1.9

1.9K 158 48
                                    

Jungkook'u görmeyeli ne kadar süre geçmişti artık saymıyordum bile, onu aklımdan ve kalbimden tamamen uzak bir yere koymak benim için yeterince zorken onu aklıma getirip düzenimi bozmak istemiyordum. kendime güzelce bir düzen koymuş, yanımdaki insanlaeı seçmiştim. üstelik Hoseok'u affetmiştim, üzerinden birkaç gün geçse bana hâlâ kendini affettirmeye çalışıyordu. eşyalarımı odaya taşıyor, her gün yemek getiriyor ve uyurken benim istediğim şarkıları söylüyordu yanımda. bir yandan da Yoongi sayesinde affetmiştim onu, o da bunu çok istemişti.

bir şeyler karaladığım defterin sayfasına bakarken kalemi bırakmış ve defteri alıp sırtımı arkaya, yatak başlığına yaslamıştım. defterin ilk sayfasına gelip bakmaya başlarken annemin bir resmini görmüştüm. onu görmeyeli uzun zaman oluyordu.. gerçi beni görmekten pek hoşnut değildi. bir sayfa kaydırıp kardeşimi gördüğümde yüzümden düşen gülümse yerine yerleşmişti, onu da özlemiştim. sayfalar parmaklarımdan kayarken Jimin'le ilk arkadaş olduğumuzda onun isteği üzerine çizdiğim resmini görmüş, bir sonraki sayfada da Jungkook ve Jimin'in birlikte olduğu resmi görmüştüm. gerçekten çok güzel kandırmışlardı beni, ikisinin olduğu resimleri -Jungkook'un bir sürü resmi vardı.- tek hamlemle koparırken masaya bırakmış ve başımı arkaya yaslamıştım, "aptalsın Taehyung."

son sayfaya yeniden vardığımda çizdiğim çekik gözler ve ince dudaklar bana Yoongi'yi anımsatmıştı. kalemi alıp yüz hatlarını kaba bir şekilde çizmiş ve son buluşmamızda dokunduğum saç tellerini alnına doğru sermiştim kalemimle. yumuşacıklardı ve bunu ona da söylemiştim. gerçi saçlarıma ilk dokunan oydu. her neyse.

ayaklanıp masanın üzerine bıraktığım sayfaları çantama koyup birkaç kalemimi ve defterimi de koymuştum. hava almak bana iyi gelecekti, dışarıda çizim yapmayı odada yapmaya tercih ederdim. kulaklığımı takıp kısık sesli bir müzik açarken buraya yakın olan geniş parka doğru ilerlemeye başlamıştım. umarım kimseyle karşılaşmazdım.

birkaç dakikanın ardından parka vardığımda her zaman oturduğum geniş ağacın gölgesinden oturan bir başkasını görmüştüm. başındaki şapka yüzünü kapatmış sayılırdı ama dudaklarındaki sigarayı görebiliyordum. eli uzanıp başındaki şapkayı çıkardığında kim olduğunu anlamış lakin çekmemiştim gözlerimi üzerinden. başı etrafa bakmak adına döndüğünde beklemediğim bir anda göz göze gelmiştik ve ben başımı hızlıca çevirmiştim. bana baktığımı bile görsün istemiyordum, aklıma çantamdaki resimler geldiğinde kaşlarımı kaldırmış, hâlâ bana bakmaya devam eden bedene ilerlemiştim. yanına varıp yukarıdan ona bakmaya başlarken başını kaldırmış ve gözlerini bana çevirmişti. ayaklanmak için ufak bir harekette bulununca ayağımı elinin üzerine bastırmış ve kaşlarımı çatmıştım. bu Yoongi'ye yaptığının intikamıydı.

canının acısıyla dudağını ısırırken elimdeki kağıtları ona fırlatmıştım. "beni nasıl kandırmış olduğunu bir daha gör istedim, hem içlerinde sevgilinle olan bir fotoğrafın da var belki kullanırsınız." dudaklarıma ufak bir gülüş yerleştirirken ayağımı çekmiş ve ondan uzaklaşmıştım. elini diğer eliyle tutarken konuşmaya devam etmiştim, "ayrıca arkadaşlarımdan uzak dur." dememin ardından kağıtlara sonrasında bana bakmıştı. "arkadaşların konusunda sana söz veremeyeceğim." deyip kağıtları almış ve ayaklanmıştı, çatık kaşlarımı alayla kaldırırken onu hırpalamak adına üzerindeki ceketin omuzlarını tutmuştum, bedenini arkadaki ağaca ittirdiğimde çevredeki birkaç kişinin bize baktığını hissediyordum. yaptığıma karşılık vermeyen bedene bakıp derince bir nefes aldığımda yumruğumu kaldırmış ve karşımdaki bedene yöneltmiştim lakin buna karşılık o bileğimi tutmuş, buna izin vermemişti. bize doğru koşuşturan bedene bakmış ve Jungkook'un yanına vardığı an elleri göğsüme yerleşmiş ve beni ittirmişti. dengemi sağlayamadan düşerken kaşlarımı çatmış, sinirle ona bakmıştım.

fleur offensée | taeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin