Artık çok yoruluyordum. Fiziksel anlamda. Manevi anlamda da çok bitkin düşüyordum. İstediğime ulaşmak için elimden geleni yapsam da, Rabbimin bana çizdiğinden başkası olmayacaktı. Rüyalarımın esiri olmuştum. Beni yönlendiren varlıklar, ömür boyu benimle olacaktı.
Yeni bir gün başlamıştı, okul bitimine az kalmıştı. Eve çıkmak istediğim arkadaşlarla buluşup yurttaki eşyalarımı yurttan alıp eve götürecektim. Tekvalizim vardı.
Eşyalarımı eve bırakıp kalacağım oday ıseçmekti işim. Giriş kapısının hemen sağında bir oda vardı. Geceleri dışarıdaki sokak lambasıyla aydınlanan, gündüzleri de güneşin merhaba dediği bir odaydı.
Bütün işlerimi bitirdikten sonra Konya'yla birbağlantım kalmamıştı. Tren garına gidip Ankara için bir bilet almıştım. İki gün sonra Konya'dan ayrılacaktım, Burak'ta benimle gelecekti.
Kendisi de Ankara'da yaşıyordu. Hocamın yanına gidip helallik almıştım. Az sürede bana öğrettiği ve daha sonra da öğreteceği şeyler için ALLAH razı olsun hocam.
Gün gelmişti. Burak'la Tren Garına gidip saatin gelmesini bekledik. O sırada beklerken Burak'la muhabbet ediyorduk. Burak'ın bana; ''Hasan ben de bu işi öğrenmek istiyorum.'' demesini açıkçası hiç beklemiyordum.
Burak normalde korkardı böyleşeylerden. Burak'a; ''Acele etme. Bekle biraz. ALLAH kerim. Eğer nasibinde varsa olur. Neden olmasın?'' diyebildim. Ben daha bu işi tam çözememişken, Burak'ı böyle şeylere alet edemezdim. Kafayı takmıştı. Bu işe girecekti. Girecekse bile, en azından benim kontrolümde olmasını istiyordum.
Trene bindikten sonra, biraz uyuduk.Ankara'ya varınca, Burak'la vedalaşıp ayrıldık. Ben, amcamın yanına gitmiştim. Amcamın yanına gelme sebebim de staj yapacaktım ve iki ay boyunca Ankara kahrımı çekecekti.
Eve varınca bir oh çekmiştim çünkü baya yorulmuştum. İnsan oturarak daha çok yoruluyormuş. Onu anladım ben.
Aradan üç gün geçmişti. Telefonum çalmıştı. Arayan Burak'tı. Bana, fal baktıracağını, bakıp bakmamak için düşüncemi merak etmiş. Düşüncem çoka çıktı. Saklamazdımda. ''Fal baktırma Burak. ALLAH' ın istemediği şeyi sen yapma. Zaten kadın sana bakamaz Burak.'' dedim. ''Nasıl yani? Neden bakamaz?'' diye sordu meraklı bir şekilde. ''Kardeşim kadın seninle ilgili hiçbir yorum yapamayacak. Ben seninle ayrılmadan önce perde çekmiştim. Benim adamlar senin yanına gidip geliyor. Kafir cinler düşüncelerini görmesin diye. Çünkü cinler düşünce yoluyla da musallat olur.'' Tabi o kadar kolay olmaz. Boşluk anınızı bekler ve bu boşluk anınızda musallat kapılarını açar.
Burak'a; kadın falına bakarsa, kadına iyi şeyler olmayacağını söyledim. Burak belki fazla ciddiye almadı beni. ''Tamam kanka baktırmak istiyorum ben.'' dedi. Peki dedim Burak. Sen bilirsin. Telefonu kapattık. Bende yanımdaki kişilere; ''Gaffur, Miraç ve Hamza üçünüz gidin yorumlamasına izin vermeyin.'' dedim. Gaffur ve Hamza merhametli olsa da, Miraç için bunu diyemem. Gaffur bir an yanıma geldi. ''Kadının yanındaki musallatlar izin vermiyor. Ne yapmamızı istersin?'' dedi. ''Hüküm neyse gereğini yap.'' dedim. Yaklaşık beş dakika sonra Burak aradı. ''Kanka kadını hastaneye kaldırıyorlar. Bayıldı fal bakamadan.'' Ben de ''Hafife alıyorsun konuyu Burak. Bana haber verirsin durumlardan.'' Dedim. Gaffurları yanıma çağırdım. Durumların ne oldu ğunu öğrenmek istedim. Gaffur anlatmaya başladı; ''Fal bakan kadının yanındaki musallatlar , yani falcı cinler, bize izin vermedi Burak'ın yorumlanmaması için önünde kalmamıza. O yüzden, Miraç bir tanesinin elini kesti. Kadının yanındaki falcı musallatlar görünce, kadına zarar vermeye başladılar. Kadının bağırsaklarını düğümlemişler.'' ''Neden yıllarca yanında yaşadığı kadına bu denli zarar verdiler?'' diye sordum. ''Bizim yüzümüzden aslında. Acısını kadından çıkardılar. Güçleri bize yetmediği için, kadına zarar vermek zorunda kaldılar. Kafir cinler böyle bir şey işte kibirleri ve kıskançlıkları yüzünden bir çok şeye zarar verebilirler. Hiç bir şeyi o an düşünmezler.'' Cinler alemindeki en büyük sıkıntı, her cinin kibri ve kıskançlığıdır. Bu kibirleri yüzünden, sürekli savaşlar olur. Kafir cinlere asla güven olmaz. Size; ''Ben iyiyim. Seni korumak için geldim.'' dese bile inanmayın. Bir zaman sonra, istediğini almak için size namaz bile kıldırır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜHÜR
Espiritualİnsan alıştığı şeyden vazgeçemiyor, hayatının bir parçası oluyor artık. Onun bana gelmediği her an, ben ona biraz daha yaklaşıyordum. İnsan korkularından besleniyormuş. Ben de artık onlardandım. Korkularım cesaretim olmuştu.... (Burada anlatıla...