selaam yorum yaparsanız sevinirim iyi okumalar
Okul gezilerini sevmiyordum.
Okul gezilerini sevmiyordum çünkü aptal otobüs engebeli yollardan gittiğinde midemin içi çalkalanıyor, kusmamak için büyük bir çaba veriyordum.
İşte soğuk bir akşam üstü, aptal bir dağa çıkmak için çaba gösterirken gözümden çıkacak yaş, kulağımdan düşen kar beyazı kulaklıklar ve ön koltuğa yasladığım kafamla birlikte büyük bir savaş veriyordum.
Yanımda oturan Lisa hafifçe omzumu dürterken etrafa bakınıyor, bana bir çözüm bulmaya çalışıyor gibi duruyordu.
"Gerçekten." dedi üçüncü sınıfların olduğu otobüste "Kimsede bulantı ilacı yok mu?".
Sapsarı olmuş suratım öğürme isteğimi arttırırken gerçekten kusmaya ihtiyacım vardı. Chaeyoung ön koltuktan bana dönmüş elindeki kitapla beni yelliyordu.
"Bayan Park, bir yerde durabilir miyiz acaba?".
Lisa'nın Bayan Park'a yaptığı çağrı ile yavaşlayan araba koşan adımlarımla tuvalete gitmem ve kusamam tam olarak beş dakika sürmüştü. Midem deli gibi bulanıyordu ama kusamıyordum.
Tuvalete koşmadan önce herkese bağrındığımdan dolayı içeriye kimsenin girmemesi beni rahatlatıyordu. Peşimden geleni mahvedeceğim konusunda aptal birkaç zırvada bulunmuştum ve gerçekten yapabileceğim tek şey onlara biraz sataşmak olsa da kimse beni takip etmemişti. Bu yüzden öğürüp dururken kimse beni duyacak diye panik olmadan rahatça kusmaya çalışabiliyordum.
Midemdeki hiçbir şey çıkmadığında, belki de midemde bir şey olmadığındandı, tam parmaklarımı boğazıma doğru götürüyordum ki tuvaletin kapısının açılmasıyla durdum.
Birkaç adım sesi duyduğumda bana doğru yaklaşan kişi öylesine bir müşteri miydi yoksa beni görmeye mi gelmişti bilmiyordum. Bu yüzden kimseye terslenmedim ve beklediğimin aksine tanıdık bir erkek sesi "Jennie?" dediğinde çatılan kaşlarımla arkamı döndüm.
"Senin burada ne işin var?".
Olduğum kabinin kapısı hafifçe açılırken beni burada yere oturmuş şekilde görmesini son istediğim kişi ile karşılaşmış olmak pek de iyi hissettirmiyordu. Muhtemelen karışmış saçlarım ve bitik sarı suratımla en çirkin göründüğüm anlardan birindeyken Kim Taehyung polar kırmızı bir sweatshirtle bana bakıyordu.
Beni bir süre inceledikten sonra neden bu halde olduğumu gayet iyi biliyormuş gibi bir tavırla suratımı izledi ve "Yemek yedin mi sen?" diye sordu bana düz bir sesle.
Benim burada olduğumu nereden biliyordu, neden onların arabaları da durmuştu ya da ablamların haberi olmadan o nasıl buradaydı bilmiyordum. Eğer onlar da bizim mola verdiğimizi görüp durdularsa Lisa ve Chaeyoung neden ablama da midemin kötü olduğunu söylememişti?
Kusmaya çalışırken gözümden çıkmasına engel olamadığım yaş damlalarını silerken bıkkın bir nefes verdim. Kahverengi saçlarımı gözümün önünden attım ve "Ablam nerede?" diye sordum kalkmaya çalışırken.
O kadar halsizdim ki ayakta bile zor duruyordum. Açtım, midem gerçekten çok kötü olmuştu ve bir saatlik bir uykuyla buraya gelmiştim. Kafamda sürekli saçmasapan düşünceler dolandığından rahat uyuyamıyordum.
"Ablan uyuyordu," dedi Taehyung bana bakarken. "Yemek yedin mi yemedin mi?".
Hala tuvalet kabininde duruyor olmamız bana fazlasıyla garip gelse de bir şey söylemedim ve hatasını bilen küçük bir çocuk gibi kafamı iki yana salladım. Bunun üzerine Taehyung sanki aptal olduğumu düşünüyormuş gibi gözlerini devirdikten sonra kenara çekildi ve "Gel hadi." dedi. "Sana yiyecek bir şeyler bulalım. Sonra da ilaç iç.".