17

1.6K 110 43
                                    

"Her şey hazır değil mi?"  Dedi Taehyung elindeki mumları pastaya dizerken.

Bugün Jungkook'un doğum günüydü ve çocuklar yoğun çalışma tempolarının arasında ufak da olsa bir sürpriz hazırlamak istediler ve odayı süsleyerek Jungkook'un sevdiği pastayı aldılar. Şimdi Jungkook'u markete yollamış, gelmesini bekliyorlardı. Jungkook öncesinde gerek olmadığını söylese e çocuklar ona belli etmeden her şeyi ayarlamıştı elbette. 

"Hazır hazır. Bir tek Jungkook kaldı." Namjoon da süsleri tekrar kontrol ederken mumları yakmak için çakmağı hazırladı.

"Aşağıdaki kapının sesi geldi. Geliyor. Yak hadi mumları Namjoon."

Yoongi hızla ışığı kapatırken Namjoon da mumları yakmıştı o sırada. Dış kapı yavaşça açılırken çocuklar odada sessizce bekliyor, Jungkook ise evdeki karanlığı çözemiyordu. Eliyle ışığı bularak açtığındaysa karşısında arkadaşlarını gördü.

"Sürpriz!"

Jungkook'un gözleri anın getirisiyle çoktan dolmuş, hızla adımlayarak arkadaşlarını kucaklamıştı. Kutlayacaklarını biliyordu elbette fakat istemsizce de duygulanıyordu bir yandan. Arkadaşları ona iyi ki doğdun dileklerini dilerken Jungkook'u kolundan tutarak pastanın yanına getirdiler.

"Hadi dilek tut."

Jimin elleriyle sevgilisinin omzunu sıkıyordu o esnada. Heyecanlandığını ve duygusallaştığını bildiği için destek çıkmaya çalışıyordu kendince.

"Tuttum, üflüyorum." Jungkook arkadaşlarına kısa bir bakış atarak mumları üflediğinde odada alkış sesleri tekrar yükseldi. 

Hoseok tabakları ve pasta bıçağını masaya yerleştirip pastayı keserken, Jin de içecekleri dolduruyordu. Bu yoğun tempolarının arasında bu ara onlara iyi gelmişti. Şimdi ellerinde pastaları, gönüllerinden geçtiğince gülüyor ve sohbet ediyorlardı. Böyle zamanlar onlar için çok ama çok kıymetliydi. Bir ada olmayı seviyorlardı. 

#

"Doğum gününden zevk aldın mı?"Jimin ve Jungkook gecenin kalanını beraber geçirmeye karar vermişlerdi ve şimdi koltukta birlikte uzanırken sormuştu Jimin. 

"Elbette beğendim. Siz yanımda olduğunuz sürece ben hep mutluyum."

"Biliyorum sevgilim. Yarın sabah uçuşumuz var fakat benim hiç uyuyasım da yok." Dedi Jimin kollarını sardığı bedene iyice sokulurken.

"Benim de yok gerçekten fakat uyumamız da gerekiyor. Ruh gibi dolaşmak istemeyiz değil mi hayatım?"

"Öyle sevgilim öyle."

Birkaç saniye oluşan sessizliği bozan şey ise Jungkook'un telefonuna gelen mesaj sesiydi. Arkadaşlarından doğum günü mesajı geldiğini umarak eline aldığı telefonu açıp, gelen videoya tıkladığında kesinlikle bunu görmeyi beklemiyordu. Çünkü videoda Jimin bir kız ile beraber pratik odasında oldukça samimi bir şekilde dans ediyordu. Bu nasıl olurdu? Jungkook'un çatılan kaşlarını fark ettiğinde Jimin yerinden doğruldu ve telefonu sevgilisinin elinden çekerek ekrana bakmasıyla başından kaynar sular dökülmesi bir olmuştu. Bu...Bu gerçek olamazdı.

"Jungkook inan bana bu doğru de-" Jimin'in sözünü kesen şey ise Jungkook'un ani olarak ayağa fırlamasıydı.

"Doğru olanı anlat o zaman Jimin çünkü inan bana şuan içimdeki siniri tarif edemem."

"Dün pratik yaptığımda Lee Hyori geldi ve bana birkaç hareket göstermemi istediğini söyledi. Onu reddetmek için bir sebebim yoktu çünkü arkadaşımızdı ve şirkette sık sık herkes birbirine bir şey göster. Ama inan bana bu kadar yakın değildik Jungkook."

apnapan | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin