(( Hatırlatma: Bir önceki bölümün son cümleleri.
Neden bu kadar panik yaptı ki? Bir yere ayrılma, kimseyi arama derken ne demek istedi? Çok garip konuşmuştu. Zaten tek başıma adım atacak durumda değildim. Kafamı kurcalayan şeyler vardı ancak şuan tek düşündüğüm neden bu kadar bir şiddetli hastalık geçirdiğim? Neler oluyordu bana? ))
...
İçimde hem iyi hem de kötü hisler barınıyordu. İyi olan, en azından bugün yalnız değildim. Kötü olan, henüz Aras'ı tanımıyordum. Göründüğü gibi iyi biri olmayabilirdi. Her ne kadar iç sesim buna karşı çıksa da umarım yanlış bir şey yapmıyorumdur. İnsanları iyi gözlemler, haklarında verdiğim hükümlerde hep haklı çıkardım ama Aras için net bir şey söyleyemiyordum.
10 dakika gibi kısa süre sonra kapım çaldı. Yolda kaldığımda, evlerinden buraya gelmemiz 40 dakika kadar sürmüştü. Bu kadar hızlı gelmesi mümkün değildi. Belki bu yakınlardaydı. Erken gelmesi benim için çok iyi olmuştu.
Bir elimle destek alarak yataktan kalkmayı başardım. Kapı deliğinden bakmadan gelenin Aras olduğuna emin olarak kapıyı açtım.
"Hoş geldin Aras."
" Nasılsın? Neyin var?" Bu endişeli ve kaygılı bakışlarını daha önce de hatırlıyordum ancak bu sefer sanki daha fazlaydı.
"Bilmiyorum, anlayamıyorum. Birkaç gündür vücudumda çok değişik şeyler oluyor. Mide krampları, baş zonklaması, bulantı, tüm vücuda yayılan şiddetli ağrılar..."
Parmaklarını çenesinde gezdirerek düşünmeye başladı. Çok kederli görünüyordu. Sanki acı çekiyor gibiydi. Benim hasta olmam neden onu bu kadar üzüyordu? Ya da bilemiyorum pişman olmuştu belki de geldiğine. Başına bela olacağımı düşündü.
"Daha önce böyle şeyler oluyor muydu? Bir hastalığın var mı?"
"Zamanında bazı hastalıklarım oldu ama ciddi değildi, geçtiler. Uzun bir süredir bu denli sıkıntılarım olmamıştı. Nedenini bende anlayamıyorum."
"Haydi, o zaman gidiyoruz."
"Nereye?"
"Annemin yanına."
"Neden?"
"Annem doktor unuttun mu?"
Bir an hatırlayamamıştım. Gitmek istemedim. Onlara bir daha rahatsızlık vermek istemiyordum. Bu yüzden beni kendi doktoruma götürmesini istediğimi söyledim.
"Marina, kırma beni, annemin seni görmesi iyi olur."
"Israrının nedeni tam olarak nedir? Neden annene gitmemi istiyorsun? "
"Çok iyi bir doktor çünkü. Yurtdışında eğitim gördü. Yollarda perişan olmanı istemiyorum."
Kararım değişmemişti. Montumu ve botumu giymeme yardımcı oldu. Her an düşecekmişim de tutacakmış gibi tetikte beklemesi, dikkatimden kaçmadı.
Doktorum bizi çok bekletmeden odasına aldı. Ne zamandır gitmediğim ve onu aramadığım için yakınıyordu. Şikayetlerimi anlattıktan sonra kaşlarını çatarak düşünmeye başladı. Bir dizi test verdi yaptırmam gereken. Test sonuçları çıkana kadar da serum bağlatıp uzanmamı istedi.
Aras telefonda biriyle yazışırken bende serumu inceliyordum.
500 ml serum dakikada 50 damla damlatıyor. Tamamen bitmesi için 3 saat 20 dakika geçiyor ki bu da yaklaşık olarak 10000 damla demekti. Bazen değişiyordu, hemşireler hızını arttırıyorlar ya da yavaşlatıyorlar. Bu yatakta o kadar çok tek kaldım ki bir süre sonra damlaları saymaya başlamıştım. Bu sefer ne kadar zamanda bittiği umurumda olmayacaktı çünkü yalnız değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARİNA
Misterio / SuspensoAmansız bir hastalığa yakalandığınızda size uzanan her eli çaresizce tutar mısınız? Peki, bu hastalığın tek bir çaresi varsa onun ne olduğunun önemi var mıdır? Marina, çok küçük yaşta annesini kanserden kaybetmiş ve babası ile iletişimi zayıf olan...