HİSLER

97 16 6
                                    

Sırf Yusuf'la denk gelmemek için okula erkenden gelmiştim. Sınıfa girdiğimde sadece beş kişi vardı. Yusuf gelmeden Didem'i görmek istiyordum. Sormam gereken sorular vardı haliyle. Kulaklığımı takıp bir köşede müzik dinlemeye başladım. Gözüm sürekli kapıdaydı, sonunda gelmişti. Kulaklığımı çıkarıp hemen önüne geçtim.

-Drama kraliçemiz de teşrif etti sonunda.

-Ne diyorsun İpek? Çekil önümden.

-Çekileceğim elbet, seni dövecek halim yok ya.

-Herkes bize bakıyor. Eşyalarımı bırakayım.

-Olur, sohbetimize yürüyerek de devam edebiliriz.

-Ne dememi bekliyorsun?

-Bana değil ama Yusuf'a demeni istediğim çok şey var.

Didem bir yandan yerine yerleşiyor bir yandan da benimle konuşuyordu. Ben de kollarımı birleştirmiş öylece duruyordum.

-İpek, boşuna uğraşma. Bana zarar vermeden önce düşünecektin bunları.

-Neden yalan söylüyorsun ki? Yusuf burada bile değil.

-Yusuf senin hiçbir şeyindi hani. Bu kadar umursaman neden?

Çantasından çıkardığı kitapla yerimden sıçramam bir oldu.

-Bu! Bu kitabı nereden buldun?

Hemen kitabı elime alıp incelemeye başladım.

-Ver onu bana. Yusuf'un hediyesi.

-Yu-yu-suf'un mu?

Sesim çatallaşmış, öylece kalmıştım. Emindim, bu kitabı ona ben vermiştim. O da gidip Didem'e mi vermişti? Didem'e hediye alacak kadar da mı sevmiyordu? Yoksa unutmuş muydu? Unutması da benim açımdan iyi bir şey olmaz mı? Peki ya hediyeyi Didem'e vermesi... Kafam çok karışmıştı. Kitabı Didem'e doğru fırlatıp sınıftan çıktım.

Aradan bir kaç hafta geçmişti. Yusuf'la hiç konuşmuyor, teneffüsleri hep Ezgi'nin sınıfında geçiriyordum. Üniversite sınavına gireceği için genelde ders çalışıyorduk. Okulun kapanmasına az kalmıştı, yakında Ezgi de gidiyordu. Bir yıl daha nasıl Yusuf ve Didem'e katlanabilirdim, bilmiyordum.

Okuldan çıkmış eve doğru giderken telefonum çaldı.

-Alo Yunus, bir şey mi oldu?

-Halini hatrını sormak için arayamaz mıyım?

-Genel de mesaj atardın.

-Bu sefer bir ricam olacak. Umarım beni kırmazsın.

-Ben başkalarına benzemem. Ne isteyecektin?

-İki gün sonra mezuniyet balomuz var. Benimle gelen kimse yok. Tek sap kalmak istemiyorum, bana eşlik eder misin?

-Gerçekten kimse seninle gelmek istemiyor mu?

Bir anlık şaşkınlıkla ağzımdan saçma bir soru çıkmıştı.

-Yalan söyleyecek değilim. Ee gelecek misin?

-Seve seve.

-Elbisenle aynı renk kravat takmam gerekiyor mu? Eğer gerekiyorsa yeni bir kravat almalıyım. Bende sadece siyah var.

DİLHUN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin