Iyi okumalar~
Uyandığımda jungkook yanımdaydı. Dediği gibi isini bitirdikten sonra gelmiş olmalı.
Ayağa kalkıp lavaboya gittim. Işını halledip çıktığımda jungkook hala uyuyordu.
Hayliyle yorulmuş olmalı. Kim bilir saat kaçta geldi.
Onu uyandırmamaya dikkat ederek dolabımın karşısına geçtim. Baharin sonu gelmişti ama havalar sanki soğuyordu.
Ya da buraların havası hep böyle. Altıma siyah kot pantolon üzerinede V yaka beyaz uzun kollu tişört giydim.
Dolabımdaki beyaz kıyafetler sınırlı. Daha cok koyu renkler var.
Aynadan kendime bakarken gozlerim saçlarıma takıldı. Bir değişiklik istiyordu canım.
Buna saçımı boyamakla başlayabilirim. Ne renk yapsam ki. Koyu değil açık renkler istiyorum.
Açık gri ve ya sarı olabilir. Bunu sonra düşünürüm. Jungkook hala uyurken yanına oturdum.
Yüzünü inceledim bir süre. Burnunu, gözlerini, kirpiklerini, dudaklarını....
Bana güzel diyordu ama onunda yüzü çok güzeldi. Heleki gülünce daha tatlı duran tavşan dişleri.
Şekilli dudaklarına yakışıyor. Beni öptüğü anlar canlandı aklımda. Peki ya ilk öpüşmemiz.
Sarhoş olmuştu o gece. Illada öpücem diye tuturmuştu. Bende dayanamayıp küçük bir öpücük verdim.
Nerden bilebilirdimki böyle olacağını. Şimdi ise her gün öpüşüyoruz.
Ama bu sefer ben de istiyorum. Ilk zamanki gibi değil simdi daha istekliyim jungkook'a karşı.
Bunu neden yaptığımı bilmiyorum ama ıçimdeki şey, his gittikçe büyüyor. Her gün daha fazla arzuluyorum onu.
Umarım işin sonunda ben üzülmem. Umarım ikimizde üzülmeyiz.
'Jimin.'
'Ah uyandın mi?'
'Evet. Iyi misin? Dalmış gitmişsin beni görmedin bile.'
'Önemli değil. Sen ne zaman geldin.'
'Sabah yakın. Odama gitmeden direk yanına geldim.'
'Neden üzerini bile değiştirmemişsin.'
'Bir an önce görmek istedim seni.'
Gülümseyerek gözlerimi kaçırdım. Dayanamıyorum böyle konuşmasına.
'Gel yanıma.'
Kollarını açtı yatmam için. Ikilietmeden uzandım. Arkadan kollarını belime sardı ve başını boynuma gömdü.
Derin bir nefes aldığında gözlerimi kapattım. Daha çok sokuldum kucağına.
'Bu kokuyu seviyorum.'
'Benim kokumu mu?'
'Hm hm. Sabah geldiğimde aynı bu şekilde sarıldım sana. Koklayarak uykuya daldım ve biliyor musun sanki ilk defa bu kadar güzel uyudum.'
Kalbim sözleriyle hızlı atmaya başladığında yavaşça yüzüne döndüm. Böyle şeyler söylerse kendime hakim olamam.
Gulumseyerk yüzüne baktım. Gözlerimiz kesiştiğinde dudağına küçük bir öpücük kondurup geri çekildim.
'Günaydın öpücüğü mü bu.'
'Hm hm.'
'Duyamadım.'
'Hm hm.'
Boynuma islak öpücüklerini bırakırken ister istemez gıdıklanmış gülmeye başlamıştım.
'J-jungkokk...'
'Duyamadım Jimin.'
'Evet...hahaha.... evet.'
'Öyleyse her sabah bunu isterim.'
'Her sabah benim yanımda mı olacaksin.'
'Sanırım bu kokuyla uyuyacağım. Huzur veriyor.'
Elleri göğsüme gitti. Bir süre kalbimin üzerinde durdu.
'Neden kalbin hızlı atiyor.'
'Gıdıkladın ya beni.'
Ne diyecektim. Heyecanlandım mi? Hayır tabiki bunu söyleyemem.
'Peki kalkalım mi?'
'İşin mi var.'
'Evet. Bugün neyin ne olduğunu kesin olarak öğrenicem.'
'Bizide alsana yanına. Tek yapmayın.'
'Hayır tehlikeli bu. Siz evde güvenli bir şekilde oturun.'
'Jungkook~'
'Jimin!'
'Iyi anladım. Bütün gün yatmaktan başka bir şey yapmıyorum.'
'Yemek ye.'
'Yiyorum tabi ama-'
'Eğer iyi beslemiyorsan bozusuruz.'
'Jungkook bu küçüklükten beri var. Fazla yiyemiyorum. Sadece çok çok aç olduğumda fazla yerim.'
'Anlasildi seni beslemek bana düştü.'
'Jungkook-'
'Kalkalım.'
Neden yememe bu kadar taktı bilmiyorum. Görende hic bir şey yemediğimi sanar.
Aslında bu yememe olayı kendime eskiden koyduğum bir yasaktı. Annem babam gelmeden yemek yemeyeceğimi söylerdim.
Çalışanlarda benden bıktığı için hic uğraşmadılar. Bende alıştım az yemeye.
'Odama çıkıyorum. Kahvaltıda ol tamam mi?'
'Tamam. Hatta ben iniyorum şimdiden aşağıya.'
Ben aşağıya jungkook ise yukarı çıktı.
.
.
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✾ 𝙀𝙇𝙔𝙀𝙇 ✾ 𝙅𝙄𝙆𝙊𝙊𝙆
AksiŞehrin iki tarafı vardır. Karanlık ve Aydınlık taraf. Karanlık taraf, grupların bulunduğu, pis işlerin yapıldığı ve serbest yaşamın olduğu taraftır. Burası şehrin terk edilmiş yeridir. Aydınlık taraf ise normal yaşamın sürdüğü genelde zengin kişile...