Davet

2.4K 196 76
                                    

Boy aynasından kendi yansımama kısa bir bakış atarak, üzerime giydiğim siyah gömleğin yakasını düzelttim ve arkaya doğru taradığım saçlarımı ellerimle karıştırarak dağıttım. Komidinin üzerindeki parfüm şişesine uzanarak boynuma iki fıs sıktıktan sonra kendime aynadan ufak bir gülümseme attım. Normalde bir yere giderken kasıntı bir şekilde giyinmeyi sevmezdim fakat Cihangir önemli bir davet olduğunu söyleyince mecbur giyinmiştim. İlk defa böyle bir ortama gireceğim için kendimi gergin hissetsem de Barış'ın da yanımda olması gerginliğimi az da olsa dindiriyordu.

Odanın kapısının bir anda açılmasıyla bakışlarımı aynadan çekerek kapının önündeki Barış'a çevirdim, kapıyı çalmadan açan tek kişi o olduğu için bakmadan da onun geldiğini anlayabiliyordum. Uygunsuz olmam veya giyiniyor olmamı hiç umursamadan odaya dalıyordu, öyle bir durumda daha da memnun olacağını biliyordum. Baştan aşağı onu süzdüğümde dudaklarımın arasından derin bir nefes verdim, fazla yakışıklı olmuştu. Üzerine beyaz bir gömlek, altına siyah bir pantolon ve gömleğin üzerine siyah kumaş bir ceket giymişti. Kapıyı arkasından kapatarak yanıma yaklaştı, o da şimdi beni baştan aşağı süzüyordu.

Bir anda elini belime atarak beni kendine doğru çekti ve bedenlerimizin birbirine çarpmasına neden oldu. Dudaklarımın arasından bir gülüş dökülürken kahvelerimi onun mavilerine çıkarttım. Mavileri hemen koyulaşmıştı, sanki birazdan davete gidiyor olmasak bu odada hiç iyi şeyler olmayacakmış gibiydi.

Ya da iyi şeyler olacakmış gibi mi?

Onun bakışlarıyla kalp atışlarım hızlanırken alt dudağımı yaladım. Barış'ın koyulaşmış gözleri anında dudaklarıma inerken elini çeneme atıp hafifçe sıktı. Baş parmağıyla az önce yaladığım alt dudağımı silercesine okşadığında burnumdan derin bir nefes vererek, bakışlarımı bir saniye bile mavilerinden ayırmadım. Barış yutkunarak çenemi yukarı kaldırdı ve hafifçe aşağı doğru çekerek dudaklarımın aralanmasına neden oldu. Kendimi ona bırakmış gibi ne yaparsa uyum sağlıyor, sesimi çıkartmıyordum. Koyulaşmış gözleri kısılmış bir şekilde hafif aralık dudaklarımı izlerken dişlerinin arasından bir küfür mırıldandı.

"Sikeyim, nasıl böyle güzel olabilirsin ki?"bir şey söylemeden onu izlemeye devam ederken işaret parmağını aralık ağzımın içine doğru gönderdi. Parmağını dudaklarımla sararken dilimi parmağının üzerinde gezdirdim. Karnım kasılmaya başlamıştı, midemde kelebekler geziniyor dedikleri bu olmalıydı.

Barış'ın ikinci orta parmağıda dudaklarımın arasınadan içeri kayarken gözlerimi ondan ayırmadan parmaklarını yaladım. İki parmağını sürekli ağzımın içine itiyor ve geri çekiyordu. Barış büyülenmiş gibi beni izlerken, dudaklarının arasından bir nefes vererek parmaklarını ağzımdan çıkarttı ve o parmakların yerini hemen dudakları doldurdu.

Alt dudağını dudaklarımın arasına alarak emdim ve ardından dilimi ağzından içeriye doğru gönderdim. Barış pembe dili dudaklarının arasına alıp emdikten sonra geri bıraktı ve kendini bana doğru sürtttü. Dudaklarımı ondan ayırarak bakışlarımı siyah pantolonun üzerinden belirmiş olan sertliğine indirdim, dar pantolondan aşırı belli olmuştu. Barış bakışlarını benim gibi pantolonuna indirip ofladı.

"Harika, kaldık böyle!"kıkırdayarak dudağının kenarına minik bir öpücük kondurdum, benim de ondan pek bir farkım yoktu fakat bir an önce aşağı inmemiz gerekiyordu."İnelim hadi."diye mırıldandığımda bir kez daha büyükçe oflayıp başını olumlu anlamda salladı. Kapıyı açıp çıktığımda arkamdan hâlâ homurdana homurdana geliyordu. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırırken merdivenlerden hızlıca inerek aşağıda bizi bekleyen Cihangir'in yanına vardım. Onda pek bir değişiklik yoktu, her zaman takım elbise giydiğinden dolayı gözüme hiç farklı gelmemişti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 17, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Karanlık Cennet | bxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin