on altı

2.5K 201 185
                                        


1 hafta önce
Taehyung'un bakış açısından

Hayatımda önemsediğim şeylerin sayısı çok azdır.

Bunu kimse benim umrumda değil, ben kimseye bağlanmam ve değer vermem tarzında bir ergenlikle söylemiyorum. Kastettiğim önem insanlara karşı hislerimle ilgili bir önem sayılmaz, daha çok kendimle ilgili diyebilirim. Ne yaptığım, ne yapacağım ve insanların benim hakkımda düşündüğü şey gerçekten umrumda değil. On sekizinde bir erkekseniz bunu yaşamanızın çok normal olduğu gerçeğini etrafınıza ne kadar çabuk kabul ettirirseniz o kadar erken huzura kavuşursunuz.

Hayattan basit istekleriniz olabilir ve gerçekten dramadan nefret ediyor olabilirsiniz. Önemsediğiniz tek şey oyunda almak istediğiniz silah ve sınıf arkadaşlarınızdan birinin göğüsleri falan da olabilir. Bunun garip bir şey olmadığını önce kendiniz kabullenmeniz gerekiyor.

Şahsen ben hayattan bir şey istemiyorum. Bir buçuk sene sonra gideceğim üniversiteyi düşünmüyorum, dinç durmak için sağlıklı beslenmek ya da kaslı bir vücuda sahip olmak için özel bir efor sarfedip spor yapmak istemiyorum. Eğer biz kız bana geliyorsa onunla konuşmak, hiçbir kız için özel çaba göstermek istemiyorum. Annemin benden beklentilerini karşılamak veya iyi bir abi olmak için dünyanın en şımarık insanı olan Yujin'le vakit geçirmek istemiyorum.

Gerçekten siktiğim hayatında istediğim tek şey daha iyi bir oyun konsolu olabilir.

Ha bir de kendime bile itiraf etmekten utandığım bir şey daha var, Kim Jennie ile yalnız kaldığım bir gece.

Jisoo'nun aptal kardeşi hakkında bunları düşünmeye başladığım için hem kendimden utanıyor, hem de aşağılık bir insan gibi hissediyordum. Gerçekten. En yakın arkadaşımın kardeşi olmasının yanısıra o kızın tahammül edilemez bir gerizekalı olduğunu düşünüyordum.

İstediği olmadığında ağlıyor, her şey için bağrınıp çağırıyordu. Bazen başka şeylere sinirleniyor, biz Jisoolarda oyun oynarken minik olmayan sinir krizleri geçirip konsolu parçalamakla bizi tehdit ediyordu. Kendini beğenmediği için ağlama krizlerine girip aynaya bir şeyler falan fırlatan küçük ruh hastası Kim Jennie uzak durmak istediğim insanlar listesinde birinci sıradan nasıl bu kadar altlara düşmüştü biliyordum.

Ona gerçekten hiç alıcı gözüyle bakmamıştım. O kadar bana göre bir insan değildi ki dış görünüşü asla umrumda olmamıştı. Onunla muhattap olmamaya çalışır, sadece kafamla falan selam verip o yokmuş gibi davranırdım o da bana öyle yaptığı için aramızda bir sıkıntı çıkmazdı.

Fakat bir gün, bana seksi mi yoksa bir sürtük gibi mi göründüğünü sorduğu gün ister istemez kafamı ona çevirmiş ve gerçekten görerek Jennie'ye bakmıştım.

İtiraf etmeliydim ki o gerçekten güzeldi. Kısa ve minyon tipliydi ama sıkı bir vücudu vardı. Kedi gibi çekik gözleri onu gerçekten çok çekici gösteriyordu ve -bunu itiraf etmekten utanıyorum ama- ruh hastasının teki olması ona daha çekici bir hava katıyordu.

İşte o günden sonra Kim Jennie kafamın içinde yavaşça kendine bir yer buldu. Onu sadece güzel bulup hayatıma devam edeceğimi düşündüm fakat öyle olmadı. İşin bu kadar büyük olduğunu ise bir gece onunla ilgili etik olmayan bir rüya gördüğümde farkettim.

Jisoo'nun kardeşiyle pek de hoş şeyler yapmadığım rüyam içimdeki Jennie hissini ve doğru orantı da vicdan azabını da büyütürken onu kafamdan atmak için bir kez öpüşme fikrini denemiş fakat çok da başarılı olamamıştım.

rare || taennie.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin