İyi okumalar!
''Rezil oldum!'' diye mırıldanırken Mary ve Suzy'e döndüm. Rezil olmuştum. Ben bunu düşünürken cebimdeki telefonum çalmaya başlamıştı. Çıkarıp ekranına baktığımda Steven arıyordu. Tek eksik olan Steven'dı. Başıma ne geldiyse onun suçuydu her şey onun suçuydu!
''Tek sen eksiksin!'' çağrıyı kapatıp telefonu cebime geri koydum. Kızlara döndüm. ''Kendimi aşağı atsam...'' eğilip yerden yüksekliğe baktım. ''Bir yerlerim kırılmaz direkt ölürüm. Olmaz! Okula gitmemi engelleyecek çözüm bulmam lazım.'' Sonuçta niyetim ölmek değildi. Chen için ölmeme değmezdi.
Emin misin?
İç sesimi kafamı sallayıp dağıttım. Babaannem bilinçaltımdan fırlardı. Beni haşlardı o yüzden hiç uğraşamayacaktım.
''Saçmalamaya başladı. Aşağı inelim.'' Mary beni kolumdan tutup sürüklerken Suzy bardaklarımızı topluyordu.
''Lütfen Suzy! Ayağıma sert bir cisim ile vur.'' Diye bağırdım. Okula gitmemem lazımdı. Ailem evden eğitime sıcak bakar mıydı? Babam uzun uzun bana bakıp psikoloğa götürürdü. Eğitim pahalıydı. Beni aşağı kata sürüklerken usulca ilerliyordum. Odamdan içieri girince dudaklarımı büktüm.
''Küçük bir yanlış anlaşılma yaşıyorsun! Bunda abartılacak ne var?'' suzy odamın kapısını kapatıp bardakları çalışma masamın üzerine bıraktı. Ona hızla döndüm. Mary'nin elinden kolumu kurtardım.
''Abine ilanı aşk ettim çünkü onun benden hoşlandığını düşündüm. Beş dakika önce abin karşı komşumun evine girdi. Ah ayrıntıyı unuttum karşı komşumuzun kızını öpüyordu.'' Cümlem bittiğinde yere çöküp başımı ellerimin arasına aldım. İleri geri sallanmaya başladım. Ne yapacaktım? Bir daha asla Suzy'nin evine gidemezdim. Okulda Chen ile çok fazla ortak dersimiz vardı. Neel'in muhteşem kahvelerinde artık çalışamazdım. Chen oranın kahvelerini çok seviyordu. Ev dışındaki tüm sosyal hayatımı kesmeliydim. Evde eğitim almam için ailemi ikna etmem gerekiyordu. Babam o parayı ödememek için psikiyatri servisine dahi yatırırdı beni... ''İki gün öncesine kadar Suzy ve ailem dışında hayatımda kimse yoktu! Allah'ım!'' derken başımı ellerimin arasından çıkarıp ayakta dikelen iki kıza baktım.
''Fazla abartıyorsun Naomi. En kötüsünü yaşadın bence buna sevinmelisin. İki gün içinde her şeyi yaşadın daha kötüsü ne olabilir ki?'' diyen Mary'e ölümcül bakışlar attım. Ayağa kalktım. Cadı!
''Olayları başka yerinden anlıyorsun. Daha kötüsü olmayan bir durum için nasıl sevinebilirim?'' derken üzerine yürüdüm. Bu kızda anlama sorunu vardı.
''Üçüncü bir aşığın çıksa daha kötü olmaz mıydı?'' Suzy'nin sorusuyla durdum. Ona döndüğümde bize bakıyordu.
''Ne?'' Mary ile aynı anda tepki vermiştik. Suzy en sonunda Mary'e benzemişti. Mary ile bu aralar çok takılmıştı.
''Ben seni zeki sanıyordum. Şuna baksana üçüncü biri bundan neden hoşlansın? Steven kesin Tracy'den sıkıldı macera arıyor abini saymıyorum hoşlanmıyormuş bile...'' Mary cümlesini yarıda bırakıp kahkaha atmaya başlayınca gözlerimin yandığını hissettim. Söyledikleri çok kabaydı. Boğazımda oluşan yumruyu yok etmek için zorla yutkundum. Steven'ın oyuncağı demişti, Chen'in asla hoşlanmayacağı kişi...
''Mary odadan çıkar mısın?'' diye mırıldandım. Mary bana baktığında gülmekten gözünden yaş gelmişti. Benim suratımı gördüğünde gülüşü suratında dondu.
''Abla...''
''Çık!'' kapıyı gösterdiğimde mahcupca bakışlarını kaçırdı. Üçüncü kez söylememe fırsat vermeden odadan çıktı. Kapı kapandığında kendimi yere atmıştım. Bu sefer çökmemiştim. Popomun üzerine bırakmıştım kendimi ve tüm gün yapmak istediğim şeyi yapıyordum. Ağlıyordum. Şimdiden dalga konusu olmuştum. Kardeşim bunu düşünüyorsa başkası ne düşünecekti? Ağzımdan hıçkırık kaçtığında omuzlarıma sarılan bir çift kol hissettim. En iyi arkadaşım Suzy'nin kollarıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Not:Cezalısın!
Roman pour AdolescentsAmerika Birleşik Devletlerinde, Virginia eyaletinin kasabasında bir liseye konuk oluyorsunuz bu hikayede... Birbirinden bağımsız dört genç okulda ceza alır, okul gazetesine işledikleri suçları konu alan makale yazmaları istenir. Okul gazetesini çıka...