Eskiden sıradan isme sahip biri olarak hayatıma devam ederken şimdiyse ismim bir ticari sisteme sahip. Yüzlerce dergiden gelen kapak çekimi için teklifler, özellikle davet edildiğim ödül törenleri, benimle iş birliği yapmak isteyen onca kişi...
İstedikleri Jimin mi, yoksa Park Jimin mi?
Gittiğim her ortamda tüm kameraların üzerimde olmasına alışmam uzun zamanımı almıştı. İlk karşılaşmamızda yüzüme dahi bakmayan onca kişi yıllar sonra bana büyük bir açlıkla baktığında sevindiğimi hatırlamıyorum. Ödül törenlerine ilk katıldığımda fotoğrafımı çeken 5 kişiden 500 kişiye gelmek nasıl bir his tarif edemiyorum. Herhangi bir ortama girdiğimde patlayan, görüşümü engelleyen onlarca kamera flaşını sevip sevmediğimi hâlâ bilmiyorum.
Ama tanıştığım insanların hangi bana yaklaşmaya çalıştığını çok iyi biliyorum.
Kestiremediğim şeyler de yok değil tabii. Yıllarca her durumda, her anda ismimin reklamını yaparak büyük bir kitle elde eden kuruluşların, eşcinsel olduğumu açıkladıktan sonraki değişimini kestiremediğim gibi.
Sahi, Park Jimin'in eşcinsel olması bu kadar önemli miydi?
İdollerin hayatı gerçekten insanları ilgilendiriyor muydu?
Televizyonda, internette, her ortamda deli dehşet paylaşım gören bir idolün, kendince doğru bulduğu fakat topluma uymadığı tek bir davranışında ölüme gönderilmesindeki amaç neydi peki?
Bizler çok iyi insanlarız, toplumun dışına çıkmadığımız sürece.
Zirveye ulaştığımız yıllar gözümün önünde. Önceleri bilmezdim linç edilmenin nasıl bir duygu olduğunu. Sosyal medyada 'x kişinin aldığı nefret' adlı başlıklara denk gelirdim gelişi güzel. O yazılarda her gün farklı birinin adı geçerdi ve ben tek bir gün bile kendi adımın orada yer edinebileceğini düşünmemiştim.
Ünlü olmanın havalı olduğu, paranın her daim elinizin altında olduğu için hiçbir zorluk çekilmeyeceği söylenirdi daima. Yıllar önce küçücük bir odada 7 kişi yaşarkenki hayatımla, kendime istesem anında 7 ayrı daire alabilecek hayatım arasında bu kadar uçuk bir fark olması hoşuma gitmiyor. İnsanlar sizi sever, size ilgi gösterir ve sizi dünyanın en mükemmel insanı gibi hissettirmek için en yükseğe çıkartır. En yükseğe çıkartır çünkü yere düştüğünüzde canınızın en çok yanacağı yer orasıdır.
Yıllar geçirdiğim bu sektörde şahit olduğum, gözümle görmeme rağmen kendimi görmediğime inandırmak istediğim sayısız olay yaşadım. Bizzat yakınlarımın darbeleri, ihanetleri dahil olmak üzere...
Tek bir gün. Süregelen sisteme isyan ettiğim o asıl gün.
Birlikte uzun süreler vakit geçirmesek de sahne arkasında ufak sohbetler yaptığımız, bana bu yolda nasıl güzel ilerleyebileceğimle ilgili öğütler veren hyungum Jonghyun...
Sektörün asıl acımasızlığını, insanların saçma sapan fikirlerinin birine verebileceği en büyük zararım hangi boyutta olduğunu bana gösterdi.
O noktaya gelmediğimi söyleyemem.
Yaşadıklarımın üzerime birkaç beden büyük geldiği ve altında ezildiğim epey zaman geçirdim. Tek başıma, pratik odasının zemininde gece boyu ağladığım o günleri asla unutmadım. Zihnimde dolanan düşüncelere çoğu zaman engel olamadım. Biriyle konuşmadığım her saniye kafamda dönen kirli fikirler bedenimi de ele geçirmeye başlamıştı.
Ama yapamamıştım.
Yapamazdım da.
Yapamazdım çünkü ailemi bırakamazdım. Annemi, babamı, kardeşimi, arkadaşlarımı ve sevgilimi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
apnapan | jikook
Teen FictionPark Jimin ve Jeon Jungkook'un içinde olduğu 7 genç bir müzik yarışmasını kazanarak grup haline gelirler. Park Jimin ise ilk görüşte kalbini tekleten grup arkadaşı Jeon Jungkook'a geri dönüşü olmayan bir şekilde aşık olmuştur. Peki aşkları önlerine...