6

2.9K 219 62
                                    

Dün gece olanlardan sonra Jungkook Jimin ile bir daha konuşmamıştı. Jimin onun yanından ayrıldıktan kısa süre sonra kendisi de yurda dönmüştü. O yurda vardığında çocuklar da yeni gelmişlerdi ve Jimin'i ortalıkta görmemişti. Erkenden uyumuştu. Jimin'in neler hissettiğini daha iyi anlayabiliyordu. Dün gözlerindeki üzüntüyü görmüştü ve bu kendi canını fazlasıyla yakmıştı. Kendine itiraf etmese de Jimin'den hoşlandığını hissediyordu. Ama korkuyordu da. Hala korkuyordu.

 Böyle durumlarda ne yapılır nasıl davranılır bilmiyordu. Bilmediği tek şey bununla sınırlı değildi elbette. Erkeklere karşı şuana kadar bir his beslememişti ve bu oldukça kafasını karıştırıyordu. Diğer yandan ise bu durumun kariyerini etkilemesini kesinlikle istemiyordu. 2 santimetrelik alana sıkılmış gibi hissediyordu. Aldığı nefes ciğerlerine yetmiyor daha fazlasını istiyordu. Fakat daha fazlası yoktu.

''Dün neler yaptınız bakalım?'' Yoongi, Jimin ve Jungkook'a bakarak söylemişti. Kahvaltılarını yapmış salonda kahve içiyorlardı.

''Hiç. Film izledik.'' Jimin, gözlerini diktiği kupasından başını kaldırmadan cevap vermişti. Yoongi işlerin iyi olmadığını elbette farketmişti.

''Ne izlediniz Jungkook?'' Bu sefer soru Taehyung'dan gelmişti.

''Gerilim filmi izledik.''

 İkisinin de bu kadar kısa cevaplar vermesi diğer çocukları rahatsız etmişti. Jungkook gözünün ucuyla Jimin'e baktı. Kahvaltıda da konuşmamıştı. Onun için çok üzülüyordu. Şun üzgün bir civciv gibiydi. Kapının tıklanmasıyla hepsinin bakışları kapıya yöneldi. İçeriye giren çalışan hepsini selamladı.

''1 saat sonra kareografi pratiğiniz var hatırlatmak için geldim.''

''Tamamen aklımdan çıkmış, haber verdiğin için sağol.''

''Rica ederim Hoseok, görüşmek üzere.''

Genelde dans işleriye uğraşan kişi eskiden dans grubunun olması ve tecrübeli olması nedeniyle Hoesok oluyordu. En başta dedikleri gibi gruplarında bir lider bulunuyordu fakat herkes ortaya bir şeyler koyarak bu işi yürütüyordu. Ki bu da hepsini birbirine bağlıyor sıkı dostluklarına katkı sağlıyordu.Pratikleri olduğunu Jimin de unutmuştu. Pratik havasında değildi ve kafası çok dalgındı. İçinde kopan fırtınalar ruhunu esir almıştı. Aşkına karşılık bulamamıştı. Jungkook korkuyordu, üstelik Jimin aşkı için her şeyle savaşmaya bu kadar hazırken. Aşkını kalbine gömemezdi. Çünkü kalbi tamamen aşkına aitti. Aşkını gömmek demek kalbinin de üstüne toprak atmak demekti. Lakin kararını da vermişti. Artık sadece bekleyecekti. Ekstra bir şey yapmayı düşünmüyordu. Pes etmeyecekti, sadece artık beklemek istiyordu. Jungkook'un ona adım atmasını beklemek.

Yavaşça ayaklanıp pratik odasına doğru adımladılar. Sergileyecekleri dansı öncesinde tekrar etmiş son kez üstünden geçmenin iyi olacağını düşünmüşlerdi. Namjoon Jimin'in asık suratını farkederek elini 'üzülme' dercesine omzuna yerleştirmişti. Jimin'e elini Namjoon'un elinin üzerine yerleştirerek teşekkürünü iletmişti. Kafası her ne kadar dolu ve karışık olsa da kendini işine odaklaması ve gerekeni yapması gerekiyordu. Görevlinin geri sayımıyla kamera kayda alınarak şarkı çalmaya başlamıştı. Hem pratik yapmış olacak hem de bu kareografiyi hayranlarıyla paylaşacaklardı. 

Jimin vücudunun yorgun olduğu sinyallerine aldırmadan performansını tamamlamak istiyordu. Yaptığı her harekette kaslarının acısı biraz daha canını yakmasına sebep oluyordu. Dün gece dışarıya üstüne bir şey almadan gittiği için üşümüş ve sonrasında pişmanlık duymuştu. Eğer hastalanırsa kendine çok kızmayı düşünüyordu. Kafasında dönen fikirlerin dansında yanlış hareket yapmasını istemeyerek kendini toparlamayı denedi. Kendini düşündüğü kadar diğer üyeleri de düşünmesi gerekiyordu, ki düşünüyordu da.

apnapan | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin