İyi okumalar!
Sadece arkadaşız.
Böylelikle plan aktifleşmişti. Resmi olarak planımızın ilk saniyelerindeydik. İnanılır gibi değildi! Çığlık atmak istiyordum. Park yerinden çıkarken kalbim duracak gibiydi. Kızlar ise müzik açmış benim tersime mutlulukla şarkıya eşlik ediyorlardı!
Okulun yoluna girdiğimde yavaşladım. Mary arkadan uzanıp Türk ruhu ile müziğin sesini yükseltti. Ona dikiz aynasından ters bakışlar attım. O sırada yanımıza motorlu biri döndüğünde irkildim. Görmemiştim. Bana döndüğünde kaskından gözüken gözleri tanımıştım. Ferd. Bana göz kırpıp hızlandı. Benden önce bir park alanına girmişti. Okulun tam önündeki park alanıydı.
''Şu arkadaki yer mükemmel.'' Diyen Suzy'i duymamazlıktan geldim. Okulun arka tarafında her zaman park ettiğim yeri gösteriyordu. Planım o değildi. Her şeyi planına göre oynamak lazımdı. Arabayı okulun önündeki en gözde yere park edecektim. Ne tesadüf tam Ferd'ün yanıydı. Ben planıma ilerlerken bana korna çalan biriyle dikkatim dağıldı. Arabaya baktığımda Tracy kırmızı arabasında benim Volvom ile dipdibeydi. Sinsice sırıtıp durmadım ve beni engellemek için oluşturduğu kısacık aradan geçip park ettim.
''Sen tam bir efsanesin!'' diyen Mary'e bakmıyordum. Dikiz aynamdan Tracy'e bakıyordum. Arabayı arkamda durdurup sinirle inmişti. Arabadan tam tahmin ettiğim gibi Veronica, Steven ve Chen de inmişti. Steven onu kolundan tutup sakinleşmesi için bir şeyler söylüyordu. Duyamamak kötüydü. Tracy onun elinden kurtulup bana döndüğünde durdu. Niye durmuştu? O sırada kapım açıldı. Ferd tüm ihtişamı ile kapımı açmıştı. Mükemmel giyinmişti ve kolunun altında tuttuğu kaskı tek omzundaki çantası... Gülümsedim. Çantamı alıp arabadan indim. Kapımı kapatıp kızlara göz kırptı. Mary'nin kıkırdaması bana kadar gelmişti. Ah bu kız fenaydı.
''Günaydın.'' Dedim. Biraz yüksek sesle söylemiş olabilirdim.
''Günaydın Mai.'' Dediğinde Ferd gamzemi göstererek sırıttım. Mai'nin anlamını bildiği için bastıra bastıra söylemişti. Bir adım geri çekilerek okulu gösterdi. Ben ilerlemeye başlayınca beklemeden yanıma geldi. ''Yanlış anlama ama mükemmel olmuşsun.'' Diye mırıldandı.
''Senin motorun mu vardı?'' ben de mırıldanmıştım. ''Herkes bize bakıyor.'' Dedim aniden. Hiç duruşumu bozmadan 3 hafta sonra mükemmel şekilde okula dönmüştüm. İçeri girince sarı camlı gözlüğümü çıkarıp başıma taktım.
''İki sebebi var ben ilk defa biriyle görülüyorum, sen 3 hafta sonra ilk kez okuldasın.'' Dediğinde ona kaçamak bir bakış attım.
''Çok fazla bakış!'' biz bunları mırıldanarak konuşuyorduk. O kadar saçmaydı ki.''Seninle şuan eğleniyor olabilirdik ama kızların saçma planını kabul ettiğim için böyle mırıldanıyoruz!'' dediğimde Ferd aniden hızlanıp önüme geçti ve bana dönerek ters ters yürümeye başladı.
''Yine eğlenebiliriz!'' Asla kabul etmeyeceğim bir şey yaptı. Sanki damacana sırtlar gibi beni tek omzuna atmıştı. Koşarak koridorları geçiyordu. ''Acil durum!'' diye bağırıyordu.
''İndir beni!'' onun aksine ben eğlenmiyordum. Çırpınmaktan da korkuyordum ya düşürürse? Kafamı hafifçe kaldırdığımda peşimizden koşan bir çift ayak gördüm. Başımı daha da kaldırdım. Chen peşimizden koşuyordu. Onunla göz göze geldiğimizde elimde olmadan sinsice sırıttım. Eğleniyormuş moduna geçmiştim. Olan olmuştu. Bundan sonrasını kitabına uygun devam etmeliydim.
Olmuşla ölmüşe çare yok!
Babaannemin sesi ilk defa gülmeme neden olmuştu. Durum buydu. Ferd nefes nefese üst katın merdivenlerine geldiğinde ara katta durup beni indirmişti. O alnından akan terle nefes nefese duvara yaslandı ben ise gülüyordum. Benim için hayat güzeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Not:Cezalısın!
Teen FictionAmerika Birleşik Devletlerinde, Virginia eyaletinin kasabasında bir liseye konuk oluyorsunuz bu hikayede... Birbirinden bağımsız dört genç okulda ceza alır, okul gazetesine işledikleri suçları konu alan makale yazmaları istenir. Okul gazetesini çıka...