12. Bölüm

153 20 6
                                    

İki araba ile geldiğimiz için onlar kendi arabalarıyla ben ise kendi arabamızla yola koyulduk. Yol boyu giderken içimde bir burukluk vardı. Buraya gelirken kendimi çok mutlu hissediyordum ama bir an da içimde ki bu mutluluk yok oluvermişti. Sebep O' nün olmayışı olamazdı. Hayır, sebep bu değildi. Evet onu görmeyince kendimi bir an için kötü hissetmiş olabilirim ama bu sadece bir merak duygusuydu. Gökçe ve Emre' yi görünce sanki O' da gelmiş gibi hissetmiştim. Hem Melek neden buraya gelsindi ki onun evi orasıydı sonuçta.

Kafamda ki düşünceleri bir kenara bırakıp arabayı durdurduğumda eve girmek istemediğimi fark etmiştim. Şu an insanların arasına karışmanın beni daha çok yoracağını hissediyordum. Saçmalama Ali Melek burada değil diye hemen melankoliye bağlama. Zaten Melek hiç bueada değildi ki o sadece tanıdığım güzel yüzlü, gülüşü güzel sempatik, iyi bir insandı sadece. Ne diyorum ben. Yine saçmalamaya başladım.

O esna da arabanın camına birisinin vurmasıyla hayallerden sıyrılıp bir an da irkildim. Baktığımda bunun Emre olduğunu gördüm.

"Hadi ve oğlum daha ne kadar bekleyeceksin böyle."

"Tamam geliyorum. Dalmışım."

"Kim bilir nerelere daldın."

Arabadan indikten sonra onları da yanıma katıp giriş kapısında ki basamaklardan ir bir çıkmaya başladık. Tam bahçeye çıkmıştık ki Beren ve annem koşarak bize doğru geldiler.

"Bu ne sürpriz siz de mi geldiniz? Ali oğlum onların geleceğini neden söylemedin?"

"Benim de şimdi haberim oldu anne."

Gökçe size girip, "Ben söylemesini istemedim Sevim teyzeciğim. Sürpriz yapmak istedik."

"Ne iyi yapmışsınız hadi gelin size çok güzel yemekler yaptım. Bu arada sen de Beyza olmalısın?"

Annemin dediklerini duyunca Beyza Gökçe' nin arkasına saklandığı yerden çıkıp anneme doğru uzandı.

"Evet, Beyza benim."

"Sen ne şirinsin öyle."

Konuşan Beren' di sonra ona yaklaşıp yanaklarından bir makas aldıktan sonra kocaman sarıldı ona.

Birlikte bahçede ki masaya geçerken herkes ne kadar da mutluydu. Annemasaya fazladan tabak getirmeye gitmişti. Biz de o sırada oturup hasret giderdik.

"Baktık sen gelmiyorsun dedik biz oraya gidelim."

"Yani sıra sizdeydi zaten."

Biz konuşurken annem çoktan mutfaktan geri dönmüştü bile. O sırada bir sessizlik oldu yemek boyunca herkes sadece yemeklerine odaklanmıştı. O sırada Beyza bahçede ki köpeğimizi fark edip onu sevmek istediğini söyledi.

"Ali abi onu sevebilir miyim?"

"Tabi ki hatta gel birlikte sevelim."

Masadan kalkıp bahçe duvarının dibinde duran kulübeye yöneldiğimizde köpeğimiz Tarçın kulübenin önünde bizim ona yaklaşmamızla sevdiğini belli eden hareketler yapmaya başladı. Birlikte önüne oturup başını okşadığımızda hem o hem de Beyza mutlu olmuştu.

Sonra Beyza bana dönüp, "Ali abi biliyor musun Melek abla da bana bir kuş hediye etmişti. Bir çift muhabbet kuşu. Hasta olduğum dönemlerde moralim bozulduğunda onlarla ilgilenirsem beni mutlu hissettireceğini söylemişti. Ama tabi ben iyileşince onların tutsak kalmalarını istemediğim için serbest bıraktım." Dedi.

"İşe yaramış demek ki bak şimdi gayet sağlıklı görünüyorsun."

"Evet, dediklerine o gün o kadar inanmıştım ki sanırım bu yüzden kendimi çok iyi hissetmiştim. Tabi onları bırakmak biraz zor oldu ama onlarında uçmaya ihtiyaçları vardı."

Kış Meleği ( Tamamlandı. )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin