GÖRMEDİM, DUYMADIM, BİLMİYORUM

170 23 25
                                    

Son günlerde sürekli üç maymunu oynuyordum. Didem ve Yusuf'u hiç görmemiş, her şey eskisi gibi devam ediyor numarası yapmak çok canımı yakıyordu. Bugün pazar olduğu için numara yapmama gerek yoktu. Aralarında kesin bir şey olsa belki biraz anlardım ama hiçbir belirti yoktu. Yine de tam olarak onları anlayamıyordum. Yusuf kesinlikle onunlayken mutluydu. Peki aynı şey Didem için geçerli miydi? Onu tanımıyordum bu yüzden onun hakkında çıkarımda bulunmakta zordu. Neden yatağıma yatmış bunları düşündüğümü bilmiyordum. Gelen mesajla düşüncelerimden kurtuldum.

*Yunus: Yarınki turnuvayı unutmadın değil mi? Desteğe ihtiyacım var.

*İpek: Hayır, tabi ki. Ne giyeceğimi düşünüyordum.

Yalan söylemiştim ama kimin umrundaydı ki?

*Yunus: Bence beyaz bir şeyler tercih etmelisin. Beyaz içindeki saflığı ve iyi yanını ortaya koyuyor.

*Yunus: Tabi beyaz renk moda mı bilmiyorum.

Mesajı beni güldürmüştü.  Zaten son zamanlarda en saçma şeylere bile gülüyordum.

*İpek: İnan ben de bilmiyorum.

Cevabımı görmesini bekledim ama nedense görmedi. Biraz telefonda oyun oynamaya karar verdim ben de.

-İpek! İpek! Ezgi gelmiş.

Ezgi'de nereden çıkmıştı? Buluşacağımızı hatırlamıyordum. Kapıya doğru yürüdüm.

-Hoş geldin. Gel odaya geçelim.

-Hoşbuldum. Bana ihtiyacın olduğunu düşündüm.

Odaya geçtik. Annemin bir şey duymaması için kapıyı kapattım. Ezgi yatağımın üstünde yerini aldı ben de yanına oturdum.

-Neyden bahsediyorsun? Gayet iyiyim.

-Şaka mı bu? Beni kandıramazsın küçük hanım. İştahının ne kadar arttığını fark ettim. Ayrıca Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat'ı yanlış telaffuz ettiğimde beni uyarmadın. Buna çok sinir olurdun.

-Birkaç gündür dalgınım o kadar. Ne var yani? Sınavlar falan işte.

-Sınavlar mı? Hahaha hiç güleceğim yoktu. Ben seni zeki sanıyordum. Sınavların bittiğini ve okulun neredeyse kapanacağını hatırlatmak isterim.

Evet, kesinlikle berbat bir yalancıydım, bunu inkar edemezdim ama şimdi ne diyecektim?

-Tamam itiraf ediyorum. Sen gideceksin. Sonuçta okul kapanacak ben ne yapacağım? 

-Gerçekten derdin bu mu? İnanmalı mıyım?

Bir kaşı havada bana bakıyordu. O sırada hiç istemeyeceğim bir şey oldu. Yunus mesaj attı. Telefon Ezgi'nin önünde olduğu için görmemesi gibi bir seçenek yoktu. Şimdi bitmiştim.

*Yunus: Asansörde olanları artık konuşmalıyız diye düşünüyorum.

-İnanamıyorum! Ne oldu asansörde? Çabuk söyle.

-Bir şey olmadı. Ne olacak? Asansörde kaldık. Klostrofobisi varmış, dayanamadı.

-Hepsi bu kadar mı? İyi de neden bunu konuşacaksınız çok saçma? Bana yalan söylüyorsun değil mi?

-Hayır, neden sana yalan söyleyeyim? Biz arkadaşız.

-Ara o zaman.

DİLHUN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin