arkadaşlar selam yb yazmak için hikayeyi okuyordum ve bir şey farkettim ki çoğu kişi hikayede vsoo var sanmış başta xd
hikayede vsoo yok, tae ve jisoo çok yakın arkadaş ve jisoo eşcinsel dostlarım bunu belirtiyim anlaşılmıyor herhalde
bir de bu hikayedeki jennie aşşşırı cringe bir insan kendini gossip girlde sanıyo kafayı yemiş sürekli drama peşinde bunu da bi trigger warning olarak belirtmek isterim. çoğu hikayemde çoğu şeyi aşırı saçma bulup yazamıyorum ama bunu yazarken gözümü kapatıp cumburlop gittim yani bunu bilerek gidin (en çok bu hikayem okundu...)
duyurum bu kadar ii okulamar
yorum yaparsanız çok sevinirim tşk ederim
Annem hep sinirli bir yapım olduğunu söylerdi.
Ona çoğu zaman katılmazdım. Sadece bazı şeyler çabucak beni zıvanadan çıkartır, hemencecik esip gürlememi sağlardı. Ufacık, saçmasapan detaylar... Beni o kadar delirtiyordu ki kendimi ortalığı darmadağın etmemek için zorluyordum sanki.
Aradığım şeyi bulamamak da bunlardan biriydi. Eşyalarımı koyduğum yerde bulamıyor, tüm planlarım altüst olmuş gibi hissederken yeri tekmelememek için kendimi zor tutuyordum.
Oysa sabah kalktığımda günüm her zamankinden güzel başlamıştı. Saat ona geliyorken güneşli bir güne uyanmış, uzun bir duş alıp annemin bana yaptığı pankekleri afiyetle yemiştim.
Bu akşam bir partiye gidecektim ve akşam son ana kalmaması için kıyafetimi önceden hazırlamış olmama rağmen giymek istediğim büstiyeri bir türlü bulamıyordum.
Sonunda dayanamayıp dudaklarımın arasından bir çığlığın kaçmasına sebep olduğumda kıyafet yığınının içinde oturmuştum. Birkaç saniye sonra annem "Yine ne oldu Jennie?" diye söylene söylene odama girmişti.
Benim bu hallerime herkes o kadar çok alışıktı ki kimse sorgulamıyordu artık. "Simli büstiyerim hiçbir yerde yok." dediğimde üzerindeki mutfak örtüsüyle dikilen annem sadece gözlerini devirdi. "Biraz toplu olsan belki de yerini bilirdin." dedi sadece. Sürekli dağınık olmamdan şikayetçi olup duruyordu. "Dolabına baktın mı?".
Hayretler içerisinde bir yüz ifadesiyle anneme döndüm. "Ah," dedim ironik bir şekilde "Nasıl düşünemedim dolabıma bakmayı.".
"Sana yardımcı olmaya çalışıyorum." dedi annem sinirli bir şekilde "Ne yaparsan yap.".
O kapımdan çekip giderken abartılı bir tepki verdiğimi düşünmüyordum. Bana yardımcı olacağını söylüyor, zaten bin kere baktığım dolabıma bakmamı söyleyip sadece daha da sinirlenmemi sağlıyordu. Terslenmem gayet normaldi.
Biraz daha kendi kendime bağrınıp minik sinir krizleri geçirmeme engel olamadım. Ablam Jisoo her duygumu zirvede yaşadığımı, biraz daha sakin olmam gerektiğini söylerdi ama ben buna katılmıyordum. Ayağımla yerdeki kıyafetleri kenara doğru iteklerken gri renkli dolabıma doğru ilerledim. Bu rengi ve toz pembeyle olan uyumunu seviyordum bu yüzden odama bu iki renk hakimdi.
Dolabımın önünde derin nefesler verirken öylece bakındım. Belki de annem haklıydı çünkü dolaba baktığımda gerçekten kocaman bir karmaşa dışında bir şey göremiyordum.
Sağ tarafta kalan raflardan gözüme çarpan kot eteği aldığımda üstüme giyecek hiçbir şeyim yoktu işte. Kazaklarımın ya da bluzlerimin hepsi gözüme fazla sıkıcı görünüyordu. Dış görüntüme takmış bir manyak olduğumu varsayarsak istediğim gibi giyinemediğimden partiye gitmekten vazgeçebilirdim bile.
Sonra aklıma bir fikir geldi. Toz pembeye boyadığım eskitilmiş ahşap makyaj masama gittim ve altındaki çekmeceler açtım. Pembe üstü çıkartırken yüzümde bir mutluluk vardı. Biraz fazla açık olduğundan üşüyebilirdim ama bunu hiçbir zaman sorun etmemiştim.