İyi Okumalar.
''Ferd diğer odaya girecektin.'' Diyen annem burun kemerini sıktı. Ferd şaşkınca ona baktı sonra tekrar bana döndü. Ne diyeceğini bilemez halde ağzını açtı ama geri kapattı. Ben de onun yerinde olsaydım aynı tepkiyi verirdim. Yüzü dağılmış birine ne diyebilirdiniz?
*
Koltukta uzanmış annemin dersini bitirmesini bekliyordum. Dakikalar geçmiyor gibiydi. Yeğenim gelip başörtümü çektiğinde dönüp ona dil çıkardım. Yeni yürümeyi öğrenmiş bir çocuktan daha yaramaz bir şey olamazdı.
''Bu çocuklar ne kadar hızlı büyüyor?'' dedim. En son annesinden süt emiyordu. Şimdi tezgahın üstünde gördüğü boyu yettiği her şeyi yiyordu.
''Sorma şimdiden konuşmaya başladı. Oğlum halana göt de!'' abim bunu dediğinde gözlerim büyümüştü. Çocuğa küfür mü öğretmişti.
''O daha 1.5 yaşında değil. Küfür mü öğrettin?'' Oturduğum yerde zorla doğruldum ve yeğenimi kucağıma alamıyordum. O yüzden ona koltuğu gösterdim. ''gel yanıma otur.'' Dedim. O kadar uslu bir çocuktu ki asla huysuzluk yapmıyordu.
''Saçmalama o erkek çocuğu sence konuşuyor mudur? Kız çocuğu ile karıştırdın. Anne demeyi bile yemek istediği için öğrendi.'' Elindeki konsolun oyun kumandasını bırakıp oğluna baktı. ''Erkek çocukları çok tembelmiş. 4 tane kız kardeşim olunca kendimi sizin gibi sanıyordum. Meğer değilmişim annemle babama ne kadar çektirmişimdir.'' Derken sırıtıyordu. Bu adam uslanmazdı. Kesin yaptıkları aklına gelmişti ve bunlara gülüyordu. Yanımda oturan yeğenimin saçını okşuyordum.
''Bu bebek senin yanında melek kalır.'' Dedim.
''Sallama sen nereden bileceksin! Aramızda beş yaş var.''
''Büyümüş halinde ayrı çileydi.'' Dediğimde abim arkasındaki yastığı alıp bana fırlatmıştı. Tepki olarak elimi kaldırdım ama yastık bana gelmemişti. Elimi indirip baktığımda abim fırlattığı yastığı havada yakalamıştı.
''Böyle sportmen düşünceli abin olduğu için şükretmelisin!'' derken yastığı yanımdaki yeğenime fırlattı.
''Sen... Sen napıyorsun!'' sinirle ona bağırırken yanımdaki bebeğe baktım ama o gülüyordu. ''Yemin ederim senin oğlun bu! DNA testi felan gerekirse sakın para verme.'' Diye homurdandım. Başka bir bebek olsaydı ağlardı bu veled kıkır kıkır gülüyordu. ''Salih çocuğum gülme.'' Derken gözlerimi devirdim. ''Bu çocuk isminden dolayı olmadı senin geninin etkisi var ama oldun. Salih Abraham diye isim mi olur!? Benim ismimin Mai olması kadar saçma.''
''Kızım bizim hanım babasının ismini koymazsa Türkçe isim koymam dedi. Napayım köye gittiğimizde Abraham diye bilecek tek bir Allah'ın kulu yok.'' Öne doğru eğilmiş fısıldıyordu. Tam hanım köylüydü.
''Fısıldama eşin Türkçe bilmiyor.İbrahim deseydin köye gidince, bak Mary'e Meryem diyorlar.'' Dediğimde abim bir durdu düşünceli bir hal aldı. Yok yani yok kafası bunun çalışmıyordu. Bu fikrin aklına yeni geldiğine yemin edebilirdim. Ben ona bakarken odanın kapısının açılma sesi geldi. Annem dersi bitirmiş olmalıydı. Ağır ağır yerimden kalktım ve yeğenim düşmemesi için yastık dayadım yanına. Oturma odasının kapısının önüne geldim.
''Gayet iyisin ama biraz eksikler var en kısa sürede o eksikleri tamamlayabiliriz. O yüzden haftada iki gün özel yapmamız yeterli.'' Annem Ferd'ün önünden çıkmıştı. Ferd arkasındaydı.
''Siz nasıl uygun görürseniz Bayan Kaya. O zaman Pazartesi ve Cuma günleri ders için en uygun zamanlar.'' Annem bu cümleyi başını sallayarak onayladı. O sırada bana döndüler. Aslında sokak kapısına dönmüşlerdi ama oturma odasının kapısı sokak kapısından önceydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Not:Cezalısın!
Ficțiune adolescențiAmerika Birleşik Devletlerinde, Virginia eyaletinin kasabasında bir liseye konuk oluyorsunuz bu hikayede... Birbirinden bağımsız dört genç okulda ceza alır, okul gazetesine işledikleri suçları konu alan makale yazmaları istenir. Okul gazetesini çıka...