevirdim .

-Bu arada bu hafta sonu Didem'le ortak doğum günü kutlayacağız ve ilk davetlimiz sensin.

  Yusuf un söylediği cümleyi ilk başta  anlayamamıştım.

-Ne, yani neden ?

-Çünkü ikimizin doğum günü arasında birkaç gün var bizde birlikte kutlamaya karar verdik.

  Boğazımın düğümlendiğini hissetmiştim, yine her şey mükemmel derken bir darbe daha yemiştim. Arkadaşı olduğu için, diye düşünmeye çalışıyordum ama aralarındaki şeyin arkadaşlıktan daha öte olduğunun farkındaydım.

-Ben gelemeyebilirim

-Ne demek gelemem?

-Bakarız Yusuf, uzatmayalım yalnızca bir doğum günü işte.

  Yusuf kafasını önüne çevirerek konuşmayacağını göstermişti. Farkındaydım  bu doğum günü ben de dahil kimse için yalnızca bir doğum günü değildi.

  Derslerin bitimine kadar Yusuf'la aramızda hiç o konuşma geçmemiş gibi davranmıştık.

   Eve çok yorgun bir şekilde girmiştim. Bir şeyler atıştırıp odama geçtim , üzerime pijamalarımı giydikten sonra kendimi derin bir uykunun kollarına bıraktım.
 
  Gözlerimi açtığımda hava yeni yeni aydınlanıyordu saate baktım sabah beşti. O kadar derin uyumuşum ki hiç uyanmamıştım. Uykum açılınca tekrar uykuya dalamayacağımı bildiğim için dışarıda yürüyüş yapmaya karar verdim. Eşofmanlarımı giyip çok sessiz bir şekilde evden çıktım. Bina kapısından çıktıktan sonra kulaklıklarımı taktım ve müzik eşliğinde koşmaya başladım.

Telefonumda  Jason Walker Down parçası çalıyordu.

  Yunus'un iki yıl önce en sevdiğim şarkı dediği parça. Bunu unutamamıştım aslında bana anlattığı birçok şeyi unutmamıştım.

  Saatime bakıp saat altıda eve döndüm henüz kimse uyanmamıştı. Ben de zamanı değerlendirmek adına biraz kitap okumaya karar verdim. Bir süre sonra mutfağa geçip kahvaltı hazırladım ve okul için hazırlandım. Yine her zamanki saatimde evden çıkıp durağa yürümeye başladım. Yusuf her zamanki yerinde kafasını durağın kenarına yaslamış gözleri kapalı bir biçimde müzik dinliyordu. Rahatsız etmek istemediğim için otobüsün gelmesini bekledim.

DİLHUN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin