Terbiyesizleşme! (22. Bölüm)

530 82 11
                                    

İyi Okumalar!

''Kahve içelim mi?'' soruma red cevabı bekliyordum. Tam tersi Chen bu teklifi bekliyormuş gibi gülümsedi.

''Olur.'' Dediğinde ben de gülümsedim. Çantamı alıp kalktım.

''Ferd kadar zengin sayılmam ama sana kasabanın en iyi kahvesini ısmarlayabilirim.'' Derken Chen'in kalkmasını izledim. Yan yana restoranttan çıktığımızda kapımı açmıştı. ''Teşekkür ederim.'' Diye mırıldandım. Vale arabamızı getirirken yan yana dikeliyorduk. Yan gözle ona baktığım için ne yaptığını görebiliyordum. Karşıya bakıyordu. Neden oraya bakıyordu? Kafamı onun baktığı yere çevirdiğimde aynalı cam ile karşılaştım. Oradan bana bakıyordu. Bakışlarımı başka yöne çevirdim fena yakalanmıştım. Vale arabayı getirdiğinde koşar adımlarla sürücü koltuğuna oturdum. Vale için çantamı karıştırırken vale engel oldu.

''Biraz önceki motorlu beyefendi sizin adınıza bahşimimi verdi. Size dikkatli kullanmanızı söylememi tembihledi.'' Valeye başımla selam verip camı kapattım. Güç düğmesine basarken sırıtıyordum. Ferd tam anlamıyla beyefendiydi.

''Ferd seni gerçekten seviyor olmalı.'' Chen'in sesiyle yanımdaki koltuğa baktım. Suratı asık şekilde bana bakıyordu. Derin bir nefes aldım.

''Biz sevgili değiliz. Sadece arkadaşız.'' Bunu söylediğimde bana bile saçma gelmişti. Dışarıdan aslında Suzy ile yaptığımız fedakarlıkları yapıyorduk ama cinsiyet farkı olunca anlaşılma değişiyormuş. Bu saçmaydı!

''Gerçekten mi?'' Chen'e cevap vermek yerine yola çıktım.Küçük bir kasaba için fazla hareketliydi. Ben de buna ayak uydurmaya başlamıştım. Güne Ferd ile başlamıştım Chen ile devam ediyordum. Bu hayatta büyük konuşmamak gerekiyormuş.

Allah'ım beni böyle mi sınıyorsun?

Ben kendimle hesaplaşırken telefonum çaldı. Arabanın ekranına baktığımda ablam arıyordu.

''Cevapla.'' Dediğimde ablamın sesi arabada yankılandı.

''Naomi? Ferd seninle mi?'' dediğinde biran duraksadım ama hızla kendimi topladım. Yola geri odaklandım.

''Ferd mü? Biraz önce yemek yedik. Şimdi bir arkadaşımı evine bırakıyor.'' Bir süre sessizlik oldu. Konuşan ben oldum. ''Neden Ferd'ü arıyorsun?''

''Ah, ben mi? Sadece... Bir arkadaşımsavunma dersleri almak istiyor. Önereceği birileri var mı diye soracaktım... Neyse arkadaşlarım beni bekliyor.''

''Abla! Abla!'' telefonu kapatmıştı. ''Ferd'ün telefon numarasını nereden buldun... Diyecektim.'' Diye mırıldandım. Kesin Mary vermişti. Bu kız beni öldürüyordu. Rehberindeki herkesin numarasını dağıtıyordu.

''Ferd sizin aile için fazla popüler.''

''Artık Ferd veya Veronica konuşmasak olur mu?'' sorumla sırıttığını görmüştüm.

''Ne konuşalım?''

''Immm... Canın acıyor mu?'' sorumla bir süre cevap vermedi.

''Düşündüm ama hissettmedim.''

''Bu şakaysa Volvo'yu terk et!'' ona dönmeden dil çıkardım. Bakışlarımı yoldan ayırmıyordum.

''Araba kullanmana bayılıyorum. O koltukda oturman sana çok yakışıyor.'' Bunu söylediğinde yüzüm yeniden yanmaya başlamıştı.

''Teşekkür ederim ama babam öyle düşünmüyor. Volvosu onun ve birine ödünç vermek acı çekmesine neden oluyor. Ben bu arabadan başka araba istemiyorum.'' Dedim.

Not:Cezalısın!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin