0.1

3.5K 255 83
                                    

yeni bölümle buradayım, aslında biraz bekleyip atacaktım ama henüz fazlaca okunmuyorken, üzerimde fazla baskı hissetmeden yazmak istedim. diğer yazdıklarımı da taslaklara kaydedeceğim.

lütfen oy ve yorum atmaya çalışın, bir sınır koymuyorum ama bunu yapmanız beni fazlaca motive edecek, emin olabilirsiniz.

ayrıca önceki bölüme fice ne zaman başladığınızı yorum olarak atın sonrasında da başa dönüp fikirlerinizi yeniden belirtirsiniz. ne zaman biteceğini bilmesem bile..

sizleri seviyorum, iyi okumalar.

---------

Jeongguk'la evin kapısından girdiğimizde ilk işim onun bavulunu almak olmuştu. buraya en azından şimdilik yerleşmeyeceğini biliyordum ki benim de ailemle aram biraz açıktı buraya taşındığımdan beri, aile içi ilişkilerimiz hep karıştı bu yüzden eve kendim bile tam anlamıyla yerleşmemiştim, her an bir terslik olacak ve buradan çıkmam gerekecek gibi hissediyordum. bavulu salona bıraktığımda üzerindeki ceketi çıkaran bedene dönmüştü gözlerim, fotoğrafta gözüktüğünden daha iyi görünüyordu. beyaz teninin üzerine dizilmiş benlere bakmıştım, gözünün altında anısını anlattığından beri dokunmak istediğim yaranın izi bulunuyordu ve bu tenine olan hasretimi arttırmıştı. ceketini astığında yanına adımlamış ve kollarımı sıkıca sarmıştım göğsüne. bunu bekler gibi ellerinden biri saçlarımın üzerine gelmişti diğeri ise belime sarılmıştı. başım boynuna doğru eğildiğinde sırtına yerleşen ellerim orayı ufak ufak okşamıştı, rahatsız etmek istemediğim her hareketimden belliydi. "ilk kez bir hayalim gerçek oluyor, üstelik sandığımdan daha güzel bir şekilde." araladığım dudaklarım kapanırken onları beyaz tene yaklaştırmış öpmüştüm. bedenim biraz gergindi güçlü kolların arasında, ama biz telefonda konuşurken yanımda olduğu her vakit gerginliğimi alacağını bana söyleyip duruyordu.

tabii bunu deyişi biraz.. farklıydı.

üzerime bir adım attığında bedenim bir adım gerilemişti, onun sa dudakları tıpkı benimkiler gibi boynuma değdiğinde geri çekilmiş, gülümsemesini koruyarak konuşmuştu, "yarın kampüse taşınacağım, biliyorsun. o yüzden bavulumu şimdi açmıyorum..." parmakları yanağımı okşamaya başladığında birkaç saniye beklemiş, konuşmaya devam etmişti. "ama daha sonra senin istediğin gibi burada seninle yaşayabilirim." aptalca gülümsemesi beni de güldürmüştü, ilk günden yerleşmesini zaten beklemiyordum çünkü ailesi çoktan kaydını kampüse yaptırmıştı bile. okullarımız farklı olsa bile her gün onu görmeye gidecektim, belki.. okul bile değiştirirdim.

hava kararıncaya kadar vaktimizi evde geçirmiştik, ona yemek yapmıştım. gerçi pek yemeyi sevmezdi ama benim için tatlı ve ufak ayrıcalıklar yapabiliyordu. üstelik yemek yedikten sonra oldukça sessizleşip mayıştığını fark etmiştim. ben koltukta uzanmış ve ayaklarımı onun dizlerine uzatmıştım. gözlerim televizyondayken, onunkiler ise teleofnundaydı. dikkatim çıkan reklamla birlikte dağılırken yan duran bedenimi sırtüstü pozisyona gelmiştim. telefonun ekranında gezinen gözleri ve ifadesiz suratını bir süre izledikten sonra ayağımı kaldırmış elindeki telefona vurmuştum. düşmemişti ama dikkatini çekmemi sağlamıştı. "uslu dur." beni uyarır gibi söylediğinde kaşlarımı çatmış ve mızmızlanarak tekrardan ayağımla vurmuştum telefona. bu sefer bedeni harekete geçmiş ve ayak bileğimi yakalamıştı. yüzündeki ifade biraz sertleşirken eğik duran sırtını kaldırmış, bedenini bana çevirmişti. koltukta dizleri üzerine çıkmasıyla ondan kaçmaya çalışsam da günün sonunda olmasını olası bulduğum yakınlaşmayı gerçekleştirmiş ve bedenimi kendine çekmişti hızlıca. ellerimden biri üzerine eğilen bedenin kolunu tuttuğunda gülmüştüm. "telefondayken uslu durmamı istemiyordun." tuttuğum kolundaki parmaklarımı karnıma yaslanan elinin bileğine indirmişken dudakları yanağıma sürtünmüş, sessizliği bozan seslerimize bir yeni ses daha eklemişti, kırmızı dudaklarından çıkan öpücük sesleri. sanki kırmızılığını yanağıma verir gibi kızaran yanaklarımı bariz belliydi ama bu şekilde olmam onu sadece gülümsetiyordu. öpücükleri ilerleyip boynuma vardığında karnımdaki elini de büktüğümü şimdi fark ettiğim belimle koltuğun arasına ittirmişti.

fleur offensée | taeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin