🕸️18. BÖLÜM 🕸️

24 6 88
                                    

((Hatırlatma : Bir önceki bölümün son cümleleri...

Devam etmeliydim ancak her şeyi öğrendikten sonra ne yapacağıma karar verebilirdim. Tüm gecenin sonunda yapmam gerekenin bütün gerçeklerin öğrenilmesi olduğu kanısına vardım. Daha bitmemişti ve belki de daha kötüleri dalga dalga aşacaktı boyumu. Pes etmeye niyetim yoktu.))

...

Kapının ısrarlı çalışını duymazdan gelmeye çabalamama rağmen bunun pek de mümkün olmadığını anlamam uzun sürmedi. Daha fazla bekletirsem Aras kapıyı kırıp içeri girecekti. Onu görmeye hazır hissetmiyordum kendimi ama buna mecburdum. Nasıl bu hale gelmiştik biz?

İçeriye bir hışımla giren Aras aynı hışımla konuşmaya başladı.

"Neden açmıyorsun kapıyı? Sana bir şey oldu sandım. Aklım çıktı."

"Gördüğün gibi hala yaşıyorum. Ne sandın intihar ettiğimi falan mı? "

Gözlerindeki endişe yerini hüzne bırakmıştı. Dünü hatırlaması ona acı çektiriyordu ama benim kadar olamazdı. Yere bakarak kafasını kaldırmadan konuşuyordu.

"Nasılsın?"

"Nasıl olabilirsem öyleyim. Şimdi bana izin verir misin? Duş alacağım."

Cevap verme gereği bile duymadan önüne baka baka odadan çıktı. Duş alıp bir müddet meditasyon yaptıktan sonra kendimi daha sakin hissettiğim anda aşağıya indim. Masaya oturur oturmaz Defne Teyze ters giden bir şeyler olduğunu anlamıştı.

"Kızım neyin var? Yüzün bembeyaz olmuş." Sen bir de dün öğrendiklerimden sonraki yüzümü görseydin dedim içimden.

"Halsizim biraz gece pek uyuyamadım ondandır."

"Neden uyuyamadın? Ağrın mı var? İstersen bugün seni de götüreyim. Hem ikili test zamanın geldi. Gitmişken onu da yaparız."

"İkili test nedir? Neden yapıyorsunuz? Çok mu gerekli? " üst üste bu kadar soru sormam rahatsız etmiş olacak ki tek kaşını kaldırarak tepkisini gösteriyordu bana. Yüzündeki ifade ile verdiği cevap hiç uyuşmuyordu.

"Tabi ki bu testi yaptırman gerekli. Bebekte herhangi bir kalıtsal bir hastalık varsa tespit edebiliyoruz. Hem bebeğin genel durumunu da öğrenmiş olursun. Korkulacak bir şey yok ultrasyondan bakıp kan değerlerini kontrol edeceğiz hepsi bu."

Dünkü duyduklarımdan sonra şüphelerim iyiden iyiye artmıştı. Benim haberim bile yokken vücuduma neler yapmışlardı kim bilir? Defne Teyze'ye de ayrıca kırgındım ama açıklama yapmak zorunda kalmamak için bunu belli etmiyordum.

"Anladım ama bugün olmaz Nisa'ya söz verdim, onu okuldan alacağım. Belki sonra bir yerlere gidip yemek.. "

"Benim neden haberim yok bundan?" diyerek konuşmamı kesip araya girdi Aras.

"Unutmuşum söylemeyi."

Gergin olan ortam iyice buz kesmişti. Daha fazla dayanamayarak izin isteyip masadan kalktım. Odama girer girmez arkamdan Aras girdi hemen içeri.

"Ne yapmaya çalışıyorsun? Bu da ne demek oluyor? Nereden çıktı Nisa'yı okuldan almak? Benim neden haberim yok? Bak... "

"Ee yeter! Ne soru sordun. "

Kendimden de beklemediğim bir şekilde fevri cevap vermiştim.

"Unuttum işte söylemeyi. Bu kadar üstüme gelme lütfen."

"Benden mi kaçıyorsun?"

Aslında ondan değil bu evden, öğrendiklerimden kaçıyordum. Aşağıda ölü mü canlı mı belli olmayan bir adam, aklımda tonlarca soru ve belki de ortaya çıkacak bir sürü gizem vardı. Hepsini öğrenecektim fakat sindire sindire. Aksi halde psikolojik olarak çökmekten korkuyordum. Daha vahimi bebeğime zarar verebilirdi bu durum. Biraz olsun uzaklaşmak ve sakin bir kafa ile düşünmek istiyordum. Hızlıca hazırlanıp çantamı kontrol ettikten sonra çıkmaya yeltenirken yine Aras bir dağ gibi karşıma dikilmişti.

MARİNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin