Ali oturduğu yerden kalkıp büyük bir gülümseme ile boynuma sarıldığında kalbimin atışları daha da hızlandı. "Teşekkür ederim Meleğim bana bu şansı verdiğin için."
"Asıl ben teşekkür ederim Ali bana umut olup adeta yeniden doğmama vesile olduğun, bu enkazdan bir çiçek bahçesi oluşturduğun için. Çok teşekkür ederim. İyi ki varsın."
Gözlerimden akan yaşları silerken Ali geriye dönüp eliyle akan yaşlarımı sildiğinde bir kez daha gözlerimi kapatıp içten bir teşekkür ettim.
"Şşştt ağlama bakayım. Bu bizim en mutlu günümüz."
"Onlar mutluluk göz yaşları merak etme."
O sırada Gökçe abla, Beren, Emre abi ve Beyza çıkıp gelmişlerdi yanımıza. Gökçe abla da tıpkı benim gibi mutluluk göz yaşları akıtıyordu. Ne de olsa abla kardeş sayılırdık. Bazen aile olmak için kan bağın olmasına gerek yoktur. Bazı insanlarla candan bağlanırsın manevi bir bağdır bu. Gökçe abla da benim için tam da öyle bir insan.
"Demek küçük kardeşim evleniyor ha. Gel buraya."
"Sanırım öyle."
Dediğimde gülerek kollarını açmış beni bekleyen Gökçe ablaya sarıldığımda yalnız olmadığımı hissetmiştim.
"Canım kardeşim tebrik ederim. Umarım bir ömür mutlu olursunuz."
"Teşekkür ederim ablacığım. Hep birlikte mutlu olalım. Kimse üzülmesin."
Sonra sırayla herkes birbirine sarıldıktan sonra hep birlikte Gökçe ablaların evine doğru ilerledik. Yanımda yürüyen Ali' nin yüzüne göz altından bir bakış attığımda onun gözlerinin üzerimde olduğunu gördükçe utancım daha çok artıyordu. Ben bu kadarını hayal etmemiştim ki şu an bu yüzden nasıl davranmam gerektiğini ne yapacağımı bilememenin verdiği bir utangaçlık örtüsü kapatmıştı üzerimi. Neyse ki diğer herkes yanımızda olduğu için Ali ile aramızda çok fazla konuşma geçmemişti.
Eve girdiğimizde herkes koltuklarda ki yerlerini almış diğer tarafta Emre abi şömineyi yakmakla uğraşıyordu. O sırada Gökçe abla, ben ve Beren kalkıp mutfağa ilerledik. Hepimize birer çay yaptıktan sonra yeniden yerimize döndük.
O gün geç saatlere kadar sohbet ettikten sonra benim artık eve dönme vaktim gelmişti. Beyza ve Beren bugün bizde kalacaklardı. Onları da alıp kapıya yöneldiğimde Ali arkamızdan gelip bize eşlik edeceğini söyledi.
"Bekleyin ben de sizinle geleyim böyle tek gitmeyin."
Aslında bunu zaten her kafe çıkışında yapıyorduk. Ama bu kez kalp atışlarım beni rehin almıştı. Bugün daha farklı bir gündü çünkü.
*******
Sonra ki günler aynı seyirde takip etti. Kış mevsiminde olduğumuz günleri geride bırakırken artık Kış Meleği' ni kapatacağım gerçeği vardı. Üstelik Ali ile birlikte Türkiye'ye dönme planları yapıyorduk. Bu benim için biraz zor olacaktı. Yıllar önce oradan gelişim iyi olmamıştı. Bir enkazdan farkım yoktu oradan gelirken, toparlanmam uzun zaman almıştı. Şimdi ise yeniden oraya dönmeye korkuyor gibiydim.
Ama içimi rahatlatan Ali' nin varlığıydı sanırım. Onun bana duyduğu ve benim ona duyduğum sevgi beni rahatlatıyordu. Üstelik bu geçen birkaç ay içerisinde Sevim teyze ye ve Beren' e de alışmıştım, adeta benim ailem olmuşlardı. Zaten bundan sonra ki ailem onlar olacaklardı ama içimde bir yerlerde hâlâ kendini koruyan bir korku, endişe vardı.
Ben yıllardır kendi kendime bir hayat yaşıyordum. Evimden uzaklaşmış buralarda kendime yeni bir hayat kurmuştum uyum sağlayabilecek miydim şimdi onlara? Kafamda onlarca düşünce vardı ama her seferinde Ali gelip beni bu düşüncelerden sıyırıp alıyordu. Şundan emindim ki bu düşündüklerim yersizdi onun iyi bir ailesi vardı ve ikimiz birbirimize farklı bir bağ ile bağlanmıştık. Sanırım bu sayede her şeyin üstesinden gelmek çok daha kolay olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kış Meleği ( Tamamlandı. )
RomanceAli tam da evleneceği gün sevdiği kadın ortadan kaybolunca büyük bir mutsuzluğa kapılır. Kuzeninden gelen bir haber ile İsviçre' ye tatile gittiğinde beklenmedik bir şekilde karşısına çıkan Melek ile asıl aşkı bulur. Ali ve Meleğin İsviçre de başlay...