second queen - mariana

3 1 0
                                    

MARIANA - GREED

Mariana. Ne de kolay kanardı masallara.

Yalanlar onun zihninde ayrı bir yer kaplamıştı, ayırmaya kalkışsa koca bir yırtık izi gözükürdü hep. Belki de bundandır, babasının küçükken uydurduğu masallara hemen inanıp hiç kendi hayatından tat alamamasının sebebi, bundandır ki kendisini yalanlara boğması. Hep inanmaya çalışıyor ve inandırıyordu, sonra yalanları teker teker hayatında yer ediniyordu; aynı zihninde kapladığı alan gibi, onun bütünü olması.

Ama bunlara ihtiyacı yoktu ki hiç Mariana'nın, çünkü genç bir kızın isteyebileceği her şeye sahipti, elinin hemen altındaydı, herkes onun içindi vardı sanki. Annesi, belki babası, arkadaşları ve onu gerçekten sevmese bile bir erkek arkadaşı...

"Mariana? Eğleniyorsun değil mi?"

Eğlenmiyordu. Hem de hiç. "Elbette! Şu domuz kostümü giyenlere baksana, eğlenmemek ne mümkün!" dedi gülerek.

Cherry sesli bir şekilde güldüğünde yeşil limonlu kokteylini sonuna kadar içti Mariana. Tadını sevmişti ve üçüncüsünü de istemekten çekinmedi, içinde çok alkol vardı ama tadını tam alamıyordu. Sonra bir ışık gibi parlayan erkek arkadaşını gördü. Onun tam zıttı olan bal gibi sarı saçları ve masmavi cam gibi parlayan mavi gözleriyle tam bir Yunan Tanrısıydı Mariana'ya göre, tabii, herkes de en az onun kadar aşıktı ona ama onu Mariana almıştı.

Her şeye sahip olduğu gibi.

Bir kostüm partisindeydi, üzerinde Polyanna elbisesi vardı ve Nick'in üzerinde de ise Fareli Köyün Kavalcısı masalındaki Kavalcı kostümü vardı ama masal ne kadar kötü olursa olsun onun üzerinde çok güzel durmuştu.

Cherry, Nick'in omzuna vurarak "Ne var ne yok?" diye sormuştu. Nick sırıtarak omzunu tuttu. "Fareleri kaçırdım! Sende ne var ne yok Cherry?"

Cherry yine sesli bir şekilde güldü. Alkolü fazla kaçırmış olmalıydı. "Sevgilim He-Man'imi arıyorum!" dediğinde elindeki kokteyli tepesine dikip tezgaha sertçe bıraktı. Nick kaşlarını çatıp bana baktığında ellerimi salladım. "Teela olmuş kendisi. Onu boş ver. Sana bir sürprizim var," diyerek bileğini yakalamıştı Nick'in. Nick de kız arkadaşını takip ederek gürültüden uzaklaştı. Yukarı kata çıktıklarında ses az da olsa azalmıştı.

"Dün doğum günündü ama büyük babamın cenazesi olduğu için hediyeni veremedim bunun için üzgünüm sevgilim," dedi Mariana odalardan birine girerek. Tekrar çıktığında elindeki dev sarı hediye kutusunu uzattı. Kırmızı kurdeleyle bağlanmıştı. "Buna gerek yoktu Ari," dedi Nick gülümseyerek. Mariana kollarını birbirine bağlayıp açmasını bekledi.

Kutunun içinden toz pembe bir takım elbise çıkmıştı. "Ama bu... Çok pahalıydı, neden aldın ki?" Mariana ile görmüştü bunu ve çok beğenmişti ama babasıyla arasındaki sıkıntı yüzünden çulsuz kalan Nick alamamıştı, o yüzden bunu alarak yılın sevgili ödülünü hak ettiğini düşündü. "Ee, nasıl?"

"Çok güzel... Çok teşekkür ederim Ari." Kutuyu yere bırakarak Mariana'yı kollarının arasına aldı ve onu doyasıya öptü. Onu artık seviyor ve ona güveniyordu.

Ama Marina hiçbir zaman doğruyu söylemiyordu.

Büyük babası uzun zaman önce ölmüştü. Zaten yeni ölmüş olsa bile cenazesine katılmazdı, o bunağı kim ne yapsındı ki?

Mariana gayet memnun bir şekilde Nick'in ıslak dudakları içinde kayboluyordu. Ellerini boynunda gezdirerek kendine daha çok bastırdı, nefes bile alamıyordu. Ama sonra Cherry'nin iğrenç gülüşlerini duydu. "Bakın burada ne var? Aşk kuşları birbirini yiyor!" Mariana Nick'ten ayrılarak Cherry'ye yalandan ters bir bakış fırlattı. Herkesin sevinç dolu bağırıșlarıyla bütün gözler tam da Mariana'nın istediği gibiydi.

queen of sinsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin