24

1.5K 83 52
                                    

"Bu valizi ne için hazırladığımı söyleyecek misin Jungkook?"

Jimin, valizinin fermuarını çektikten sonra valizin kenarına çökerek bakışlarını ayaktaki Jungkook'a çevirdi. Dün gece kendisinden valiz hazırlamasını istemişti ve hâlâ sebebinden bahsetmemişti. Üstelik diğer çocuklar da biliyordu, ki Jimin onlara kahvaltı yaparken sorduğunda gözlerini kaçırmış ve sahte öksürüklere boğulmuşlardı. Hepsi kendisinden bir şey saklıyordu, emindi.

"Gittiğimizde göreceksin sevgilim zaten. Hadi artık çıkmamız gereken vakitteyiz. Hyunglarla vedalaşalım."

"Ne kadar kalacağız?"

"2 gün sevgilim."

Jimin, her nereye gideceklerini bilmiyor olsa da Jungkook ile 2 koca gün yalnız kalacak olmanın getirdiği heyecanla gidecekleri yeri önemsememeyi seçmişti. Sonuçta yoğun çalışma programlarından ötürü, bu fırsat ellerine çok nadir geçiyordu. Jimin de kendini buldukları minik fırsatın kollarına bırakmayı seçmişti.

"Gidiyorsunuz ha?" Yoongi elindeki suyuyla çocukların yanına gelirken hafifçe göz kırptı. Diğerleri de arkasından onu takip ederek ikilinin yanına ulaşmıştı.

"Gidiyoruz hyung, her nereye gidiyorsak artık."

"Mekanın ne önemi var gidin ve eğlenin." diyerek sohbete katıldı Namjoon. 

Jungkook şirketten zorla 3 gün izin koparmıştı ve yol da içine katılacağından 2 günlük bir vakitleri olacaktı. Jungkook bu süreci elinden geldiğince en iyi şekilde geçirmeleri için çok çabalamıştı. Sevgilisiyle uzun süre baş başa kalma fırsatı bulamıyor oluşu bazen can sıkıcı oluyordu ikisi için. Onlar da buldukları her fırsatta birbirleriyle vakit geçiriyorlardı. Bazen bir film açar, hakkında sohbet ederek ve gülüşerek birbirlerinin kucaklarında izlerlerdi. Bazen sahil kenarına giderek denizin ferahlatıcı sesini dinlemek adına gözlerini kapatarak hissetmeye çalışırlardı. Hayaller kurarlardı onlarca, gelecekteki amaçlarından bahsederlerdi. Haklarında bilmedikleri hiçbir şey kalmaması adına her şeyi anlatırlardı. En yakın arkadaşların, en azından Jungkook'un Jimin'i en yakın arkadaşı olarak gördüğü günlerden sonra sevgili olmaları, arkadaşlıklarından hiçbir şey götürmemişti. Onlar hâlâ birbirlerinin en yakın arkadaşlarıydı.

Günlerdir bu sürprizi planlamış, Jimin'e belli etmemek için epey çaba sarf etmişti. Bu gizli saklı planları Jimin'in kendisini yanlış anlamasına bile sebep olmuştu. Öyle ki bilgisayarıyla araştırma yaparken Jimin'in yanına geldiğini fark etmemiş, gözleri minik bedeni gördüğündeyse hızla bilgisayarın kapağını indirip kenara bırakmıştı.

"Ne saklıyorsun sen benden?" 

Jungkook yakalandığı için elini alnına vurup kendine kızmak istiyordu. Ne yaptığını söylemesi mümkün değildi ve bahanelerine Jimin'in inanmayacağını da iyi biliyordu çünkü sevgilisi son derece zeki biriydi. İlk defa zeki olmamasını istedi o an Jungkook.

"Hiçbir şey hayatım, bir şeye bakıyordum. Gelsene çok özledim seni."

"Jungkook! Beni salak sanmadığına eminim. Ne yapıyordun dedim?"Jimin'in sesi merakına eş değer olarak yükselirken Jungkook kafasında bahaneler üretmekten vazgeçti.

"Söyleyemem sürpriz."

"Demek öyle ha?" derken çoktan Jungkook'un kucağında yerini almıştı. Meraklıydı ve öğrenmek istiyordu. 

"Böyle yaparak öğrenemezsin. Ama kucağımda olman hoşuma gitmedi değil."

Jungkook, Jimin'in belini kavrayarak kendine çekip dudaklarına yumuşak bir öpücük bıraktı. Bu hissiyatı her zaman için sevmişti. Jimin de dudaklarındaki tenden hafifçe çekilerek sevgilisinin yanağına öpücük bırakmış, göğsüne sinmişti. Dudaklarını hafifçe göğsüne bastırarak yumuşak bir öpücük bırakmıştı oraya. Jungkook'un kollarında olmayı, bu sıcak göğse sinmeyi seviyordu. Hayattan kaçmaya çalıştığı her anda sığınabileceği bu kollar ona güven veriyordu. Güven ve huzur.

apnapan | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin