Bölüm 9: Görünmezlik

151 20 36
                                    

Aklımın başıma gelmiş olması ve düzgünce düşünebilmem içimi rahatlatmış olsa da sonuçta hiçbir işe yaramadı. Kadın çoktan aramıştı polisleri ve ben geldiklerinde kadınla tartışıyordum. Ailemin kulağına gidecek olan bu manzara gerçekten hiç hoş değildi çünkü çoktan bizi izleyen komşuların onaylamayan bakışları bana çevrilmişti. Jaemin bir anda bir hayvan katiline dönüştü. Bunu gerçekten aklım almıyordu. Ne diyersek diyelim kimse bize inanmamıştı ama herkes kadının tek bir sözü ile Jaemin'i katil ilan etmişti.

Polisler onu çağırmak üzere evlerine ilerlerken onları durdurup eve gittim ve kapıyı çaldım. Jaemin kapıyı açtığında gözlerinde bulunan endişeyi bir daha asla aklımdan silemeyeceğimi biliyordum çünkü açıkça korkuyordu. Ona gülümseyip elimi omzuna yerleştirdim.

"Yanında duracağım bu yüzden rahatla ve onlara sadece onları anlat, tamam mı? Korkmana gerek yok. Bunu yapanın sen olmadığını biliyorum.."

Arkadaşım başını sallayıp içeriye doğru bir bakış attı ve bana döndü, derin bir nefes alıp eliyle kısa bir süre ağzını kapattı. "Onlarla durur musun? Ailem evde değil.."

"Tamam, elbette. Her şeyi olduğu gibi anlat ve o kadını sakın dinleme. Onunla tartışma da." Jaemin bir kez daha başını sallayıp evden çıktı ve ellerini önünde birleştirip yavaş adımlarla polislere doğru gitti, ben de içeri girip kardeşlerinin arasına oturdum ve onları kucaklayıp bir sorun olmadığını anlatmaya çalıştım.

Doğrusu, bir sorun vardı. Çok büyük bir sorun vardı. Jaemin'in bundan kötü etkileneceğine emindim. Onunla birlikte ben de kötü etkilenecektim ve bu olay elbette babamın kulağına gidecekti. Sonra onunla arkadaşlığımı kesmem gerektiğiyle ilgili saatlerce bağıracaktı. Korkuyordum, ondan uzak kalmaktan ve en çok da ona gelecek olan zarardan korkuyordum.

Sonunda evin kapısı açıldığında oturduğum yerden hızlıca kalktım. Onu görmek, kucaklamak ve içini dökmesine izin vermek için can atıyordum ama ona baktığımda sadece gülümsediğini gördüm. Kardeşleri o içeriye doğru yürürken birlikte oturduğumuz koltuktan kalkıp ona doğru koşmuş ve bacaklarına sarılmışlardı. Jaemin kız kardeşini kucağına alıp yanağını öptü, bana yaklaştı.

"Bir sorun çıkmadı." Erkek kardeşinin saçlarını okşadı. "Onlara dün akşam köpeği sevip eve döndüğümü söyledim. Beni gören biri varmış. Karşı komşumuz ben onu severken köpek çok havladığı için dışarı çıkmış. Yani ben eve döndükten sonra Lulu'nun hayatta olduğunu görmüş." Jaemin köpeğin adını söylediğinde kardeşleri kıkırdadı, ciddiyetimi bozarak ben de güldüm. Çok geçmeden Jaemin bize katıldı. Kız kardeşini yere bırakıp bana yaklaştı ve boynuma sarılarak kahkahalarla güldü. Onu kucakladım ve birlikte bir zorluk atlatmış olmanın verdiği huzurla sakinleşene kadar kahkahalarla güldük. 

O an için babamın ne düşüneceğini düşünmek, bundan korkmak istemedim çünkü ne dedikleri umrumda değildi. Beni ondan ayırmaya çalışsalar da bunu yapmazdım, yapamazdım çünkü o çoktan hayatımın önemli bir parçasını kaplamıştı. Onsuz bir bütün olamazdım artık. Bunun, gözlerine baktığım zaman  onun için de aynı olduğunu görüyordum. Ne kadar beni bırakmasından, başkalarıyla yakın olmasından zaman zaman korksam da beni bırakmayacağını anlayabiliyordum. Ona gülümseyip önüne gelen saçlarını geriye attım ve yanağını sıktım. 

Bütün bu olanlar onu yormuş olacak ki kardeşlerini odalarına götürüp geri döndüğünde yorgun görünüyordu. "Sanırım ormana gitmiyoruz, hm?" Başını sallayıp yanıma yaklaştı, önce dizlerini koltuğa koyarak kısa bir süre düşündü ve sonra bedenini koltuğa atarak kucağıma doğru uzandı. Onun pek yumuşak olmayan saçlarında gezdirdim elimi. Yüzüne halinden memnun bir gülümseme yerleştirip gözlerini kapattı. "Gitmek istiyordum ama hiç halim yok. Ayrıca çocuklar da uyuyor, abimi de çağıramadım, işleri olduğunu söyledi. Sabahtan beri kimse beni dinlemiyor." İç çekti, aralık gözleri kucağıma bakıyordu. Elini kaldırıp pantolonumdan çıkan bir ipliğe dokundu. "Bu çok sinir bozucu. Onlar için her şeyi yapıyorum ama yine de görünmezim. Ne zaman evden uzak olsa benden istese de istemese de Bayan Shin'in bahçesini suladım ve, ve.." Sesi titredi, nefesini verdi. "Köpeğini besledim. Genelde evinde ya da dışarıda olduğu için fark etmezdi ama sıcak günlerde o çok fazla su içiyordu ve evden çıkarken, eve gelirken hatta bazen sadece aklıma geldiği için evden çıkıp ona su verdim. Ama şimdi bir katil olduğumu düşünüyor. Ne yaparsam yapayım bir türlü beni görmüyorlar."

"Ama sen olmasan bir çok şey yolunda gitmezdi, değil mi? Eminim o köpek onu beslediğin için çok mutlu olmuş, seni çok sevmiştir. Kardeşlerin de onlarla ilgilendiğin zaman çok mutlu oluyorlar ve ailen-" Jaemin beni dinlerken pantolonumdan çıkan ipliği koparma ümidiyle hafifçe çekti ve iplik uzayarak pantolonumda minicik bir delik açtı. Bunu gören arkadaşım endişeli bir sesle yattığı yerden doğruldu ve yaramazlık yapmış küçük bir çocuk gibi (ki öyleydi de zaten) mahzun bakışlarla bana baktı. Kalkarken aynı zamanda eliyle pantolonumda sökülen yeri kapatmıştı. Onunla göz göze geldiğinde yeniden güldüm ve o da kıkırdadı. "Özür dilerim, seni dinlerken daldım ve öyle olabileceğini düşünemedim. Senin için dikeceğim. Söz veriyorum." 

Elimi uzatıp yanağını iki parmağım arasında sıkıştırdım ve hafifçe çektim. "Endişelenme, eskiydi zaten." 

Bana bakarken gözleri parlıyordu ya da ben öyle görmek istiyordum. Tek emin olduğum şey şuydu, hayal ya da gerçek, onun bana böyle bakması beni gerçekten mutlu ediyordu. Odasına çıkıp bana verdiği pantolonu giydim. Jaemin ve ben neredeyse aynı boydaydık bu yüzden mecbur kaldığımız durumlarda birbirimizin giysilerini giymemiz sorun olmuyordu. Ben üzerimdeki pantolonun fermuarını çekerken Jaemin kapıyı çaldı ve ona içeri girmesini söyledim. Elinde annesinin her zaman kullandığı dikiş seti vardı. "Oldu mu?" Başımı sallayarak onu onayladım ve yatağına oturup dikiş setini açmasını ve pantolonumundaki küçük deliği dikmesini izledim. Öyle sorun yaratacak bir şey değildi, dikkatli bakılmadıkça fark edilmezdi bile ama o yine de ısrarla ddüzeltmek istemişti. Böyle biriydi Jaemin. Sadece bir ip çekmiş olsa bile onun yüzünden var olan en küçük zararı bile en kısa zamanda düzeltmeye çalışırdı. Anlayışlı biriydi. Her konuda çok fazla düşünür ve onaylanmak isterdi ama bunu belli etmezdi. Dışarıdan ona baktığınızda özgür olmaya çalışan, başkalarını umursamayan birini görürdünüz. Yaşlılar onun gösterdiği özelliklere sahip olan gençlere asi derdi. Aslında Jaemin gerçekten özgür olmak, ona karşı olan ön yargıları görmezden gelmek ve herkese kendi doğrusunun kendisi için doğru olduğunu ve onları ilgilendirmediğini göstermek isterdi. Ama yine de yaptığı çoğu şeyden pişman olur, bir hareketi yapmadan önce ve yaptıktan sonra bunun hakkında dakikalarca düşünürdü. Bu noktada ben devreye girmeye ve ona yardımcı olmaya, içini rahatlatmaya çalışıyordum ama pek de başarılı olamıyordum. Eğer hayran olduğu kişi, Huang Renjun bizimle birlikte olsaydı onun söyleyebileceği tek bir cümle ile Jaemin kendine eziyet etmeyi bırakırdı.

"Bitti." Jaemin bakışlarını bana çevirmiş gülümsüyordu. "Yırttığım için özür dilerim. Umarım ailen fark etmez." Pantolonumu alıp bir süre inceledim ve sonra ona dönüp aynı şekilde gülümsedim.  "Dikiş dikme konusunda iyisin. Hatta birçok konuda iyisin, seni kıskanıyorum."

"Biliyorsun ailem yokken çocuklara bakıyorum, dikişi de annemi izleyerek öğrendim yoksa öyle çok bir merakım yok." Başımı salladım. Bunları biliyordum. Her zaman gülümsese de ne kadar zorluk çektiğini biliyordum. Bütün sorumluluklarına rağmen arkadaşım günlerini benimle geçirebilmek için birçok fedakarlık yapıyordu ve benim onun için yapabildiğim şeyler sınırlıydı. Bundan gurur duymuyorum ama elimden daha fazlası gelmiyor. Ben de bu yüzden ona yardım etmek yerine yanında duruyor, ona güç vermeye çalışıyorum.

Günün devamında, güneş yerinden kımıldayıp etrafı kızılın tonlarına boyayana kadar birlikte zaman geçirdik. Jaemin tüm gün biraz halsizdi ama bana belli etmemek için elinden geleni yaptı ve böylece kıymetini o an için bilmediğimiz bir gün daha usulca hareket eden güneşle birlikte battı. 

Secret Between Us [norenmin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin