Medyaya Kutay'ı bıraktım
İyi okumalar...
•
"Bu Cihangir ne kıyak adammış lan!"
Gökhan barın önündeki siyah arabaya bir kez daha hayranlıkla bakarken kurmuştu bu cümleyi, kıkırdayarak omuzlarımı silktim. Ne kadar kıyak adam olursa olsun ona hiç bir zaman ısınamayacaktım sanırım.
"Arka cama Cihangir sağolsun yazdıracağım."diye dalga geçercesine konuştuğumda Gökhan da gülmüştü. Arabaya doyasıya baktıktan sonra siyah gözleri ağır bir şekilde bana doğru döndü ve aklına bir şey gelmiş gibi tek kaşını havaya kaldırarak sinirle beni omzumdan geriye doğru itti. Bu sebepsiz öfkesine kaşlarım çatılırken bir yandan da güldüm."Ne oluyor lan?"
"Geçmiş kiraları niye ödedin pezevenk!?"kaşlarım düz bir hal alırken umursamazca yanına yanaştım ve kolumu omzuna atarak barın giriş kapısına doğru ilerlemeye başldım. Zamanında, benim param olmadığı günlerde Gökhan çok ödemişti ev kiralarını, elektrik ve su faturalarını, elbetteki aramızda paranın lafı olmazdı ama ona bir katkıda bulunamamak her zaman içime oturmuştu."Geçmişte o evde yaşadığımdan olabilir mi?"
"Ben hallederdim."diye mırıldandı bardan içeri girmeden önce, omuzlarımı silkerek kulağımı rahatsız eden yüksek müzik sesine gülümsedim. İşte benim ortamım burasıydı, bu hayatta bana iyi gelebilecek tek şey buydu. Müzik, dans, alkol ve sigara...haftalarca evde oturmak hiç benlik bir şey değildi, bu zamana zor bile dayanmıştım.
Cihangir'den izin dahi almadan evden çıkmıştım, baştaki amacım Gökhan'ın iş yerine gidip onu ziyaret etmekti fakat bugün izinli olduğunu öğrenince mahalleye gidip önce onu almış, ardından da eskiden sürekli uğradığımız mekana getirmiştim. Bu mekanı çok kişi bilmezdi, İstanbul'un en sakin semtlerinin birinde, en ücra köşesinde bir yerdi. Buraya iki kez iş için bir adamla geldikten sonra çok sevip Gökhan'la birlikte de gelmeye başlamıştım.
Birlikte içki alabileceğimiz kısma ilerlerken dans eden insanlara bakıp sırıtıyordum, biraz kafayı çektikten sonra dans etmek için orada olacaktım. Gökhan ile kendimize birer votka aldıktan sonra masalara doğru ilerleyerek boş olan birine oturduk. Gökhan arkasına yaslanmış dans eden kızları keserken dudağımın kenarı yukarı doğru kıvrıldı ve içkimi kafaya diktim.
"Aklıma kim geldi biliyor musun?"Gökhan'ın yüksek müzikten dolayı masada bana doğru eğilip bağırmasıyla kaşlarımı kaldırdım ve ben de sesimi ona duyurabilmek için ona doğru eğildim."Kim?"
"Sevda."gözlerimi kısarak geri arkama uzandığımda Gökhan'ın dudaklarının arasından bir kahkaha kaçtı.
Sevda, kısa bir süreliğine şöförlük yaptığım adamın kızıydı. Her ne kadar kısa sürelik de olsa Sevda bana karşı bir şeyler hissetmeye başlamıştı, ondan etkilenmiştim fakat aynı seviyede olmadığımız için aramızda bir şey geçemeyeceğini ona kesin bir dille söylemiştim. Sonrasında yollarımız ayrılmıştı, zaten onun gibi varlıklı bir kızla benim yolumun aynı olmasının mümkünatı yoktu. Bir kaç kez beni görmek için mahalleye gelse de onu tekrar tekrar geri çevirmiştim, babası bir şeyleri anlayabilirdi, ki anlasaydı da şu an burada içki içmeyi bırak, yaşayamazdım bile.
Aklıma gelen anıları başımı iki yana sallayarak savuştururken kaşlarımı çatarak karşımdaki Gökhan'a baktım.
"Sevda nereden geldi lan aklına?"
"Arabayı falan görünce işte, en son şöförlük yaptığında kullanıyordun böyle bir araba."diye konuştu ve içkisini dudaklarının arasına götürmeden önce homurdandı."Nerden nereye..."ona onay vermek istercesine başımı sallayarak ayaklandım ve dans eden insanların arasına sıvışarak müziğin ritmine uygun hareketler yapmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Cennet | bxb
Teen Fiction"Meleğe benziyordu, karanlık bir cennetten düşmüş meleğe." küfür, argo, şiddet içerir.