Giray: bizde onu arıyoruz
Mesajı yazıp yürümeye devam ettim. Yol boyunca Mercan saçma sapan sorular sordu.
"Hey bir şey soracağım."
"Efendim Mercan."
"Bana doğruyu soyle sen bu Irem'den hoşlanıyorsun değil mi?"
Sorusu ile bir anda durdum ve düşündüm.
Ben onu seviyor muydum?
İç sesimin sorusu ile kafamı salladim. Evet seviyordum ve bunu kendime itiraf edebildiğim için gurur duyuyorudum.
"Evet sanırım hoşlanıyorum."
Mercan elini azına götürerek şaşkınlığını gizlemeye çalıştı. Sonra ise kısa bir çığlık attı.
"Aağ! inanamıyorum. Cidden bu günlerde ikinizde de bir şeyler vardı. Bak yüzde yüz eminim o da seni seviyor."
"Biliyorum."
"Ne! Nasıl ya?"
"Ben zaten biliyordum çok belli ediyor."
"Peki tamam hadi parka geldik senin şu aşk perisinin bulalımda ben sizi yanlız bırakayım."
Daha fazla konuşmadan parka girdik. Çığlık atıp gülen çocukların arasında koşan çocuklar çok tatlılardı. Fakat gülen çocukların arkasındaki bankta oturan kız, o masum bir şekilde ağlayan kız, elleri yüzünde olan kız ışte o kız Irem'di.
Mercan Irem'ı gördükten sonra bana bakıp arkasını dönüp gitti. Evet dediğini yapıp bizi yanlız bırakmıştı. Irem'in yanına gitmeden önce parkın girişindeki pamuk şeker satan adamdan iki tane pamuk şeker aldım. Adımlarımı Irem'in oturduğu banka yönelttim.
"Selam."
Yavaş yavaş ellerini yüzünden çekti ve gozleri gözledim ile buluştu. Burnunu çekti ve yanına oturmamı belirterek elini banka yavaşça vurdu.
"Neden buradasın?"
"Sence belli değil mi?"
"Hayır belli değil."
Yavaşça yanına oturdum ve yüzüne baktım. Gozlerine bakarken kayboldum. O kadar guzeldi ki anlatamazdım. Gözlerini kırpıştırdı. Arkamda sakladigim pamuk şekerlerden birini ona uzattım. Yüzünde güzel bir gülümseme oluştu. Mutlu olmuştu.
"Al bak pambık şeker aldım sana."
Küçük bir kahkaha attı. Sağ elini bana uzattı ve elimdeki pembe pamuk şekeri parmaklarının arasına aldı.
"Pambık?"
"Ben bazen böyle derim."
"O zaman pambık beyazı ellerim ile bunu yemeliyim."
Bende bir kahkaha ettim o da güldü ve bana bakmaya devam etti. Ama bir anda yüzündeki gülümseme düştü.
"Ne oldu yine?"
"Bilinmeyenin Yağız olduğuna eminim."
"Bilinmeyen kimmiş kıçımın kenarı."
Bu sefer daha uzun bir kahkaha attı. Bu beni mutlu etmişti.
"Irem Sen asla kötü bir şey yapmadın burda olma sebebin buysa..."
"Hayır, degil."
"Fazla uzatmayacağım."
"Biliyor musun ırem ben seni sevdim. Hemde çok sevdim. İnsan bu kadar kısa bir sürede sevebilir mi hiçbir fikrim yok ama ben seni sevdim. Ve bunu kendime itiraf edebildim. Bu bile beni sevindiriyor. Anlayamıyorum ama ben seni seviyorum. Senden hoşlanıyorum desem daha doğru aslında. Bana bir şans verebilecek mısın?"
Yanakları kızarmıştı boşluğa bakıp konuşmaya başladı.
"Peki."
"Ne."
"Olur diyorum sana bir şans vereceğim. Çünkü bende seni seviyorum."
"Cidden mi?"
"Cidden."
Ellerim titriyordu. Mutluydum. Bu kadar hızlı olması beni şaşırtmıştı. Ama her şey bu kadar kolaysa bir yerde tıkanacağımdan emindim.
____
Arkadaşlar kitabı çok fazla uzun yapmayacağım 4.0 da falan bitireceğim.
Aklıma çok fazla bir şey gelmiyor.
Kısa olsada güzel bir kitap olmasını umuyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(Askıya Alındı)YILDIZLARIN İÇİNDE KAYBOLAN AY |Texting|
ChickLitUmutlar yok olduğunda, dünyadan bıktığında, hayatının sonra erdiğini düşündüğün zaman gerçek hayatın başlar. Noktanın konulduğu yerden yeni hayatlar çıkar. Belkide çıkan hayat senin yeni bir başlangıç yapmana yardım edecek o kişidir. Kim bilir... In...