((Hatırlatma : Bir önceki bölümün son cümleleri...
"Evet, her şeyi duymaya hazırım. Şimdi bana neler olduğunu anlatmanızı istiyorum."))...
"Bir şey yok canım daha doğrusu şimdilik var mı yok mu bilmiyoruz. Sadece şüpheleniyoruz. Emin olmak için test yapmamız lazım."
"Anlamadım ne testi bu?"
Ne olabileceğine dair hiçbir fikrim yoktu ancak hazırdım her şeyi duymaya. Sabırsız şekilde o gizemli kelimeyi duymayı bekliyorken saniyeler içerisinde dökülmüştü dudaklarından.
"Hamilelik testi."
"Ne!?" donup kalmıştım. Bunu duymayı hiç beklemiyordum. O kadar olasılık içinde dahi aklımın ucundan bile geçmemişti. Olabilir miydi böyle bir şey?
Aras düşünceli bakışlarını bana çevirdi. Kafasını sağa sola sallayarak birşeyi istemediğini anlatmaya çalışıyordu.
"Ne demek oluyor bu?" sorusunu Aras'a sormama rağmen cevabı annesi vermişti. Yolunda gitmeyen bir şeyler vardı, hislerim beni asla yanıltmazdı.
"Marina, bunu söylemek güç ama bilmen gerekiyor. Eğer test sonucun pozitif çıkarsa şuan için riskli bir durum içerisine girersin. İlaçlarını kesemeyiz, tedavini yarıda bırakırsak tekrar kanserin nüksetme riski var. Diğer taraftan tedaviye devam edersek bebeğe zarar vermiş oluruz ve belki de onu kaybedebiliriz."
Tüm bunları söylerken aslında neyi istediğini öyle net ifade ediyordu ki benim seçim şansım olmadığını gayet iyi anlamıştım.
"Kesin o zaman ilaçları. Olasılık var ama değil mi?" düşünmeden konuşmuştum ama yine de düşüncelerimin arkasındaydım.
Aras cevabımı kesinlikle onaylamıyordu. Şiddetle karşı çıkmaya başladı.
"Hayır, Mari . Aldıracağız, seni kaybetmeyi göze alamam. Bu işin şakası yok. Kesinlikle istemiyorum o şeyi!"
"Şey değil o, bir bebek. Bizim bebeğimiz. Ben bir cana kıyamam!"
"Mari! Bana bak..." üzerime doğru yürümeye başladığında onu dinlemeyerek arkamı dönüp koşar adımlarla odama çıktım. Annesi tartışmamızın büyümemesi için Aras'ı tutarak yanıma gelmesine engel oldu.
"Dur, gitme. Ona biraz zaman tanı. Dikkat etmeliydin oğlum..." sesleri gittikçe uzaklaşmaya başladı.
Odama girip kapıyı kilitledim. Kendimle baş başa kalmak istiyordum. Aslında düşününce hamile olma ihtimalim artıyordu ancak yine de test en kesin sonucu verirdi. Dikkat etmiştik lakin o gelmek istediyse ne engel olabilirdi ki? Belki de bu bir işaretti. Burak'ın evine gittiğim gün rüyamda bir anne ve çocuk görmüştüm. Ben ve anneme yormuştum rüyamı ancak belki oradaki anne bendim. Her ne olursa olsun ona kıyamazdım, o bir candı, benim canım.
Ertesi gün şüphelerimizin doğruluğundan emin olmak için Aras, annesi ve ben test yaptırmaya araştırma merkezine gittik. Herkes çok gergindi. Sonuç fazla beklemeden elimize gelmişti.
Defne Teyze yanılmamıştı. Hamileydim. Ruh halim sevinmek ve üzülmek arasında mekik dokuyordu. Herhangi bir şey hissedemiyordum. Kafam ve duygularım karmakarışıktı.
Annesi yanımızdan ayrıldıktan sonra Aras ile baş başa kalmıştık.
Çok stresli ve gergindi. Ellerini başının arasına almış öylece duruyordu. Ona sarılmak için yaklaştım, çok zor bir durumdu onun içinde. Ben dokununca birden irkilerek uzanan ellerimi itekledi. Orada olduğumu yeni fark etmişçesine şaşkın bir ifade yerleşmişti yüzüne. Onun bu halleri beni korkutuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARİNA
Mister / ThrillerAmansız bir hastalığa yakalandığınızda size uzanan her eli çaresizce tutar mısınız? Peki, bu hastalığın tek bir çaresi varsa onun ne olduğunun önemi var mıdır? Marina, çok küçük yaşta annesini kanserden kaybetmiş ve babası ile iletişimi zayıf olan...